4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KADINLAR VE SİYASİ PARTİLER

Türk kadını, yalnız tarlada değil, her alanda olduğu gibi Kurtuluş savaşında da önemli görevler üstlendi. Nitekim İzmir'in, işgalinin ardından İstanbul'da düzenlenen mitinglerde konuşma yapanlar arasında bulunan, Halide Edip, Nakiye Elgün, Müfide Ferit Tek ve onları destekleyen binlerce Türk kadını, Kurtuluş savaşında, erkeklerin yanında mücadeleye hazır olduğunu, tüm dünyaya duyurmuştu.
Ayrıca tarihte, kadına değeri Türkler verdi. O dönemde Türklerde, toplum içinde kadınla erkeğin konumu eşitti. Devlet yönetiminde, Hakan ile Hatun'un ortak karar verdikleri biliniyor. Bir yazılı emre yalnızca,"Hakan emrediyor ki" sözleriyle başlamak o emre boyun eğmemek için, geçerli bir neden. "Hakan ve Hatun emrediyor ki" ifadesi, buyruğun geçerli olduğunu gösteriyordu. Hakan, tek başına bir elçiyi kabul etmiyordu. Şölenlerde, kurultaylarda, ibadetlerde, ayinlerde savaş ve barış meclislerinde, birlikte yer alıyorlardı
Aslında Türk kadını, siyasal haklarını batılı ülke kadınlarından çok daha kolay elde etti. Atatürk, kadına 3. Nisan 1930' da, belediye seçimlerine katılma, 5 Aralık 1934'te milletvekili seçme ve seçilme hakkını verdi. 1935'teki ilk seçimlerde, TBMM' ye 18 kadın girdi. Ancak çok partili dönemde, arzu edilen boyutta siyasi platforma yansımadı.
Genel seçimlerle ilgili, aday listeleri gerçekleştirildi. 7 Haziran'da gerçekleşecek milletvekili seçimlerine girecek, siyasi partiler aday listelerini de Yüksek Seçim Kurulu'na ulaştırdı. HDP ve CHP'de, kadın aday sayısı ve sıralamalardaki artış varken, AKP ve MHP'de kadın adaylar, umduğunu bulamadı.
AKP'de 99 kadın, aday seçim listelerine girerken, CHP'de 103, MHP'de 50, HDP'de 268 kadın aday listelerde yer aldı. Bu sayılarla, HDP'nin kadın aday sayısı, diğer üç partinin toplam aday sayısından fazla oldu.
Birinci sıradan aday gösterilen kadınların sayısı ise, AKP'de 3, CHP'de 14, MHP'de 2, HDP'de 25 oldu. CHP'nin, İstanbul, Ankara ve İzmir'de birinci sıra milletvekili adayları kadınlardan oluştu.
Kadın adayların oranı ise, AKP'de yüzde 18, CHP'de yüzde 18, MHP'de yüzde 9, HDP'de yüzde 48 oldu. Seçilebilecek, yerlerdeki kadın adaylarda CHP ve HDP ilk sırayı aldı.
Yalnız Türkiye değil, Avrupa ülkelerinde de kadınlar arzu edile haklara sahip değildir. Nitekim Temel Haklar Bildirgesi'ne göre, AB kadın ve erkekler arasında, eşitlik sağlamakla yükümlü. Ancak yine de Avrupa'da, yönetici pozisyonunda ya da önemli siyasi görevlerdeki kadınların sayısı erkeklere kıyasla daha azdır.
Elbette Büyük Önder Atatürk'ün, kadınlara sağladığı haklar sayesinde Türk kadını toplum da arzu edilen seviye de olmasa da, geldikler nokta asla küçümsenemez. Çünkü Türk kadınları, yaşadıkları onca ağır soruna rağmen, yaşamın her alanında var olmaya çalışıyor. Ekonomiden, sanata, siyasetten, spora her geçen gün yenileri eklenen, başarılı Türk kadını profili, diğer ülkelere, örnek teşkil edecek aşamaya geldi. Özellikle iş hayatında, başarılı kadın girişimcilerimiz, Avrupa'ya model olacak bir performansa sahipler.
Şu bir gerçek ki Türkiye`de, kadınların siyasi platformda yer almamasının, önündeki en önemli engellerden biri, siyasal kültür ve siyasi partilerin, erkek egemen yapısıdır. Oysa siyaset, kadınlar için, önemli olduğu kadar, siyaset için de kadınlar önemlidir. Hala bu gerçeği anlamayan veya anlamak istemeyen, siyasi kadrolar var.
Türk kadını, artık kendine ve diğer kadınlara güvenmelidir. Çünkü Türk kadının, ne Batılı, ne de doğulu hemcinslerinde farkı yoktur. Kadınlar, iş yaşamının, her kademesinde aktif olarak çalışıyorlar. Pek çoğu da başarılı kariyer çizgisine sahiptir.
Eskişehir'de, 7 Haziran genel seçimlerinde, CHP ve MHP İlk sırayı kadın adaylara verdi. AKP ise üçüncü sırada, kadın adaya yer verdi.
Siyasette, kadın temsilinin bu kadar düşük olmasının farklı ve köklü nedenleri var. Cinsiyete, dayalı toplumsal iş bölümü ve cinsiyete dayalı toplumsal roller, kadınların önündeki en önemli engeldir.
Şu bir gerçek ki siyasetin, tüm kurumlarıyla erkek egemen bir anlayış ve kültürle şekillenmiş olması da kadınların, söz ve karar süreçlerine katılımında engel oluşturuyor.
Ayrıca kadın, sadece çocuk doğuran, ev işleri yapan ve eşinin isteği doğrultusunda siyasi tercihler yapan olmamalı. Kendi için, karar alan ve uygulayan olmalı.Kadın eşinin arkasında değil ,yanında durmalıdır.Siyasi platformda da hak ettiği yeri almalıdır.
Elbette erkek egemen bir dünyada, kadının siyasette yer alması güçtür. O nedenle de her alanda olduğu gibi, siyasette de " HAK VERİLMEZ ALINIR." O nedenle de kadınların siyasete, yer alması, birkaç kadının başarabileceği bir iş de değil. Kadınların, siyasette var olabilmesi, örgütlenme ve yapacakları etkin mücadele ile orantılıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi