4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

İYİ Kİ TÜRK OCAĞI VAR

Eskişehir Türk Ocağı, Peşmerge, IŞİD, PKK zulmünden kaçarak, Türkiye'ye sığınan Iraklı ve Suriyeli Türkmenlerin, zor durumda olduklarını, her platformda gündeme getiriyor. Kentteki Türkmenlere, daha iyi bir yaşan sürmesi için de ciddi caba gösteriyor.
Peşmerge, IŞİD, PKK zulmünden kaçan ve Eskişehir'e kadar gelen, Türkmenler, başta, Emek, Erenköy, Huzur, Yeşiltepe, Sütlüce, Kırmızı Toprak mahallelerinde duyarlı vatandaşlarımız tarafından, kendilerine tahsis edilen evlerde barındırılmaktadır. İhtiyaçları da yine mahalle muhtarlıkları ve yardım severler, özellikle Türk Ocağı tarafından karşılanıyor.
Suriye'de, bilhassa, yoğun olarak, sınıra yakın Lazkiye ve Halep ile iç bölgelerdeki Şam, Hama ve Humus'ta yaşayan Türkmenlerin, Türkiye'den, başka anavatanları ve onları karşılıksız destekleyebilecek, hiçbir mercii yoktur. O nedenle de Eskişehir Türk Ocağının, yaptığı gibi, Eskişehir halkı da Türkmenlere, her türlü yardımda bulunarak, sahip çıkmalıdır. O nedenle de Eskişehirliler, zekât ve fitrelerini de Eskişehir Türk Ocağı aracılığıyla, Türkmen kardeşlerimize ulaştırabilirler.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve alt belediyeler de bu insanlarımızın, her türlü ihtiyaçlarını karşılamalı, hatta onlara istihdam olanakları yaratmalıdır. Ayrıca Eskişehir'deki ilgiler,Türkmenlerin, sağlık kontrolünden geçmeleri ve , kimliklerinin araştırılması hususunda yardımcı olmalı bu alanlarda, her türlü kolaylığı da sağlamalıdır..
Öte yandan Eskişehir Türk Ocağı Başkanı Sayın Prof. Dr. Nedim Ünal, Kanal 26'dai Doğu Türkistan'da, Müslümanların ilgili yaptığı açıklamalarıyla, yaşanan dramı kamuoyu ile paylaştı. Dikkat çeken, tespitler de yaptı.
Yıllardır, Çin, Doğu Türkistan'da Müslümanların, attığı her adımı kontrol etmektedir. Yollarda, kurulmuş olan askeri denetim noktalarında, tüm araçlar, durdurulup içleri aranırken, erkekler tartaklanmakta, Müslüman kadınlar ise tacize uğramaktadır.
Doğu Türkistan' da, Müslümanlar, keyfi olarak tutuklanıp çalışma kamplarına gönderilmekte, asılsız suçlamalarla idam edilmekte, toplu olarak katledilmektedirler. Bunun yanı sıra, namazlarını kılmalarına, oruç tutmalarına izin verilmemektedir.
Bugün Doğu Türkistan halkının, haklarını savunma veya kendilerini koruma gibi imkânı yoktur. Ancak dünyanın, Zulmü, Türkler ve Müslümanlar, savunmasız insanlara yardımda bulunabilirler. Dünya kamuoyunun ve uluslararası kuruluşların dikkatine sunacak, her türlü girişimde bulunabilirler.,
Diğer yandan, düzenlediği konferanslar ve kültürel çalışmalarıyla her kesimden insanın y-takdirini kazanmayı başaran Eskişehir Türk Ocağı' nın,Pazar günkü konuğu, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi emekli öğretim üyelerinden, Sayın Prof. Dr. Necip TAYLAN' dı. Konferansın konusu ise "İslâm Dünyası'nın, Dünü ve Bugünü" oldu.
Şu bir gerçek ki İslam dünyası, dünü, bugün arar olmuştur. Sayın Prof. Dr. TAYLAN' ın, ifadesi ile Türk Memleketlerindeki "ARAPÇA TUTKUSU"" ve Türkçenin, medeniyet kurgusu yapılırken, hariçte kalması, İslâm Dünyası için, mahzurlu sonuçlar doğurmuş, bugün de istenmeyen ortamı oluşturmuştur.
Batı Medeniyeti, XVI. asırdan itibarın, kendi geçmişi ile hesaplaşmaya başlamış, XVII. yüzyılda Rönesans'ı, XVIII. yüzyılda ise "Aydınlanma"yı gerçekleştirerek, büyük bir atılım yaparken, İslam dünyası ise sürekli kan kaybetmiştir.
Oysa Selçuklu sonrası, Osmanlı dönemi, "Yeni Türk Asırları" olarak anıldı. Lâkin, İbn-i Rüşt sonrasında, diyalektik sona erdi. Başka bir anlatımla, "düşünce tıkandı", düşünce üretimi durdu. Bugün nesil, bu durumun sebepleri üzerine durmak ve gelecek için yeni stratejiler belirlemek zorundadır.
Çağımızda bir milyar altıyüzmilyon nüfuslu, İslâm Dünyası, tam bir kaos ve dram yaşamaktadır. Bu durumun sorumlusu yalnızca Batı Dünyası ve İsrail değildir. O nedenle de İslam Dünyası, bu tabloyu değerlendirmek, bir zihniyet devrimi gerçekleştirmek ve " Nerede hata yapıyoruz?" sorusuna da cevap aramak zorundadır.
Eskişehir, Türk Ocağı' nın, Ramazan da konferans düzenlemesi bile başlı başına başarıdır. Çünkü ülke ve toplumların, daha iyi bir gelecek belirlemesi için, içinde bulunduğu ortamı tartışmak ve doğru ve yanlışlarını da tespit etmek zorundadır
Dünkü, İslam medeniyeti; bugün bile kullanılan, modern ilim metotlarının, Müslümanlar tarafından bilinçli olarak kullanılmasıyla, ortaya çıkan, parlak bir medeniyetti. Ayrıca bugünün, bilim ve teknolojisi, İslam medeniyetinin, dün ektiği tohumlara borçludur.
Bugün ise Türk ve İslam dünyası, dünkü görkemli döneminden çok uzaklardadır. Arzu edilmeyen bu durumu tartışmak, sorgulamak gereğini de yapmak zorundadır. Çünkü Türk ve Müslüman dünyası, dün ve bugün yapmış oldukları, doğrulardan, "ÖRNEK" yanlışlardan, "İBRET" alarak, doğru kararlar almak ve stratejiler belirleyerek, geçmişteki görkemli dönemlerine dönmek ve daha da ileriye götürmek mecburiyetindedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi