
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
İYİ Kİ SALİH KOCA VAR!
Yayınlanma:
Seçim bitti ama elbette tartışmaları bitmedi.
Şimdi herkes Ak Parti'nin neden Eskişehir'de başarısız olduğunu sorguluyor.
Ve her zaman olduğu gibi, bu muhasebe içerisinde işin en kolayını seçiyor.
Yani "Nasıl olsa Salih Koca listedeydi.
Suçu atalım gitsin!" mantığını güdüyor.
++++
Ak Parti'nin Eskişehir'de rakibinin gerisinde kalmasının tek nedeni nasıl Salih Koca olabilir?
Bu soruya verilecek bir yanıt var mıdır?
Daha önce yapılan seçimlerde parti oylarını artırırken yer alan isimler, şimdi nasıl yenilginin sebebi olarak görülebilir?
Oysa bu işin nedenlerini seçimin arkasından yazdığımız yazılarda kısaca özetledik.
Ki, değerlendirmelerimiz sadece yerele indirgediğimiz sebeplerdi.
Aslında Türkiye genelinde yaşanan büyük düşüşlerin Eskişehir'e sirayet etmemesi beklenemezdi!
Hatta Ak Parti'nin kalesi olarak bilinen Kayseri gibi kentlerde bile büyük düşüş yaşanmasının sebepleri ülke siyasetinin getirdiği konjonktürden başkası değildi.
Ancak bu gerçek görmezden gelinerek, Ak Parti'nin Eskişehir'de seçim kaybetmesinin suçunu Salih Koca ve ekibine atmak büyük bir kolaycılıktan başka bir şey değildir!
+++
Öyle ya;
Eskişehir bir bakan gücüyle üçüncü kez seçime girdi.
Bu gücün neden kullanılamadığı sorgulanmak yerine Salih Koca ve vakıf gibi taraflara işin sorumluluğunun çekilmesi çok garip bir davranış gibi geldi bize.
Oysa Bakan Avcı seçime sadece 15 gün kala çalışmamalıydı bu kentte!
Şehir siyaseti adına söyleyecekleri olmalıydı.
Hayli güçlü rakipleri karşısında tek başına iktidar gücünü elinde bulunduran ve bu gücün bakan temsiliyetini elinde bulunduranlar sıkı bir siyaset yapmalıydı.
Şehrin ortasında bekleyen büyük sorunların hallinde elini taşın altına koymalıydı.
Ancak bunların hiç birisi olmadı.
Bırakın böylesine bir siyasi tabloyu, koskoca parti neredeyse kentin gündeminden çekilip alındı!
++++
İşin teşkilatlar boyutu da var!
Kim ne derse desin, beklenen çalışmalar yapılamadı.
Fark yaratacak işler ortaya konulamadı.
Seçim çalışmaları klasik boyuttan öte geçirilemedi.
Dahası hem başbakanın, hem de Erdoğan'ın geldiği günlerde abartılı önlemler ile vatandaşın canı sıkılmamalıydı.
Park etmiş araçların haber bile verilmeden çekilmesinden tutunda, insanlara ve araçlara geçecek yer bırakılmamasına kadar her türlü çile çektirilmemeliydi.
+++
Partinin tabanı denilen bir kitle var ayrıca...
Var olduğu söylenen ama nedense hiçbir seçim çalışmasında görünmeyen kişiler.
Sadece yemekli toplantılarda bir araya gelip, oturdukları yerden ahkam kesen insanlar.
Söylenenlere göre bu kişiler sahada olsaydı, Ak Parti Eskişehir'de kaybetmeyecekti.
İşin bir başka kolaycı tarafı da işte bu!
+++
Lafı çok fazla uzatmayacağız...
Zira Ak Parti Eskişehir'de de Türkiye konjonktürünün gerektirdiği şekilde oy kaybına neden oldu.
Bu yüzden vurun abalıya misali bu sonucun günahını tek bir kişinin üzerine atma gafleti içerisinde bulunmamak gerek.
Eğer suçlu aranacaksa, iktidar gücünü bu kentte bir türlü kullanamayanlara bakmak gerekli.
Dahası;
Hiç kimse de CHP'nin bu seçimdeki başarısına gölge etmemeli.
Ataç'tan tutun, adaylara kadar tüm CHP ayrı gayrı düşmeden, ne yapılması gerekiyorsa yaptı.
Sonuçta CHP kazandı.
Ak Parti ülkede olduğu gibi Eskişehir'de de geride kaldı.
Bu düşüş belki de bu denli derin olmayacaktı.
Belki de yukarıda saydıklarımız tam anlamıyla yapılıp, Ak Parti kent siyaseti içerisinde olup, bitirilmesi gereken işleri bitirseydi, CHP'nin başarısı bu kadar ihtişamlı olmayacaktı.
++++
Lafın kısası, bu başarısızlığı işin kolayına kaçıp bir kişiye ya da birkaç örgüte atıp kurtulmak iş değil!
Olamazda...
Bu mağlubiyetin en önemli sebebi önce CHP başarısıdır.
Sonra partinin şehirden uzak tutulması ve iktidar gücünden yoksun bir görünüme kavuşturulmasıdır...