7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

KANAYAN YARAMIZ: MUSUL


Türk milleti olarak Musul bizim kanayan yaramızdır. İngiliz oyunu, bir Türk şehri olan Musul'u elimizden aldı. Ama bizin Musul sevdamız hiç bitmedi, tarihin bize fırsat vermesini bekledik durduk. Son olaylar bu yaramızı tekrar kanattı. Şimdi yakın tarihimizde bir gezinti yapalım: Osmanlı idari yönetiminde Bağdat Vilayeti'ne bağlı bir sancak olan Musul, 1878 yılında müstakil bir vilayet olmuştur. Musul Vilayetine bağlı kazalar ise ; Musul, İmadiye, Zaho, Duhuk, Akra, Sincar, Zibar, Kerkük, Revanduz, Köysancak, Raniye, Erbil ve Salahiye 'dir.
3 Kasım 1918 tarihinde Musul Vilayeti, İngiltere tarafından ele geçirilmiş ve yürürlükten kaldırılmıştır. 1919 yılında Musul, Birleşmiş Milletler tarafından 5 Haziran 1926 tarihli anlaşmayla İngiltere'ye verilmiştir.
Türk heyeti Lozan'a giderken aldıkları talimat gereğince; Süleymaniye, Musul ve Kerkük'ü mutlaka isteyecektir.
Atatürk 1933 yılında Amerikalı General Mc Arthur ile yaptığı görüşmede şunları söyledi;
"Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse Musul, Kerkük ve adaları geri alacağım. Selanik de dahil, Batı Trakya'yı Türkiye hudutları içine katacağım" " Hep kabul ettiğimiz esaslardan birisi ve belki birincisi olan hudut meselesi tayin ve tespit edilirken hudud-u millimiz İskenderun'un cenubundan geçer, şarka doğru uzanarak Musul'u Süleymaniye'yi Kerkük'ü ihtiva eder. İşte hudud-u millimiz budur dedik."
Yine Atatürk 25 Aralık 1922'de Le Journal muhabiri Paul Herriet'a verilen mülakatta Musul konusundaki arzumuzu ortaya koydu;
''Musul vilayetinin hudud-ı millimize dahil araziden olduğunu biddefaat ilan ettik. Lozan'da elyevm karşımızda ahz-ı mevkii etmiş olanlar bunu pekâlâ bilirler. Vatanımızın hudutlarını tayin ettiğimiz zaman büyük fedakârlıklara katlandık. Artık milli arazimizden en ufak bir parçasını bizden koparmaya çalışmak pek haksız bir hareket olur. Buna katiyyen muvafakat edemeyiz''.
28 Ocak 1920 tarihli gizli oturumda son Osmanlı Meclis-I Mebusan'ı tarafından kararlaştırılan Misak-ı Milli'nin birinci maddesi, Türkiye'nin güney sınırlarını tesbit etmektedir. Misak'ın birinci maddesinde; "Osmanlı Devleti'nin özellikle Arap çoğunluğunun yerleşmiş olduğu (30 Ekim 1918 günkü Mütareke yapıldığı sırada) düşman ordularının işgali altında kalan bölgelerin geleceğinin, haklarını serbestçe açıklayacakları rey sonucu belirlenmesi gerekir; söz konusu mütareke çizgisi içinde din, soy ve amaç birliği bakımlarından birbirlerine bağlı olan, karşılıklı saygı ve özveri duyguları besleyen soy ve toplum ilişkileri ile çevrelerinin koşullarına saygılı Osmanlı-İslam çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tümü ister bir eylem, ister bir hükümle olsun, hiçbir nedenle birbirinden ayrılamayacak bir bütündür" şeklindeki yaklaşım açıktır. Buna göre mütareke hattı esas alındığında Musul, Kerkük ve Süleymaniye'nin ve diğer tarafta Hatay bölgesinin Anadolu'nun ayrılmaz bir parçası olduğu açıktır.
Musul vilayeti petrol bakımından oldukça zengindir. Irak ispatlanmış petrol rezervi bakımından % 11'lik bir oranla Suudi Arabistan'dan sonra dünyada ikinci sıradadır. 112,5 milyar varil tutarındaki ispatlanmış Irak petrollerinin % 75'i Irak'ın güney bölgesinde, % 25'i Irak'ın kuzey ve orta bölgesinde yoğunlaşmıştır. Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin kontrol ettiği rezerv % 6 olup, Kerkük buna dâhil değildir. Kerkük bölgesinin rezerv miktarı % 14'tür. Uluslararası enerji ajansına göre, Irak petrolünün mevcut üretiminin yüzde 40'ı Kerkük'te gerçekleştirilmektedir. Irak petrol rezervlerinin % 14'nün Kerkük'te bulunmaktadır.
İsmet Paşa, Lozan'da 23 Ocak 1923'te yapılan görüşmede Musul vilayetinin bir başka devlete etnik, siyasî, tarihî, coğrafî, ekonomik ve askerî nedenlerle bırakılamayacağını şöyle açıklamıştır: ''Musul vilayetinde yerleşik nüfus 503.000 kişiye varmaktadır. Burada Kürt nüfusu 263.830, Türk nüfusu 146.960, Arap nüfusu 43.210, Yezidi 18.000, Müslüman olmayanlar 31.000'dir. Buradaki Kürt, Arap ve Türk göçebe aşiretleri, yaklaşık 170.000 kadardır; ancak bu göçerler sürekli yer değiştirdiklerinden bölge nüfusundan sayılamamışlardır. Bu istatistiklere göre nüfusun beşte dördünü Türkler ve Kürtler, geri kalan beşte bir oranını Araplar ve gayrimüslimler oluşturmaktadır. Osmanlı Devleti, Musul'da yaşayan erkekleri askere almak için vilayetin nüfusunu bilmek zorundaydı. Bu nedenle nüfusa dayalı Osmanlı istatistikleri Birinci Dünya Savaşı öncesine dayanmaktadır ve rakamlarda bir oynama söz konusu değildir. Bunun karşılığında İngilizlerin yapmış olduğu nüfus sayımı, sırf İngilizlerin haklılığını göstermek amaçlı birkaç memur tarafından yapıldığından, hem yetersiz hem de yanlıdır; bu sayıma rağmen Türk-Kürt nüfusu, Arap ve gayrimüslim nüfustan çok daha fazladır. İngilizler, Musul bölgesinde yaşayan Türkmenlerin İstanbul Türkçesi konuşmadıkları için Türk olmadıklarını öne sürmeleri çok anlamsızdır; çünkü Anadolu Türk'ü de İstanbul şivesi konuşmaz ve Türkmen olarak nitelendirilir. İngilizler, Kürtlerin İran kökenli olduklarını ileri sürseler de ansiklopedileri "Encyclopedia Britannica"ya göre Kürtler, Turan kökenlidir. Her ne kadar Kürtler, Türklerden farklı bir dil konuşsalar da aynı gelenek göreneklere ve inanca sahiptirler. Bölgede yaşayan Hıristiyanlardan Keldaniler ve Asuriler Osmanlı yönetimiyle sorunları olmamış, Nesturiler ise Ruslarla birlikte Osmanlı ordusuna karşı savaşmışlardır. Araplar, Müslüman olmakla birlikte Musul vilayetinde bir azınlıktır. Bu nedenle azınlık durumunda bulunan Araplara Musul'un bağlanması haksızlıktır. İngilizler Arapları, Mekke Şerifi Hüseyin önderliğinde Osmanlı'ya karşı ayaklandırmış olsalar da, Araplar 1920 ve 1921 yıllarında bu kez İngilizlere karşı isyan etmişler ve bu isyanlar çok kanlı bir şekilde bastırılmıştır.
Musul, Misak-ı Milli'nin sınırları içinde yer almaktadır. Bu bakımdan bizim elimizden çalınmış bir vatan parçasıdır. Vatan, herhangi bir toprak değildir. Vatan, uğrana şehit olunan kutlu mekandır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY) Arşivi