İstikbal Gazetesi 9 aydır baskı altında...

Türk basınında sansürün kaldırılışının 115’inci yıl dönümü kutlanıyor.

Mesajlar yayınlanıyor.

Nutuklar atılıyor.

Özgürlükten dem vuruluyor.

Ancak hiç kimsenin gazetemizden bahsettiği yok.

Adını andığı yok!

Örnek olarak gösterdiği yok!

İstikbal Gazetesi olarak tam 9 aydır sansür altındayız.

25 Ekim 2022 tarihinde yayınlanan, “Ayranımız yok içmeye, Kıbrıs’a gideriz tatile” adlı haberimizin yayınlamasının ardından gazetemiz üzerindeki baskıları kat ve kat arttı.

Önce haber alma mecralarımız kesildi, ardından ilan hakkımız veto yedi, diğer gazetelere tanınan ayrıcalıklardan İstikbal Gazetesi muaf tutuldu.

Şimdi bazılarınız diyor ki Özge 2000 kez aynı şeyi yazdın…

Bir 2000 kez daha yazacak olsam yine söyleyeceğim, yine söyleyeceğim.

Yeri gelmişken yine hatırlatacağım.

Herkes gazeteciler ve özgürlükleri üzerine nutuklar atarken, “Eeee kardeşim bizim ki nedir” diye hesap soracağım…

Evet, bu ülkede gazeteciler düşünce özgürlüğünden dolayı cezaevlerine gönderiliyor.

Evet, bu ülkede farklı sesler susturulmaya, korkutulmaya çalışılıyor.

Evet, bu ülkede gazeteciler baskı yoluyla tek ses olmaya zorlanıyor.

Ancak bu şehirde de gazeteciler düşünce özgürlüğünden dolayı ayrıştırılıyor.

Bu şehirde de farklı sesler çıkaran gazeteciler “ilanları kesilerek”, “haber alma özgürlükleri” yok ediliyor.

Ve yine bu şehirde farklı düşündüğü için gazeteciler Tepebaşı Belediyesi’nin düzenlendiği hiçbir etkinliğe çağırılmıyor.

Yani sırf Tepebaşı Belediyesi’ni eleştirdiği için Ahmet Ataç’ın görmeye dahi tahammülü olmayan gazeteciler yaşıyor bu şehirde…

Ve bu baskı politikası küçük bir CHP’li belediye tarafından yapılıyor.

Birde bu zihniyetin iktidar olduğunu varsayın…

Bu gazeteciler büyük ihtimal cezaevindeydi…

Özetlediğim CHP zihniyetinin eleştirdiği AK Parti zihniyetinden farkını anlatabilir misiniz?

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, 24 Temmuz mesajında güzel bir noktaya değindi aslında:

“Günümüzde gazeteciler ve gazeteler tek sese biat etmeye zorlanıyor, gazeteler adeta tek elden çıkarılıyor. Tek sese biat etmeyen, bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda kalan gazeteler ise para cezaları ve ceza davaları ile zapturapt altına alınmaya çalışılıyor.”

Bize yapılan baskı politikaları da “tek sese biat etmeye zorlanmaktır”

Bize yapılan baskı politikaları da “para cezaları ve ceza davaları ile zapturapt altına alınmaya çalışmaktır.”

Bize yapılan baskı politikaları küçük bir şehirde korku imparatorluğu yaratmaya çalışmaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi