
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
KALİTEYİ HASTA MEMNUNİYETİ BELİRLER
Türkiye, evrensel kimliğe sahip doktorlar, nitelikli sağlık personeli ve çağın gerektirdiği tıp teknolojileri ile kaliteli sağlık hizmeti sunuyor. Bu nedenle de bazı ülkelerin, Sosyal Güvenlik Kurumları, vatandaşlarının, Türkiye' deki sağlık giderlerini karşılamaya hazırlanıyor. Bu gelişmede, en büyük pay, sağlık kurum ve kuruluşlarındaki hekim, hasta ilişkisi ve hasta perspektifinin, sağlık hizmetlerinde dikkate alınmasıdır.
Ayrıca tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizdeki hastaneler için de hasta tercihlerini tatmin etme, sağlık hizmetlerini pazarlamada giderek önemi artan bir konu haline gelmiştir. Eskişehir'deki sağlık kurum/kuruluşlarının, özellikle de hekim ve diğer personelin, bu bilinçte olması, Ülkemizde ve Eskişehir' de, sağlık alanında, kaliteyi daha da artıracaktır.
Öte yandan hekim, insanların bedeni üzerinde tasarrufta bulunma hakkı kendisine verilmiş bir meslek mensubudur. Bu hakkı veren de doğrudan doğruya toplumdur. Yine hekimlik mesleği ile toplum arasındaki ilişki, bir sözleşme mantığı ile ifade edilebilir. Hekim insanlara sağlıklarına kazanma ve sürdürme konusunda bilgi, görgü ve deneyimi ile yardımcı olur. Buna karşılık, toplum da ona saygı gösterir. .
Diğer yandan Eskişehir'deki hastanelerin sağladığı hizmetlerin, hastalar tarafından algılanmasında değişik kıtsalar bulunmaktadır. Bu nedenle de hastalara verilen sağlık hizmetleri ile ilgili olarak farklı çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalarda algılanan hizmet kalite, kıstasları; doktorların becerisi, doktorlarla kurulan iletişim, hastaların doktorları algılama şekli, hastanelerde işlemlerin zamanlaması, çalışanların ilgisi ve nezaketi gibi unsurlardan oluşmaktadır. Bu tabloyu hayat felsefesi haline getiren, başarılı ve verimli çalışmaları ile de takdir toplayan doktorlarımız vardır.
Nitekim ameliyat olan eğitimci Hasan İnce ve ameliyat yaptığı birkaç hastasının, ESOGÜ, Tıp Fakültesi öğretim görevlisi, Prof Dr. Serdar ERKASAP' dan, övgü ile söz etmeleri dikkatimizi çekti. Özellikle de Sayın İnce' nin, ameliyat öncesi oluşan endişe korkuyu, Sayın Prof Dr ERKASAP' ın, güler yüzü, hasta doktor ilişkisine gösterdiği ilgi sayesinde aştığını söylemesi, O'nun alanında, ne kadar başarılı olduğunun da bir kanıtıdır. Gerçekten de doktorlarla, etkili iletişim kurma metotlarını, tam anlamı ile uygulayarak, hastalarıyla etkili bir iletişime girebildiklerinde, kişilerin doktorlara ve sağılığa kavuşma inancının, hatta hastalığın seyrinin, pozitif yönde gelişimine, ciddi katkıda bulunduğu hususunda herkes hem fikirdir. .
Ciddi hastalık ve operasyon karşısında, hastasını en iyi şekilde motive eden, güven ve moral vererek, sağlığına da kavuşturan, Sayın Prof. Dr. ERKASAP' la, Perşembe günü muayenehanesinde görüşme fırsatı bulduk.Güler yüzlü,açık ve net sözlü, genç,dinamik bir yapıda gördük. Bir tıp adamında olması gereken, bilgi, deneyim, önsezi, işini takip etme, bilgi aktarma, ekibini ve hastasını motive edebilme gibi, özellikleri yanında, tıp literatürüne yakınlığı ve yatkınlığı ile dikkatimizi çekti.
Sayın Prof. Dr. ERKASAP' ı, ülke ve hastaları için yaptıklarını, sürekli sorgulayan, isabetli tanı, teşhis ve tedavisi ile övgü alıyor, hastanın, ameliyat sonrası tedavisinden, kullanacağı ilaca kadar, her aşamayı, usanmadan anlatıyor. Ayrıca kendi ile yarışan, varabileceği doruğu devamlı zorlayan, hiç şahsi çıkar gözetmeden toplumun ve hastaların sorunlarına çözüm üretmeye çalışan, hastalarla ilişkilerini güçlendiren, fikir ve duygularını onlarla paylaşan, sezgilerini geliştiren, bunları da hayat felsefesi yapan bir yapıda gördük.
Sayın Prof. Dr. ERKASAP' a göre, tıp literatüründe, verimlilik ve güven, birbirinden soyutlanmış öğeler değildir. Etkili bir şekilde koordine edildiği takdirde, güven ve hasta ile olan iyi ve bilinçli ilişkilerin, tıp biliminde performansı daha da artıracağı kesindir.
Ayrıca Sayın Prof. Dr. ERKASAP, verimlilik, yenilik ve kalite gibi performans boyutlarını, birlikte değerlendirmektedir. Özellikle de alanındaki verimliliğin, hem nicel, hem de nitel boyutları olan bir kavram ve bir yaşam felsefesi olarak kabul etmesi, Mesleğine ilgi duyması ve yaptığı işi sevdiğini söylemesi, genç nesillere örnek teşkil edecek nitelikte olup, başarısının sırrı da bu tabloda olsa gerek.
Gerek düşünce, ilham, beyin gücüne dayanan, başlama, bitme, randıman, prodüktivite gibi önceden tespit edilebilecek ölçütleri olmayan, tıp bilimin de, hastaları çok iyi motive etmesi, kısa zamanda sağlığına kavuşturduğu gibi, korku ve kaygılardan da arındırıyor. Ona göre, tıpta işlerin doğru yapılması da yeterli değildir. Aynı zamanda, doğru işlerin yapılıyor olması gerekir. Özellikle de sağlık hizmeti sunarken, bireyler arasında fark gözetmemesi, maddiyata değil de "ALIN TERİ", "MANEVİYAT" ve "VİCDAN" denen unsurlara, öncelik tanıması ve değer vermesi," her türlü takdirin üstündedir.
Sayın Prof. Dr. Serdar ERKASAP' ı kutluyoruz.