
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
İşte Cumhuriyet böyle anlaşılacak...
Atatürk, Mudanya yolu ile Bursa'ya gidiyordu. Kalabalık bir halk kitlesi iskelede etrafını çevirmiş bulunmakta idi. Bir kadının, elinde bir kağıtla Atatürk'e yaklaştığı görüldü. İhtiyar, zayıf bir kadındı. Ata'nın yolunu keserek titrek bir sesle:
- Beni tanıdın mı oğul? Dedi. Ben sizin Selanik'te komşunuzdum. Bir olgum var; devlet demiryollarına girmek istiyor. Siz onu alsınlar dediniz. Fakat müdür dinlemedi. Oğlumu yine ise almamış...Ne olur bir kere de siz söyleseniz.
Atatürk'ün çelik bakışlı gözleri samimiyetle parladı... Elleriyle geniş jestler yaparak ve yüksek sesle :
- Oğlunu almadılar mı? Dedi. Ben tavsiye ettiğim halde mi almadılar mı? Ne kadar iyi olmuş... Çok iyi yapmışlar... İste Cumhuriyet böyle anlaşılacak...
Kadın kalabalığın içinde kaybolmuştu. Ve Atatürk adeta vecd (çoşku) dolu bir sesle:
- işte Cumhuriyetten beklediğimiz netice... Diyordu.
.....
Mehmet Çengelli bir
mail göndermiş
Dün bu köşede Eskişehir'in trafik sorunu ile ilgili bir yazı kaleme almıştık.
Var olan trafik sorununun sorumlularının ise altyapı ile ilgili Belediye, denetim ile ilgili de Trafik müdürlüğü olduğunu dile getirmiş fakat her iki sorumlunun da bu sorun karşısında fatura ödemediğini ifade etmiştik.
Mehmet Çengelli bir mail göndermiş...
"Bugünkü yazına katkıda bulunmak istiyorum." Diye başladığı mailinde aynen şunları söylemiş Çengelli:
"Bu trafiği esasında sürücüler zorlaştırıyor.
Otoparkların büyük çoğunluğu boş, yol kenarları araç dolu.
En basit örneği; Cumartesi veya Pazar günü hiç fark etmez, kapalı Pazar yerine bir git.
Pazaryerinin dört tarafı araba dolu, pazaryerinin altında bulunan otopark bomboş.
Otopark bedeli de 1,50 TL.
Trafik bir kere kesinlikle görevini yapmıyor. Bunun da en basit örneği; çarşı karakolunun önüne ve karşısına park ediliyor diye plastik direkler koydular. Normalde gidiş geliş 2 şer şerit olan yol
Orada tek şeride düşüyor.
Ben baştan bombalı araç park edebilir düşüncesi ile bunu yaptılar dedim ama değilmiş.
Sen oraya araç park ettirmezsen zaten hiçbir sorun çıkmaz.
Bir de aklıma şu geldi:
Eskişehir de polis okulu var. Bu okul zannedersem ağırlıklı olarak Trafik Polisi yetiştiriyor.
Ver ellerine fotoğraf makinesi birer koçan da ceza makbuzu, kesilen ceza üzerinden % 0,5 te öğrenciye ver
Bak bakalım trafik sorunu kalıyor mu?
Hem öğrenciler okur iken staj yapmış olurlar, hem ilave bir kadro kurmadan iş hallolur."
Çengelli'nin söyledikleri bunlar.
Haksız mı?
Elbette değil...
.....
Keşke!
Büyükşehir belediyesi Odunpazarı'nda bir Müze hayata geçirdi.
Dün de açılışı yapıldı müze'nin.
İsmi: Kurtuluş müzesi.
Önceki gece müze'nin basın'a tanıtımı yapıldı.
Tanıtım yapılırken de gazeteci arkadaşlara "Bu tanıtım ile ilgili haber yapmayın. Belediye Başkanımız açılış yapılıncaya kadar haber çıkmasını istemiyor" denildi.
Hal böyle olunca, gazetelerde Müze haberi ile ilgili ayrılan yerler başka haberlerle kapatıldı. Tanıtıma giden foto muhabiri ve kameraman arkadaşlar geri dönmek durumunda kaldı.
İşin ilginç tarafı...
Aynı saatlerde Halk TV'de müzenin tanıtımı yapılıyordu.
-"Aman ha açılış törenine kadar haber yapmayın" diyen Belediye Başkanı da o programda açılacak olan müzeyi anlatıyordu.
Kısacası...
Eskişehir Basınına "haber yapmayın" diye özellikle tembih edilirken, Halk TV de özellikle haber yapılıyordu.
Tüm bu olup bitenlere de Televizyoncu bir arkadaşımızın yorumu cuk oturdu.
Yorum "Keşke yılmaz Hoca bu şehrin değerlerini korumada gösterdiği hassasiyeti Eskişehir basını koruma konusunda da göstermiş olsaydı" şeklindeydi...
.....
Yakalayanlara teşekkür gerekiyor galiba...
Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, özel harekat ekiplerinin de katıldığı operasyonlarda eylem hazırlığında olan DEAŞ üyesi iki kişi yakalandı.
Yakalanan bu iki ismin Eskişehir'i kana bulayacağı ifade edildi.
Geniş bir bilgi yok ama muhtemelen bu iki isim, örgütün canlı bombaları idi.
Belki de Eskişehir'in en kalabalık yerinde bombalı eylem yapacaklardı.
Yakalandıklarına göre, bu ihtimal ortadan kalktı.
Şimdi...
Eğer bu iki terörist yakalanmamış olsaydı ve söylenildiği gibi de eylem yapmış olsalardı, biz o zaman "Bu istihbarat niçin alınmadı?" diye hesap soracaktık.
Belki de, eylem sonrası hayatını yitirenlerin ve yaralananların hesabını vermelerini isteyecektik.
O yüzden...
İki teröristin eylem öncesi yakalanması, yakalayanlara bir teşekkür edilmesini gerekli kılıyor galiba...!