4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KARDEŞ KAVGASI!

MHP Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ, gazetecilerin Libya ile ilgili soruları üzerine, "Türkiye'de, ayaklanma provaları var." KARDEŞ KAVGASI" tezgâhı burada da uygulanıyor. Dikkat edilmeli" sözleri, siyasi iktidar tarafından dikkate alınır mı bilinmez, uyarı hiçte yabana atılacak nitelikte değildir.
Sayın BAHÇELİ' nin, " "Şimdi Türkiye büyük bir sıkıntının, bölünmenin eşiğine geldi. Eğer siz Türkiye'yi sürekli olarak. 36 etnik unsurdan bahseder buraya taşırsanız, Türkiye'yi bölmek isteyenler, Türkiye üzerine, hesabı olanlar, Türkiye'de, Türk-Kürt kavgasını başlatabilecek bir ayrışmayı körüklemişlerdir" sözleri bir gerçeği yansıtıyor. Ancak bu gelişmelerden, yalnız Sayın ERDOĞAN' ın, değil. diğer siyasi parti liderlerinin de sorumluluğu vardır.
Geçmiş yıllarda. Diyarbakır'ı ziyaret eden, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, " Biz Kürt sorununu cemaatlere dayalı azınlık hakları şeklinde değil, Anayasa'ya Yurttaşlık haklarına dayalı olarak çözmek istiyoruz" diyerek yeni bir tartışma başlattı. Oysa mevcut Anayasa'ya göre, Türkiye'de, etnik kökeni ne olursa olsun vatandaşlar, aynı haklara sahip..
Elbette terörün ve etnik kutuplaşmanın, bu boyuta gelmesinde, tüm siyasi partilerin az veya çok sorumluluğu vardır. Nitekim Recep Tayyip Erdoğan, " Kürt sorunu vardır. Kürt sorunu benim de sorunum " demiştir. Karayalçın ise, " Kürt sorununun Anayasa'ya yurttaşlık haklarına dayalı olarak çözmek istiyoruz" diyerek bugünkü olaylara katkıda bulunmuştur. "Kürt realitesi vardır" diyen Süleyman Demirel veya " Avrupa'nın yolu Diyarbakır'dan geçer" cümlesini kullanan, Mesut Yılmaz, Teröristi, düz ovaya indirerek siyaset yaptırmak isteyen DYP Ağar, PKK'nın silah bırakmasını alkışlayan, ANAP Lideri Mumcu, sözleri ile PKK ve yandaşlarına cesaret verdiler. Olayların bu boyutlara taşınmasına da neden oldular.
Başbakan Sayın ERDOĞAN ve diğer siyasi parti liderleri, Kürt sorununu, bilerek mi veya bilmeyerek mi söyledi bilinmez ama bu söylemleri kendisini sıkıntıya soktu. Eleştiri ve tepki de aldı. Çünkü PKK ve yandaşlarının gündeme getirdikleri Kürt sorunu, sosyal, ekonomik ve kültürel değildir. Tamamen siyasidir.
PKK ve aynı çizgide olanların, ortak tezlerine göre de iddialar da şunlardır:
Türkler, Malazgirt Zaferi'ni, Kürtlerin katkısı ile kazandı. Anadolu'ya da, Kürtlerin desteği ve yardımı ile girdi. İstiklal Savaşı, birlikte verilmiştir
Abdullah Öcalan, Türklerin Kürtleri inkâr ettiğini, imha etmeye yöneldiğini, haklarını da vermediğini savunur. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, İkinci kurucu ulustan biri olan Kürtlerin, unutulduğunu da iddia eder. Yine PKK ve yandaşları, Büyük Önder Atatürk'ün, " Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına, "Türk Milleti" denir." tanımını de reddederler.
PKK ve yandaşlarının, hatta sanal aydılar ve düşünürlerin, "DEMOKRATİK CUMHURİYET' taleplerinin altında yatan örtülü hedefler ise:
Türkiye Cumhuriyeti'nin, iki kurucusu olan,Kürt ve Türk unsurları ,gözetilerek Cumhuriyetin yeniden yapılandırılması,.Kürtlerin demokratik ve siyasi haklarının,anayasal ve yasal güvenceye alınması.Kürtçe'nin, eğitim dilli olması. Ve benzer onlarca istek...
PKK ve yandaşlarının, Kürt sorunundaki, çerçevesi budur.
Acaba Sayın Karayalçın, " Kürt sorununun Anayasa'ya yurttaşlık haklarına dayalı olarak çözmek istiyoruz" ve Başbakan Tayyip Erdoğan' da, " Kürt sorunu vardır.Kürt sorunu ,benimde sorunum" derken ,"Kürt realitesi vardır" diyen Süleyman Demirel, ve " Avrupa'nın yolu Diyarbakır' dan geçer" cümlesini kullanan ,Sayın Mesut Yılmaz ve eski ANAP Lider Sayın Mumcu ,bu gerçekleri bilmiyorlar mı?
Maalesef siyasi irade, çok partili dönemde, bazı alanlarda, siyasi çıkarları için, her şeyi yanlış yaptı. Hal böyle olunca da, olmayacak sorunlar yaratıldı. Sonuçta da, hatalar kaçınılmaz oldu. Türk Milletine ve devletine de ağır faturalar ödetti. Veya Türkiye, ulusal ve uluslararası alanda, çok zor durumda kaldı. Dünya kamuoyu nazarında da, sürekli itibar kaybettiği gibi, kırmızı ç izgileri de inandırıcılığını yitirdi.
Aslında genel seçim sonuçları değerlendirildiğinde, Kürt kökenli vatandaşların büyük çoğunluğu, Parti liderleri, AB, ABD, PKK ve yandaşları gibi düşünmüyor. Tablo bu olunca da, Türkiye'de "SAĞDUYU SAHİBİ", Kürt kökenli vatandaşlarla, bir problem yok. Problem, siyasi çıkar için, konuları saptıran parti liderleri, politikacılar, AB ve ABD'nin bölgedeki senaryoları ve Büyükelçilerden oluşan truva atları ve taşeron PKK ve yandaşlarıdır.
Ayrıca Türkler ve Kürtler, asırlardır birlikte yaşamış, kader birliği yapmış, kız almış ve kız vermiştir. Kardeşçe yaşamak ve var olan sorunları, birlikte çözmek varken, kavga etmek veya huzursuzluk yaratmak, kime ne kazandıracak?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi