Peş peşe birbirinden zorlu, birbirinden kritik iki maç oynayacağız. İlki Türkiye Kupasında Trabzon ile... Ardından ilk yarının son maçını oynamak için Antalya'ya konuk olacağız. Trabzon, hafta sonu İ.B.B. Spor'a yenilerek ağır yara aldı. Şenol Güneş, düşüş içindeki takımına bir türlü çare bulamıyor. Eğer hafta sonu karşılaşacakları Galatasaray maçını kazanamazlarsa, zirve yarışından iyice uzaklaşacaklar. Şenol Güneş için zor bir durum. Kupa maçını mı düşünsün, yoksa lig maçını mı? Yine de Şenol Hocanın kupa maçına asılacağını tahmin ediyorum. Çünkü kötü giden ligin ardından en azından kupada başarılı olarak gelen eleştirilere cevap vermek isteyecektir.
Bizim açımızdan baktığımızda ise Ersun Hoca'nın, aynı Şenol Güneş gibi kupa maçına daha fazla önem vereceğini düşünüyorum. Buradan alınacak bir galibiyet, grubu lider tamamlamamızın yolunu açabilir. Ancak lig maçları, kupa maçları derken, bazı futbolcuların üstüne çok yük bindi. Kadro derinliğinin olmaması, bu gibi durumlarda Ersun Hoca'yı zor durumda bırakıyor. Pazartesi günü gazetemizde "sağdan say 12" başlığı ile çıkan haberde, ligi aslında çok kısıtlı bir kadro ile götürdüğümüz yazılmıştı. Bazı futbolcuların sezon başından beri istenilen performansı gösterememeleri, Ersun Hocanın elini kolunu bağladı. Ne Mehmet Güven, ne Malecki, ne de Burhan ilk onbirde kendilerine yer bulamadılar. Özellikle Mehmet Güven'in devamlı kendisini şans verilmesine rağmen bir türlü gelişme kaydedememesi hayal kırıklığı yarattı. Alternatif oyuncu yaratamamanın sıkıntısını çeken Ersun Hoca'nın, her iki maçta da yine bildik kadroyu sahaya süreceğini düşünüyorum. Bu sebeble fiziksel yorgunluğun Trabzon ve Antalya maçlarında Ersun Hoca'nın en çok zorlanacağı konu olduğunu düşünüyorum.
Şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Başka takımları, özellikle de İstanbul takımlarını tutan tanıdık, tanımadık çeşitli vesilelerle bir arada bulunduğum insanlardan Eskişehirspor ile ilgili çok güzel şeyler duyuyorum. Bu insanlar ligde maçlarını seyretmekten zevk aldıkları iki üç takımdan biri olduğumuzu tüm samimiyetleri ile dile getiriyorlar. Ne zaman Eskişehirspor maçı olsa; o maçta, gol vardır, heyecan vardır, tempo vardır diyorlar. Bende onlara "Bu Eskişehirspor izlenir. İzlemeye devam edin" demekten büyük keyif alıyorum.