
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
İŞİN ERBABI OLMAK...
Her işin başı sağlık, yazımızdan sonra, Sayın Prof. Dr. Bekir YAŞAR hakkında övgü dolu e-mailler aldık. Özellikle de Ezacı Sayın HARDURA' nın, Sayın Prof. Dr. YAŞAR ve eşi ile ilgili övgü dolu sözleri ve Bir okuyucunun da, " ...Hekimlik Türkiye'de zor ve fedakârlık isteyen bir meslektir. Ancak Prof. Dr. Bekir Yaşar, bunu başarıyla yürüten ender doktorlarımızdan biridir. " görüşü, dikkatimizi çekti.
Gerçektende, " "HEKİMLİK", kutsal, onurlu ve itibarlı bir meslektir. Her doktor, bilgi, beceri ve tıp teknolojisini, her türlü imkânsızlığa ve engele rağmen, hastalara gerçek anlamda yardımcı olabilmek için kullanır. Her doktor görevini, en iyi şekilde yapmak zorundadır. Hata yapmak gibi bir lüksü de yoktur. Enfarktüs geçirmiş acile gelen hastaya, nasılsın diye soramaz. O da, hasta gibi, ölümle yaşam arasındadır. Tek bir düşüncesi vardır. Sahip olduğu imkân ve bilgileri kullanarak, hastayı tekrar hayata döndürmektir. Çünkü karşıdaki kişinin, bir şekilde hayatı ona bağlıdır.
İnsanlarla uğraşan öğretmen ve doktor, güler yüzlü olmak zorundadır. Çünkü güler yüzlü olmak, hastalar için %50 tedavi demektir. Her meslekte olduğu gibi, doktorluk mesleğinde de hatta yapanlar olacaktır. Ancak bu hataları, tüm doktorlara mal etmekte de etik değildir. Çünkü doktorluk mesleği, insan yaşamı için olmazsa, olmaz konumda olan bir meslektir.
Ayrıca evrensel değerler ve toplum vicdanı, İnsanların sağlık hizmetlerine eşit şartlarda ulaşmasını gerektirir. Tıbbı, insanlığın hizmetine sunmak, kişiler arasında herhangi bir ayrım yapmadan, beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek, hastaların acılarını dindirmek ve onları rahatlatmak, tıp doktorlarına tanınmış bir ayrıcalıktır.
Doktorluk, mesleği zor, bir o kadarda, zevkli bir iştir. Ayrıca herkes doktor olamaz. Doktor olsa bile, başarılı olamaz. Çünkü her doktor mesleğini, özellikle de insanı sevecek, her hastaya da eşit davranacak, sınıf, cinsiyet, sosyal statü, şöhretli, din, dil ayrımı yapmayacaktır. Ülkemizde, etik değerlere bağlı pek çok doktor vardır. Bu insanlarımız bilgisini ve tıp teknolojisini, her türlü imkânsızlığa ve engele rağmen, hastalara gerçek anlamda yardımcı olabilmek için kullanırlar. Hele bu doktorlarımız, bir Tıp Fakültesinde, görevli ise durum daha da önem kazanır. Çünkü yarının tıp doktorları, Tıpla ile ilgili ilkeleri ve etik değerleri, yaparak, yaşayarak öğreneceklerdir. Bu doktorlarımızdan biride ESOGÜ Tıp Fakültesi öğretim görevlisi Sayın Prof Dr Bekir YAŞAR' dır. Kendisini, eşimin ameliyatı nedeniyle tanıdık.
Sayın Prof. Dr Bekir YAŞAR' ın, fikirleri ve konuşmaları, sade, duru, pak ve moral vericidir. Dayanışmacı, bir ruha da sahiptir. Hastalara karşı davranışı, güler yüzü, hasta ve yakınları ile olan iletişimi, örnek teşkil edecek niteliktedir. Hastalarının, BİYO-PSİKO- SOSYAL yönden sağlıklarını, en iyi şekilde değerlendiriyor, tanı teşhis ve tedavi de gerekli özeni de gösteriyor. Bugüne kadar da onlarca hastayı tedavi etmiş. Sağlığına kavuşturmuştur.
Sayın Prof. Dr. YAŞAR, yalnız bir tıp adamı olarak değil, insan olarak da örnek alınacak bir bilim adamızdır. Ayrıca da işinin, ehli bir hekimdir. Umutsuz hasta da olsa kendisine güven içindedir. Bu hastayı, yarı yarıya tedavidir. Hekimlik, onun için bir yaşam biçimidir. Gerektiğin de az eğlenir. Daha az uyur ve daha çok çalışır. En önemlisi de yaşanılan yoğun stres tahammül eder. Her sabah hastalarını mutlaka ziyaret eder, tedavilerini ve gerektiğinde pansumanlarını da bizzat kendisi gerçekleştirir.
Hastalarını tedavide her türlü tıbbi teknolojiden yararlanıyor. En önemlisi de neyi, nasıl, ne kadar sürede yapacağını, risk ve tehlikelerini, yakın, uzak yan etkilerini, başka seçenekler olup olmadığını, sonuçta nelerin meydana geleceğini, yaşamının bu süreçte nasıl etkileneceğini, tüm ayrıntıları ile anlatıyor. Anlatım sırasında hastanın, o andaki ruhsal durumuna da özen gösteriyor.
Sayın Prof. Dr. Bekir YAŞAR, çok iyi bir gözlemcidir. Hasta ve yakınlarını çok iyi dinler. Hastayla empati kurar. Tarafsız hareket eder. Her hastaya ve yakınına eşit davranır. Sorumluluklarının, yükümlülüklerinin, yapabileceklerini ve yapılabilecekleri, hasta ve yakınları sürekli paylaşır. Babacan ve kontrol edicidir. Hasta ve yakınlarına, dostane yaklaşımı, sevecen tavrı, güler yüzlü davranışı ise örnek teşkil edecek niteliktedir.
ESOGÜ Tıp Fakültesi'nde, görevli olması, ülke, Eskişehir, ESOGÜ Tıp Fakültesi, özellikle de geleceğin doktorları açısından büyük bir şanstır. Çünkü Sayın Prof. Dr. Bekir YAŞAR, çok iyi bir tıp adamı olduğu kadar, çok iyi bir öğretmendir de. O mesleğini seviyor, haz ve zevk de alıyor. Meslek sevgisinin coşkusuyla, kişilik ve teknik özellikleri birleştirebilmiş, ender bilim adamlarımızdan biridir. Ayrıca ondaki insan sevgisi, gönülleri, meslek sevgisi de zihinleri şekillendiriyor.
Kutluyoruz.