
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
KATARAKT VE GLOKOM
Yayınlanma:
Ülkemizde, her alanda isimsiz kahramanlar var. Bu insanlarımız, aynı zamanda birer gönüllüdür. Aslında "GÖNÜLLÜ OLMAK" herkesin harcı değildir. Çünkü gönüllülük, bir yaşam biçimidir. Toplumsal projelere, karşılıksız katılmaktır.
Herkes, gönüllü olamaz. Gönüllüler, kendi kendisini motive etme yeteneğine sahip, başarmayı, öğrenmeyi ve paylaşmayı, ilke edinmiş, iyi ve doğru olduğuna inandığı, bir amaç uğruna çalışan, emeğinin karşılığını 'geleceği yakalayarak' alacağını bilen, nitelikleri olan, insanlarımızdır.
Bu insanlarımızdan biri de Sayın Celal MORKOYUN' dur. Sağlık alanlarında, konferanslar düzenliyor veya düzenlenmesine vesile oluyor. Başarılı sağlık personelini de ödüllendirerek, kurumlarda verimin de artmasına da vesile oluyor.
Pazartesi günü de Sayın MORKOYUN' un, vesile olduğu, Eskişehir Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, tarafından düzenlenen, göz sağlığı ve hastalıkları ile ilgili konferans vardı. Konferansa, konuşmacı olarak, Eskişehir Devlet hastanesi doktorları,
Sayın Op. Dr. Ayşegül Işık ÖZDAMAR, Katarakt hastalığı ve Sayın Op. Dr. Haydar GÖLEMEZ ise Glokom (göz tansiyonu) üzerinde halka bilgi verdi.
Sağlıkla ilgili bu tür konferanslar, Koruyucu hekimlik açısından, önemli bir etkinliktir. Eskişehir Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, Koruyucu Hekimlik Bilgilendirme Etkinlikleri ile insanları, hasta olmadan hastalıklar hakkında, bilgilendirerek, hem hastalıklardan korumak, hem de yaşam kalitesini, artırmayı da hedefliyor.
Sayın Op. Dr. Ayşegül Işık ÖZDAMAR, Katarakt rahatsızlığını, " göz bebeğinin arkasında bulunan ve görmeyi sağlayan, doğal göz merceğinin saydamlığını kaybederek, matlaşması olarak tanımladı., Katarakt rahatsızlığının, orta yaş üstü kişilerde görülen, bir göz hastalığı olmakla beraber, şeker hastalarında, uzun süreli kortizonlu ilaç kullananlarda, hatta yeni doğan bebeklerde olabileceğini söyledi.
Sayın Op. Dr. ÖZDAMAR, kataraktın belirtileri olarak da, görmede azalma, çift görme, Okuma zorluğu, Gözlük numaralarının sık değişmesi, Işığa hassasiyet, Renklerde soluklaşma gibi unsurlar olduğunu vurguladı. Kesin teşhisin, göz doktoru tarafında belirleneceğini de ilave etti.
Sayın Op. Dr. ÖZDAMAR, kataraktın ilaçla tedavisi olmadığını, tek tedavisinin cerrahi olduğunu belirttikten sonra, " Tedavinin olmazsa, olmazının gözdeki kataraktlı lensin saydam göz içi lensi ile değiştirilmesidir." dedi.
Sayın Op. Dr. ÖZDAMAR' a göre, katarakt tedavi edilmezse, Göz içi basıncında artma gözlenebilir. Görme fonksiyonu, uzak ve yakında bozulur veya kaybedilir. Gözün görme merkezi ve retina muayenede izlenemediği için, göz içindeki problemlerin teşhis ve tedavisi zorlanır. Görme tembelliği gelişebilir.
Sayın Op. Dr. Haydar GÖLEMEZ, Halk arasında, "Göz Tansiyonu" ya da "Karasu Hastalığı "olarak bilinen glokom, göz içi basıncının, sıklıkla yükselmesi nedeniyle görme sinirinin hasara uğradığını belirttikten sonra," Kişinin görme alanı, daralır. Kendini, hastalığın en son aşamalarında fark ettiren sinsi bir hastalık olan glokom, geç tanı konulduğunda, görme sinirinde onarılması mümkün olmayan tahribatlar oluşturabilir" dedi.
Sayın Op. Dr. GÖLEMEZ, Glokom' un , 60 yaşın üzerindeki kişilerde, glokom riski arttığını,, her yaşta da görülebileceğini de vurguladı. Neden olarak da, göz içinde salgılanan ve gözün beslenmesi için, gerekli olan göz içi sıvısının boşalamamasına bağlı olarak, göz içinde, basınç yükselmesini gösterdi. Yükselen göz içi basıncının da göz siniri hücrelerine, zarar verdiğini de söyledi.
Sayın Op. Dr. GÖLEMEZ, kronik glokomun tedavisinde, önce bir takım damlalar kullanacağını belirttikten sonra ". Eğer damla ile göz içi basıncı düşüyorsa, hasta, hayatı boyunca, sürekli bu damlaları kullanmak zorundadır. Fakat ilaca rağmen, göz içi basıncı yüksek seyrediyorsa, ameliyatla göz içi basıncı düşürülür dedi.
Hastalıklar üzerinde, bilgilendirme konferansları, bireysel, ya da toplum olarak hastalıkların ortaya çıkmasını, ya da ağırlaşmasını engelleyici önlemler üzerinde çalışan koruyucu hekimlik açısından, önemli etkinliklerdir. Bu tür etkinlikler, devam ettirilmeli, Halkımız da bu tür etkinliklere, sahip çıkmalıdır.
Koruyucu hekimlik, halk seviyesinde eğitimle, halkın kendi kendine beslenmesi ve hastalanmamaya özen göstermesi, fikriyle başlar. Diğer bir tabirle, insanın kendi hayatını ve kendi geleceğini, sağlık açısından ele alabilmesini ve kendi kontrollerini kendi elinde bulundurabilmesini kapsar. Bu da Sayın MORKOYUN' un vesile olduğu ve Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği' nin, düzenlediği sağlıkla ilgili konferanslarla orantılıdır.
Etkinliğe, vesile olanları kutluyoruz...