4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KAZALAR GELİYORUM DİYOR

KÜTAHYA kent merkezine, 34 kilometre uzaklıktaki Gümüş Köyü yakınlarında gümüş üretimi yapılan Eti Gümüş A.Ş.'ye ait tesisteki üç kademeli siyanürlü su atık barajındaki setlerden birinin çökmesi, ikincisinin de zarar görmesi ve çevredeki panik Eskişehir ve Kaymaz'da yankı bulur mu bilinmez ama Kaymaz Altın Maden Yatağında yapılmakta olan siyanürlü su atık barajı, daha da dikkatli yapılacaktır.
Kaymaz Altın Maden yatağı ile ilgili mücadelemizde, "SİYANÜR" le " SU ATIK BARAJLARI" hakkındaki düşüncelerimizi kamuoyu ile sürekli paylaşmış, "madenin işlenmesi aşamasında, bir sorun yok. Sorun, su atık havuzları ve siyanürdür." demiştik.
Madencilik sektöründe, diğer bir sıkıntı da ülkemizde, madencilikle ilgili anlaşmazlıkları, sorunları çözecek ve denetimleri yapacak, "BAĞIMSIZ KURULLAR" ın olmayışıdır. Maden ile ilgili bütün faaliyetlerin, yürütülmesini ve vecibelerin yerine getirilmesini kontrol ve denetimini yapma görevi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına aittir. Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki 3154 Sayılı Kanunun, 09 Eylül 1993 tarih ve 21693 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 505 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve değişik 9.ncu maddesi ile de Maden İşleri Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Oysa madenlerin çıkartılmasında, devlette taraftır. O nedenle de bağımsız kurullar zorunludur.
Aslında altın elde etmek için, dünya da 51 çeşit yöntem var. Bir kısmın kanserojen içerdiği, diğer kısmında pahalı olduğu için, tercih edilmiyor. Genel de etkili ve en ucuz yöntem olan siyanürle, elde etme revaçtadır. Kaymaz Altın Maden Yatağı'nda da, siyanür kullanılarak altın elde edilecektir.
Ayrıca ülkemiz yıllık, 1500 ton/yıl siyanür ithalatı yapmaktadır. Bu miktarın yaklaşık, 500 ton/yıl civarındaki, Kütahya'da, Gümüşköy madeninde gümüş üretimi için, kullanılmakta. Diğer kısmı da elektro-kaplama ve diğer kimyasal alanlarda kullanılmaktadır. Dünyada, kullanılan siyanür ise 450.000 ton/yıldır. Bu miktarın %80' i madencilik endüstrisinde kullanılmakta, dünya siyanür üretimi ise 550.000/ton/yıl civarındadır.
Diğer yandan ülkemizde, onca maden fakültesi ve şirket olmasına rağmen, madenlerimizle ilgili tatmin edici bir çalışma yok. Bundan dolayı da madenlerle ilgili tartışma, her dönem oldu. Altınla ilgili tartışmanın, esas nedeni ise siyanürdür. Siyanür gerçekten de çok zehirli bir maddedir. Çok düşük miktarı bile insanlarda ve hayvanlarda ölümlere neden olabilir. Bundan dolayıdır ki siyanür kullanımı sırasında, gerekli bütün önlemler eksiksiz olarak alınmalıdır. Özellikle de atık havuzları güneş ışınlarlının tesir edemeyeceği kadar derin tasarlanmalı, havuzlardaki siyanür seviyesi de düşürülmelidir. .
Şu bir gerçek ki Türkiye sorun olmadığı, insanlar zarar görmediği sürece, kesinlik sağlıklı denetim yapılmaz veya eksikliler tespit edildiğinde yeteri kadar ilgilenilmez. Nitekim Gümüş Köyü yakınlarında, gümüş üretimi yapılan Eti Gümüş A.Ş.'ye ait tesisteki üç kademeli siyanürlü su atık barajındaki setlerden birinin çökmesi, bu ihmalin bir sonucudur.
Bakanlık ve Valilik gerekli denetimleri yaptı mı bilinmez ama siyanürlü su atık barajı tehlike arz ettikten sonra, Yani işi işten geçtikten sonra, Kütahya Valisi Kenan Çiftçi, konuyla ilgili olarak Kriz Masası oluşturduklarını bildirdi. Ankara'dan gelen uzman ekipler tesislerde inceleme başlattı.
Hülasa Eti Gümüş A.Ş. şirketindeki siyanürlü su atıklarının depolandığı 3 kademeli atık barajının birincisindeki çökme meydana geldi. Çökmeyle birlikte ikinci setin de zarar gördüğü, siyanürlü suların üçüncü set tarafından tutulduğu belirtiliyor. Alınan önlemler ne kadar geçerli olacak veya çözüm mü önümüzdeki günlerde görülecektir.
Öte yandan Eti Gümüş A.Ş. tesislerinde, gümüş üretiminin açık ocaktan cevher İstihsali, Kırma-Eleme, Öğütme ve Çözündürme, Filtrasyon ile Rafinasyon olmak üzere 5 aşamadan geçiyor. Gümüş üretimi sırasında ortaya çıkan atıklarda ise doğal bozundurma yöntemi uygulanıyor. Tesislerde atık baraj projelendirmesi ise bir Kanada firması olan Knight and Pi?sold firması tarafından gerçekleştirildi. 3 dev havuzdan oluşan baraj, 110 hektarlık alanı kaplıyor. Koruma bantları ile birlikte bu alan 150 hektara çıkıyor. Sistemde katı halde ve suda çözünmeyen siyanür bileşikleri havuzda çökelerek depolanıyor. Baraj sahasındaki yatay ve düşey hareketlerin kontrolü için geoteknik ölçümle kontrol ediliyor. Bunun için de 16 adet piezometre ve 20 adet de sabit nokta tesisi kuruldu. Baraj sızıntısının olup olmadığını kontrol etmek üzere ayrıca DSİ' nin açtığı 2 adet kontrol kuyusu bulunuyor. Buna rağmen, su atık barajları çökmüşse, tedbirler göstermelik değil de nedir?
Maalesef Türkiye' de, kazalar geliyorum diyor ama gören, tedbir alan veya sürekli denetleyen, ilgili yok denecek kadar az. Bu ihmallerin sonuncunda, ödenen faturaların bedeli ise mal ve can kaybı olup, bazen de telâfi edilemeyecek kadar büyüktür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi