1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Kazım Kurt doğrusunu yapıyor...

Önceki gün yazmıştık seçim sonrası Belediyelerin durumunu.
Büyükşehir Belediyesi'nde seçim sonrası Oğuzhan Özen'in Genel Sekreter yardımcılığına vekaleten getirilmesi dışında pek bir değişim olmadığını, Tepebaşı Belediyesi'nde ise Erdoğan Aydoğmuş ve Erkan Uçkan'ın meclis içinden Başkan yardımcılıklarına atandığını, buna ilave olarak Şermin Şanlıer'in de Başkan yardımcısı olarak göreve başladığını duyurup "İki Belediye'de bu olurken Odunpazarı Belediyesi'nde henüz kadro anlamında yapılan pek bir şey yok" demiştik.
CHP'li bir dostumuz aradı...
Odunpazarı Belediyesi'nde, meclis içinden Başkan yardımcılığı için görevlendirme olmadığını doğruladıktan sonra;
-"Aslına bakacak olursan bu konuda Kazım kurt doğrusunu yapıyor. Meclis üyeleri içinden Başkan yardımcılığı atama konusunda biraz süre geçmesini bekliyor" dedi.
Bunun nedenini sorduğumuzda ise;
-"Odunpazarı Belediye meclisinde, CHP Meclis üyesi olarak bulunan ve Başkan yardımcısı olmak isteyen pek çok isim var. Erdal Caferoğlu, İbrahim Arslan, Mahmut Süzen, Mehmet Uzun, Emre Genç bu isimlerden bazıları. Kazım Kurt'un Başkan yardımcısı olarak gönlünden geçen isimler elbette var. Bunun yanı sıra Yılmaz Büyükerşen'in Başkan yardımcısı olmasını istediği isimler de var. Durum böyle olunca işin içinden çıkmak biraz güçleşiyor. O yüzden Kazım Kurt bazı taşların yerine oturması için söz konusu atamaları yapmıyor. Bana kalırsa da doğrusunu yapıyor" diye açıklama yaptı.
Bu yaklaşım doğru ise, Kazım kurt'un meclis içinden Başkan yardımcıları atama işi 3-5 aylık bir süreyi bulacak gibi...
......

Keşke sahaya seçim
öncesi de inilseydi...
AK parti Milletvekili ve yöneticileri geçtiğimiz günlerde Tepebaşı bölgesinde bazı ziyaretlerde bulunmuş.
Bu ziyaretler ile ilgili haberler de gazetelere "AK partililer sahaya indi" başlığıyla gönderilmiş.
Bazı gazeteler de bu ve benzeri başlıkla duyurmuşlar haberi.
İşte bu başlığa takmış AK partili bir okurumuz.
-"Keşke sahaya seçimden önce inmiş olsalardı. Seçimden önceki süreçte kendilerini sahada görmek isterdik doğrusu" mesajını koymuş söz konusu haberlerin altına.
Ne diyelim?
Yorumu yapan yapmış zaten...
.......

Böyle bir senaryo konuşuluyor Büyükşehir'de...
"Yakın bir gelecekte, Büyükşehir Belediyesinin en önemli bürokratlarından birisi "Artık bu kadar yeter. Biraz da torunlarla vakit geçireyim" diyerek emekliye ayrılacak.
Yerine ise...
Daha önce de Büyükşehir belediyesinde görev yapan ve önceden de memuriyeti olan ve aynı zamanda Büyükşehir belediye Meclis üyesi konumunda bulunan bir isim, meclis üyelikleri görevinden istifa ederek, ilgili bakanlıktan alınacak onay sonrası atanacak.
Meclis üyeliğinden istifa edip bürokrat olacak bu ismin yerine ise, liste sırasından, yine bu isim ile sıkı dostluğu bulunan başka bir isim Büyükşehir Belediye Meclisi üyeliğine otomatikman gelmiş olacak."
İşte böyle bir senaryodan söz ediliyor.
Adı üzerinde "Senaryo"
Doğruluğu var mıdır? Bilemiyoruz...
Yoksa, meselede yok.
Varsa, zaten ilerde gerçekleştiğinde görürüz.

......

Yitirdiğimiz tüm
madencilerin anısına...
Madenci sıcak bir yaz günü güneşin altında çalışırken, birden sıcağın onu daha verimli çalışmasından alıkoyduğunu fark etmiş ve o an "güneş benim çalışmamı engelliyor. O zaman benden daha güçlü" diye düşünmüş.

Güce de çok önem verdiği için o an GÜNEŞ olmayı dilemiş Allah'tan.

Allah, madencinin isteğini kabul etmiş ve madenci güneş olmuş. Bütün dünyayı ışınıyla aydınlatmış, her yeri kavurmuş gücünü herkese göstermiş.

Fakat bir gün güneşin önüne bulut gelmiş. Bizim madenci çok sinirlenmiş bu işe. Çünkü bulut güneşin ışınlarını kesiyormuş ve madenci "bulut güneşten daha güçlü ben bulut olmak istiyorum" demiş

Ve o an bulut olmuş madenci.

Yağmurlar yağdırmış, seller bastırmış, şimşekler yaratmış.
Güçlü olduğu için halinden memnunmuş.

Ama fazla uzun sürmemiş mutluluğu. Çünkü bu sefer de rüzgar bulutu
sürüklemiş ve bizim madenci yine düşünmüş ki "rüzgar bulutu sürükleyebiliyorsa o zaman en güçlüsü rüzgar", "ben rüzgar olmak istiyorum" demiş ve rüzgar oluvermiş o an.

Madenci rüzgar şeklinde fırtınalar estirmiş, denizleri coşturmuş, kasırgalar yaratmış. Ama bu seferde eserken karşısına koca bir taş kütlesi çıkmış. Bir bakmış "bu nasıl bir şey ki benim rüzgarımı kesiyor?" diye düşünmüş. O taş kütlesi aslında bir dağmış. Ve Allah'tan son bir dilekte bulunmuş. Bir dağ olmayı istemiş.

Madencinin isteği kabul olmuş ve sonsuza kadar dağ olarak yaşamaya karar vermiş. Çünkü dünyadaki en güçlü şey dağ olduğunu düşünmeye başlamış.

Madenci dağ olarak hayatından memnun bir şekilde yaşarken birden bir rahatsızlık hissetmiş. Bir şey içini kemiriyormuş.

Derken dağ onu rahatsız eden şeyin ne olduğunu bulmuş; onu rahatsız eden, hayatı pahasına da olsa içini kemiren bir madenciymiş...
Ve o zaman anlamış ki Dünyada en güçlü, en cesur, en cefakar ne Dağ, Ne Güneş ne de Bulut olmak...
Dünyanın en güçlü, en cesur ve en cefakarının kendisi, yani MADENCİ olduğunu anlamış...
Ruhları şad olsun...
.......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Jack ve arkadaşı Bob, kayak yapmaya Kuzeye gitmişler. Bir kaç saat yol aldıktan sonra korkunç bir kar fırtınasına yakalanmışlar.Yakındaki bir çiftlik evine arabalarını çekmişler ve evin çekici hanımından geceyi orada geçirmek için izin istemişler.
- "Dul bir kadınım ben diye açıklamış hanım, Eğer evimde kalmanıza izin verirsem komşular dedikodu yaparlar."
-Endişelenmeyin demiş Jack, ahırda da rahat edebiliriz.
Bir sene sonra Jack, dulun avukatından bir mektup almış.Arkadaşı Bob'u çağırarak sormuş:
- Bob, şu çiftliğinde kaldığımız çekici dul kadını hatırlıyor musun ?"
- Evet, hatırlıyorum.
- O gece geç vakit eve gidip, o kadınla yattın mı ?
- Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptım.
- Ona kendi adın yerine benimkini verdin mi peki ?
Bob yüzü kızararak cevap verir:
- Evet, korkarım öyle yaptım.
- Eh, sana çok teşekkür borçluyum dostum. Kadın ölmüş ve çiftliğini de bana bırakmış."

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi