(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

KARANLIKTAN AYDINLIĞA

Maç boyunca kazanmak adına büyük çaba sarf eden siyah-kırmızı formalı futbolcu topluluğu vardı.
Bu yüzden dün gece ki galibiyet; örgütlenmiş bir aşkın karşılığı.
Hürriyet, Erkan Zengin, Nuhiu...
Ve diğerleri...

Eskişehirspor'un ilk 30 dakikada klasik başlangıcını izledik. Sivas'ta beklendiği gibi Çalımbay'ın kapalı savunma anlayışının izleri vardı. Eskişehirspor savunmada yine kötü başladı, orta sahada kısır. Özellikle ilk çeyrekteki bindirmeler, fokurdayan suda kabarıp sönen baloncuklar gibiydi.
Maçta oluşan gerilimin merkez üssü savunma.
Atak bile yapamayan bir rakibe bu kadar pozisyon vermekten daha gerçekçi bir gerilim olamaz.
Rakibin attığı golden önce kaçırdıklarının altını çizelim.
İkinci yarıda ki geri dönüş olmasa, bugün çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik...
Her şeye rağmen geriye düşen Eskişehirspor'un gerilimleri bile göğüsleyecek bir hava vermesi önemliydi

Erkan Zengin'in topu ayağına aldığında rakibini felç eden hali, son maçlarda askıdaydı ama dün gece sahneye çıktı.
Her atağın başlangıcında o vardı.
Sadece faul üreterek maça başlayan Veysel'e baktım da...
Verdiği mücadeleyi, geçmiş maçlarına aksine parlak buldum. Takımı ateşleyen golde ki takipçiliği ve hırsı Sivas karşısında ayaklanmayı başlattı aslında.
Eskişehirspor'un maç boyu, galibiyete uygun bir havası vardı.
Hürriyet ise takımının şelalesi... Yine iliklerine kadar mücadele etti.

Eskişehirspor'un dün geceki en anlamlı gerçeği. Karşı kaleye bakan yüzler.
Gole bakan ayaklar.
Ve nihayet gelen 3 puan!
Bir ara Sivas kalesine şut bombardımanına tuttular.

Kamara ve Necati, maça ilk 11'de çıkmadı ama.
Dün geceki oyuna sonradan girişleri pozitif etki yarattı. Özellikle Kamara'nın attığı gol sarraf katında değer bulmuştur.
Ama gol atmak için bu kadar çok uğraş veren bir takımın yine yediği gol geldi aklıma. Bu takım gol atmaya mecali olmayan rakiplerini bile üzerine çağırmayı seviyor.
Bu buyurganlık sürdükçe, yediğinden fazlasını atmak zorunda.
İkinci yarıda bunun bilincinde bir takım çıktı sahaya. Yedikleri golden sonra bozulmak yerine, takım olma sevdasını dışa vurdular.
Ve maçı da kopardılar.

Eskişehirspor'un kadrosuna baktığınız zaman, aslında bütün sorunun takımı yönlendiren teknik kadroda olduğunu görmememiz imkansız. Maç sonunda taraftarı protesto eden anlayışta en önce tünele doğru koşanları gördünüz mü?
Taraftarla galibiyeti kutlamak varken kaçanlar yarın ne yapacak çok merak ediyorum..
Bu takım eleştiri mi gördü şimdiye kadar?
Her Eskişehirspor taraftarının tasarrufunda saklı.
İsyan etme hakkı.
Çünkü bu kulübün gerçek sahibi onlar.
Şuanda Eskişehirspor sayesinde para kazananlar, birazda bunu hesaplasınlar...

Sivas galibiyeti anlam bakımından Ersun Yanal için büyük olabilir ama. Eskişehirspor için küçük bir adım.
Düşünüyorum da... Eskişehirsporla oynayan bir adam, Eskişehirspor'u nasıl oynatabilir? "İyi yoldasın" diye onu dolduran savunma avukatlarını biliyoruz da...
Maçtan sonra konuşma balonlarının içini kim dolduruyor acaba?

Sonuç olarak...
Ersun Yanal değil. Eskişehirsporlu futbolcular kazanmak istedi ve kazandı.
Eğer koşarsanız, yürekli mücadele ederseniz futbol size yanlışlık yapmaz.
Karanlıktan aydınlığı getiren galibiyet Eskişehirspor'un hakkıydı. Arkadaşlık bağıyla, omuz omuza çarpışarak alınmış bir galibiyet.
Ancak taraftara sırt çevirenlere son sözüm;
Bu takım boynunun borcunu bir maçla ödeyemez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi