Devam eden şike davası nedeniyle zaten zor günler geçiren ülke futbolumuz, bütün bunlar yetmezmiş gibi üç kulübümüze verilen Avrupa Kupalarından 1 yıl men edilme cezası ile iyice dibe vurdu. Bütün bu yaşananlar kulüplerimizin nasıl ve ne şekilde yönetildiğinin içler acısı birer örneği. Adı geçen kulüplerden Antep Başkanı içeride ve hakkında çok ciddi yolsuzluk iddiaları var. Bursa Başkanı İbrahim Yazıcı ve bazı kulüp yöneticileri hakkında açılmış bir mali soruşturma vardı ama sonucu ne oldu bilmiyorum. Eski Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'in ise nasıl bir enkaz bıraktığını şimdi daha iyi anlıyoruz. Ne acıdır ki UEFA, Demirören zamanında yapılan yanlış mali bildiriminden dolayı Beşiktaş'a cezayı verdi. Bunu yapan şimdi Federasyon Başkanı... Futbolumuz kimlere emanet, varın gerisini siz düşünün.
Gerek şike davasında gerekse kulüplerin mali açıdan denetlenmesi konusunda ülke içinde adım atılmayınca UEFA'nın devreye girmesini bekler olduk. Bu kadar basiretsiz ve beceriksiz olmak için nasıl bir yetenek gerekiyor çok merak ediyorum doğrusu. İşin özeti Türk Futbolu üç takım üzerine kurulmuş. Bu oyunun asıl aktörleri onlar, diğerlerine sadece figüran rolü verilmiş. Onlar ne kadar izin verirse diğerleri o kadar futbol sahnesinde rol alabiliyor. İşte Federasyon yaptı yapacağını ve UEFA'nın men kararına rağmen Avrupa Kupalarına katılacak takımlar listesine Beşiktaş ve Bursaspor'un ismini yazdı. Şimdi Avrupa'ya kim gidecek? Avrupa Kupalarına katılma ihtimali olanlar neye göre hazırlık ve neye göre transfer yapacaklar. Bunun adı tam bir işgüzarlık. Demirören Federasyonun hiç bir amaca hizmet etmeyen, günü kurtarmak adına yaptığı bir icraatı daha...
Ülkemizde sorun kimsenin işini gerektiği gibi yapmaması. Zaten Federasyon işini doğru dürüst yapsa, zamanında bütün tedbirleri alsa ve gerektiğinde en ağır cezaları verebilseydi, ülke futbolumuzdaki bu kaosun onda biri yaşanmazdı. Beşiktaş ve Bursaspor'a gelen cezadan sonra gözler Eskişehirspor'a çevrildi. Ancak özellikle ulusal medyanın Eskişehirspor'un adını şike davasının içine çekme çabası ve UEFA'dan ceza gelebilecek kulüpler içinde göstermesi can sıkıcı. Federasyonun işgüzarlığından sonra hepimiz meraklı bir bekleyiş içerisine girdik. Artık Beşiktaş ve Bursa'nın CAS'daki itirazlarının sonuçlanmasını ve UEFA'nın şike konusundaki kararını beklemekten başka çaremiz kalmadı. Şu işler bir an önce netleşse de Avrupa Kupaları yolundaki akıbetimiz belli olsa, çok iyi olacak. İnşallah bizim için hayırlısı olur.