4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

İZ BIRAKMAK

İz bırakmak, kolay değildir. Kişi/kişilerin, iz bırakabilmesi için, her şeyden önce, o milletin ve kentin evladı olduğu hissetmesi, görev yaptığı kenti ve insanlarını sevmesi, maddi ve manevi fedakârlıkta bulunması gerekir.
İz bırakanlar, milletin ve kentin, her ferdini, kendi öz evladı gibi görürler ve ona göre davranırlar. Devletini, layıkıyla temsil ederler, yaşantısı, davranışı, düşünceleri, fikirleri ve icraatı ile de örnek olurlar.
Toplumun, olmazsa olmaz değerlerinden, asla taviz vermez. İcraatlarında, "POLİTİK" ve "ELİT" güçlere yer yoktur. Binlerce insandan, sorumlu olduğunu bilip, ona göre düşünür. Konuşmalarında, ölçü sahibi olur. Nitekim Hz. Mevlana, "Söz çıktığı ağza göre değer kazanır" demiştir. Onun içinde, iz bırakan insanlar, sözünün eri, başı dik, alnı açık, gözü pek, insan olurlar.
Diğer yandan ülkemizde ve kentlerde, iz bırakan insanlara, ihtiyacı vardır. Çünkü geçmişte, ulusların zenginliğinin, en önemli göstergesi, doğal kaynaklardı. Zamanla para, makine, fabrika gibi, sermaye malları üstün duruma geçti. Bugün ise, üretimin ve hizmetin, en önemli faktörü, bilgi, beyin gücü ve insan kaynağıdır. Günümüzde ülkemizin ve kentleri kalkınmasında, en önemli silah, kas gücü değil, beyin gücüdür. Çünkü bilgi çağında, en büyük güç, eğitimli beyin gücüdür.
Türkiye, artık çokuluslu küresel profesyoneller yaratıyor. Yurtdışında tepe görevlerde olmasa da, uluslararası dev şirketlerin çeşitli pozisyonlarında, Türk yöneticiler var. Bu tür yöneticilerin, devlette yer alması ise Türk halkı açısından büyük şanstır. .Çünkü devlette süreklilik esastır. Devlet politika ve stratejileri, bugünden yarına kolaylıkla değişebilecek kırılganlıkta değildir.
Ülkemiz ve Eskişehir'de, görevinde, iz bırakan insanlarımız oldu. Bu insanlarımız görevden ayrılsa da hatta ebediyete göçse de asla unutulmazlar. Aalanları ile ilgili her sohbette de örnek olarak gösterilirler.
Elbette Eskişehir'de, icraatını, uygulamaları, tavır ve davranışları ile, halkın sevgi ve takdirini kazanan, geçmişinde ve bugünde, "İZ BIRAKAN" insanlarımız var. Bu insanlarımızdan, biri de Vali Yardımcımız Sayın Dr. Ömer Faruk GÜNAY' dır.
Nitekim Toplum ve Sanat Derneği (ETOS)' un,"İz Bırakanlar Söyleşisi"nin ilk konuğu, Eskişehir Vali Yardımcısı Dr. Ömer Faruk GÜNAY oldu.
Kendisini, her vesile ziyaret eder, ülke, özellikle de Eskişehir' in sorunları üzerinde sohbet etme fırsatı buluruz. Yaptığımız sohbetlerde, ortaya koyduğu ilkeler, özellikle de "Devlet Adamı" olma duruşu, örnek teşkil edecek niteliktedir. Sohbet süresince eleştirilerinde spesifik oldu. Olaylar ve sorunlara, pozitif yaklaştı, eleştirilerini bir sonuca bağladıktan sonrada, önerilerde bulundu.
Bir yöneticide sahip olması gereken, bilgi, deneyim, önsezi, yetki ve sorumluluk trafiğini doğru yönlendirme ve denetleme, başarı ve başarısızlıkları paylaşabilme, ekibini eğitebilme gibi, meziyetlere de sahip olduğunu gördük. Faktörler, ne kadar değişse de, değişen koşullara uyan ve insanlarla, iyi ilişki kurabilen, imkânların elverdiği sürece de, her etkinlik ve faaliyetin içinde olmak isteyen, bir yapıda bulduk.
Atatürk ilkelerini benimsemiş, maddi ve manevi değerlere, önem veren bir devlet adamı. Akılcılık, bilimsellik ve çağdaşlığı, her düşünce ve söyleminde hissettirdi. Ona göre, işlerin doğru yapılıyor olması yeterli değildir. Doğru işlerin, yapılıyor olması da gerekiyor.
Sayın GÜNAY, çağımızın önemi kavramları olan, "ORTAK AKIL", "ORTAK PAYDA " ve "TAKIM RUHU" gibi kavramlara, değer verir.. Eskişehir' de, düzenlenen her etkinliğe katılır. Özellikle de sanatçıları, sözleri ve davranışı ile motive etti. Her türlü desteği de verdi. Ayrıca Eskişehir'i, insanlarını ve sanatçıları, sevdi ve sevdirdi.
Sayın GÜNAY, Eskişehirli doğumlu değildir ama Eskişehirlidir. Çünkü Eskişehir için, bir fikir, bir düşünce akımı, bir model, bir iş, bir ürün üretmek, Eskişehirli olmanın ve kendini ifade etmenin, o hazzı yaşamanın da en önemli yoludur...
Geçen hafta, kendisi ile yaptığımız sohbette, yasa gereği, başka illerde görev alsa da Eskişehir' e, dönerek, kentte ikametgâh edeceğini söyledi. Ona göre Eskişehirli olmak ve Eskişehir' de, yaşamak bir ayrıcalıktır.
Ayrıca insanın, yaşadığı kentli olması için de o kentteki yaşamdan zevk alması, hizmet üretmesi gerekir. Ayrıca insan doğduğu yeri değil, geçimini sağladığı, zevk aldığı yeri, yurt edinir. Ayrıca kenti, ekonomik süreçler dışında dönüşüme uğratacak olan özne, O kentin önderleridir Kent ve önder; her ikisi de değişim ve dönüşüme açıktır, açık olmalıdır. Sayın GÜNAY, bunu başarabilmiş, ender yöneticilerimizden biridir.
Sayın Dr. Ömer Faruk GÜNAY' ı, kutluyoruz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi