Kadın temalı STK’lar

Çok sayıda kadın temalı sivil toplum kuruluşunun (STK) bulunduğu yerleşimlerde; bu STK’ların, işbirliği ve dayanışma yerine çatışma üzerine kurgulanmış bir iletişimi tercih ettiklerini gözlüyoruz. Ortak çalışma ve paylaşım örneklerini ise nadiren görüyoruz. Bu olumsuzluk tablosunda siyasi ayrışmaların etkisi yanında, kişisel ve bireysel çekişmelerin de çok etkili olduğunu izliyoruz. Dolayısıyla kadın STK’ları arasındaki rekabet, daha nitelikli hizmet üretmekten daha çok, çatışmalar nedeniyle üye ve gönüllü tabanının kaybedilmesine neden oluyor.

Genel anlamda STK’ların iyileştirilmesinde kapasite geliştirme eğitimlerinin büyük katkısı var. Ama kurumsallaşmamış STK’larda eğitim de fazla katkı yapamıyor. STK’da demokrasinin yerleşmesi ve kurumsal bir işleyişi geçilmesi için yeni üye ve katılımcıların sağlanmasının büyük önemi var.

Ama bu durumda da ne yazık ki; erki elinden bırakmak istemeyen STK başkanı ve yönetimdeki yandaşları –bir başka deyişle dernek oligarşisi– buna geçit vermiyor. Dolayısıyla kilitlenmiş bir görüntü veren STK, etkisiz ve verimsiz biçimde, canlı kalmaya çalışmaktan öte bir faaliyet gösteremiyor.

Kadın STK’larının en dikkati çeken yanlışlarından bir diğeri, siyasetle sivil toplum alanının birbirine karıştırılması şeklinde ortaya koyuyor. Bir kadın STK’sının yönetim kademesinde tek yönlü bir siyasi görüşün bulunması, o kuruluşun üye ve gönüllü tabanının kitlesellik ve demokratik işleyiş yönünden tıkanmasına neden oluyor.

Kadın STK’larına özel olarak değinilebilecek bir diğer konu, bu kuruluşların kamu ile ilişkileri… Özellikle yardım, destek ve katkı sağlama konusunda bağımsızlıklarını yitirecek ölçüde kamu ile iç içe geçtiklerinden, sivil muhalefet fonksiyonunu yerine getirmekte eksik kalıyorlar.

Kadın STK’larında yaşanan sorun ve zafiyetlerin neredeyse tamamı tüm dernek vakıf ve oluşumlarda da var. Zaten kadın, çevre, gençlik veya insan hakları gibi temalı örgütlerin kitlesel özellikli ve demokratik işleyişli olmasını ifade ederken, bu tür ortak sorunlardan kaynaklanan izlenimlerime dayanıyorum.

Mevcut durum; sosyal reflekse sahip, dinamik, ben bazlı kariyerizmden kurulmuş, kitlesel, demokratik ve kurumsal işleyişe sahip kadın örgütlenmesini zorunlu kılıyor. Bu tür yeni, dinamik kuruluşların, diğer temalardaki örgütler için de doğru örnekler oluşturarak sivil toplum çalışmalarına ivme kazandıracağına kuşku yok…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi