
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
İRAN KADAR OLAMADIK!
Amerikan eski Genelkurmay Başkanı Richard Myers, Türk Ordusu'nun Kuzey Irak'a girmesi durumunda, Amerikan kuvvetleri ile karşı karşıya gelebileceğini söyledi. ABD'nin Sesi radyosuna konuşan Myers, görevde olduğu 2003 yılında Irak'ın, Süleymaniye kentinde, Türk askerlerinin, başlarına çuval geçirilerek tutuklandığını hatırlattı. Myers, Türkiye'nin Kuzey Irak'a müdahalesi halinde, bu gibi olayların yeniden meydana gelebileceğini söylemesi onur kırıcıdır.
Myers' in sözleri ve İran tarafından tutuklanan, İngiliz askerlerinin görüntüleri, Türk insana, Süleymaniye baskınını hatırlattı. Uzun yıllardır, dost ve müttefik! ABD'nin Türk askerlerine yaptıklarını ve ABD askerlerinin çay içip sohbet etmek için uğradıkları, Türk timini, nasıl bastıkları, tim komutanının üzerine nasıl çullandıkları anımsadık.
Türk subay ve astsubaylarının kalleşçe, ellerinin arkadan kelepçelenmesi ve başlarına çuval geçirilmesi, kötü muameledir ama baskın sırasında ABD askerlerinin, gösterdiği saldırgan tutum, Başbakan Sn. Erdoğan' ın övgü ile bahsettiği, stratejik ortaklığa hiç uymadı.
Ayrıca Türk subay ve astsubaylarının, başlarına çuval geçirilip ellerine kelepçe takılarak kaba bir söylemle götürülmesi, müttefiklik ilişkisinin neresine oturtulabilir?
Hülasa Türk askerlerinin, Erbil ve Bağdat'ta, gördükleri kötü muamele, "dost ve müttefik" iki ülke ilişkisinde onarılmaz yaralar açtı. Ancak siyasi otorite, bu olay karşısında "Müzik Notası" mı vereceğiz diyerek olayı küçümsedi. Bu olay, sadece Türk Silahlı Kuvvetleri'nin değil, Türk ulusunun onurunu da incitti. Bu olay karşısında, "Bu nasıl dostluk?" sorusu, Türk kamuoyunun yanıtını bulamadığı bir soru olarak kaldı.
İran'ın, İngilizlere yaptığı ile ABD'nin, "dost ve müttefiki Türkiye' ye yaptığı karşılaştırılınca, ABD askerlerinin, "insani değerlere" ve "stratejik ortaklığa" önem vermeyişi de gün gibi ortada. Olay Türkiye'nin, ABD ve AB'ye, güvenini de ciddi bir şekilde sarstı.
İngiltere, İran' ın ne müttefiki, ne dostudur, ABD'nin Irak'taki, stratejik ortağı, İsrail' in de en yakın müttefikidir. İran, bu cepheye karşı, kişilikli bir politika izliyor. Ne gerekiyorsa, onu da hayata geçiriyor. Nitekim İran, karasularını ihlal ettiği iddiasıyla 15 İngiliz askerini gözaltına aldı. Tahran, olayı, "kontrollü kriz"e dönüştürdü ve gerginlik de kendi yöntemiyle çözdü. Hatta nota bile vermedi.
İran'ın, İngiliz askerleri ile "psikolojik savaş" yaptı. 15 İngiliz askerinin, dünya televizyonlarına sık sık yansıyan görüntüleri, özelliklede İngiliz kadın askerine başörtüsü taktırılması, İran'ın rejim propagandası yanında, batıya karşı da bir gözdağı idi. .
Ayrıca İran, İngiliz askerlerinin bakımlı görüntülerini de yansıtarak kötü muamele edilmediğini, dünya kamuoyu ile paylaştı. Askerlere sunulan yemekler, bulundukları ortam, oyun oynamaları, Tahran'ın yaptığı "insani boyut" reklâmıydı.
İran, Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'ın, İran İslam ve rejim propagandası ağırlıklı konuşmasıyla, İngiliz askerlerini serbest bıraktı. Ahmedinecad, "esir" askerlerle tek tek tokalaştı, İran'ın, "düşman" askerlerine, insani davranış gösterisi ile ulusal onurunu da korudu. Bölge ülkeleri tarafından, hem takdir gördü, hem de batı ülkelere, özellikle de ABD ve İngiltere'ye, dünya kamuoyu önünde prestij kaybettir.
İngiliz Askerleri olayında, İran Ordusu, hiç ön plana gelmediği gibi, üstelik mükâfatlandırıldılar. İran, onurunu korudu ve kişilikli bir politika da izledi. İran, bu tavrı ile, gerek bölge, gerekse Müslüman ülkeleri arasında, büyük prestij sağladı.
İran'ın, İngiliz askerlerine ve Batı ülkelerine karşı tutumundan, siyasi otorite, özellikle de çuval geçirme olayı karşısında, ABD'ye, "NOTA VERELİM" diyen çevrelere, "Müzik notası mı vereceğiz" diyen Başbakan Sayın Erdoğan, ders aldı mı bilinmez. Ancak çuval geçirme olayı karşısında, siyasi otoritenin tutumu ve ABD' nin, "Dost ve müttefik" askerlerini gözaltına alış biçimi, nedeni ne olursa olsun, insan hakları ve" Müttefik" kavramı açısından kabul edilir bir tarafı da yoktur. Bu olayla, Türk Milleti ve TSK büyük yara almıştır.
Nitekim Atatürk, " Bir memleketin, bir memleket halkının düşmandan acı görmesi acıdır. Fakat kendi ırkından, büyük tanıdığı ve başlarında taşıdığı, insanlardan vefasızlık, felaket görmesi, ondan daha da acıdır. Bu kalb ve vicdanlar için, unutulmaz yaradır" demiştir.