Seçimlere şunun şurasında bir aylık süre kaldı.
AK partililere soruyoruz?
-"CHP'nin oyları artmıyor, MHP de göreceksiniz büyük oy kaybı yaşayacak" diyor.
CHP'lilere soruyoruz?
-"AK parti çöküş içinde. MHP'nin de büyük oy kaybı var. Bu seçim bizim seçimimiz olacak" diyor.
MHP'lilere soruyoruz?
-"Partimiz oy patlaması yapacak. İktidar partisi AK parti büyük kayıp yaşayacak. CHP zaten olduğu yerde durup duruyor" diyor.
Anlayacağınız...
Her parti, kendi başarısını, diğer partilerin başarısızlığı ile açıklama derdinde.
Adeta...
Kendi işini düzgün yapmaktan çok, başkasının yapamadığı işin peşine düşme hastalığı siyasete de sıçramış.
-"Diğer partiler bizi ilgilendirmez. Biz kendi işimize bakıyoruz" diyen yok maşallah!



Daha önceki yazılarımızda da sıkça verdiğimiz bir örnektir bu.
1991 seçimleri öncesi.
Türkiye genelinde Süleyman Demirel'in rüzgarı esiyor.
O sıralar SHP nin de, ANAP ın da durumu fena değil.
Ancak...
Yasağının kalkmasından sonra ki ilk seçimi olacağı için tüm gözler Süleyman Demirel ve partisi DYP üzerinde.
Seçimlerin yapılmasının bir hafta öncesinde televizyon programına çıkıyor Demirel...
Çıkmadan önce de Tarhan Erdem'in yaptırmış olduğu kamuoyu araştırmasının sonuçlarını alıp gidiyor kanala.
Tarhan Erdem'in yaptığı araştırmada DYP yüzde 25 ila 28 arasında çıkmış.
Demirel programda bu araştırmanın olduğu dosyayı elinde sallayıp;
-"Yüzde 40 ile iktidara geliyoruz. Bizi kimse durduramaz" diye bağırıyor.
Tarhan Erdem, televizyon başında büyük bir şaşkınlık yaşıyor.
Nasıl yaşamasın ki? Araştırmayı yapan kendisi, araştırmada DYP için çıkan sonuç yüzde 25 ila 28 arası bir rakam. Üstelik bunun böyle olduğunu Demirel'de çok iyi biliyor.
O halde Demirel niçin ekranda "Yüzde 40 ile iktidara geliyoruz" cümlesini kurdu ki?
-"Herhalde rakamları karıştırdı" diye düşünüyor ve açıyor telefonu Demirel'e;
-"Efendim. Bizim yaptığımız ve size teslim ettiğimiz araştırmada DYP nin oyu yüzde 25-28 idi. Ama siz televizyonda yüzde 40 oyu telaffuz ettiğiniz. Ortada bir yanlış anlama mı var?" diye soruyor.
Süleyman Demirel;
-"Herkes kendi işine baksın gardaşım. Sen işine bak, ben de kendi işime bakayım" diyerek kapatıverir telefonu.
Sonuç olarak...
Partilere tavsiyemiz: "Başkasının işini nasıl yapamadığından çok, kendi işinizi nasıl, doru ve güzel yaparız"ın peşine düşmeleridir.
.....

3 milletvekilini iktidar olacak parti çıkartsın...


Kim kaç milletvekili çıkartır?
Şu sıralar cevap arayan en gözde soru bu.
Seçimlere bir ay kala herkesin birbirine sorduğu, aslında herkesin de kafasında kendince bir cevabı olduğu bir soru bu.
Hemen herkes "Hangi parti Eskişehir'de kaç milletvekili çıkartır?" sorusunun yanıtını arıyor.
Büyük bir bölüm, 1 Kasım seçimlerinin Eskişehir'de , 7 Haziran seçimlerinin tekrarı olacağını söylüyor.
Yani...
-"sonuç değişmez. 3-2-1 olur" diyor...
Bazıları...
-"Sonuç değişmez ama 3 çıkartan parti değişebilir" diye tahmin yürütüyor.
Bu arada...
-"Bu defa 3-3 olur" diyenlerle "Bu defa 4-2 olur" diyenler de var hani...
Bize göre de 1 Kasım seçimleri -3-2-1 olur...
Birinci parti hangisi olur ve 3 vekil çıkartır, bunu bilemiyoruz.
Aslında bu konuda temenni edeceğimiz tek bir husus var.
O da, seçim sonrası hani parti iktidar olacaksa, o partinin Eskişehir'de 3 milletvekili çıkartması.
Çünkü...
Bu durum, Eskişehir'in de menfaati açısından önemli.
Bakarsınız, seçim sonrası o bir türlü kurulamayan koalisyon kuruluverir ve Eskişehir'in de yeni koalisyon hükümetinde en az 4 en fazla 5milletvekili oluverir...
........
Tatar oylarını hesaba katmayan yanılır...

Eskişehir'de önemli oranda Tatar nüfusu var.
Bu nüfus, Eskişehir siyaseti içinde de dikkat çeker boyutta.
MHP'de milletvekili ve Genel başkan yardımcısı Ruhsar Demirel üstlenmiş bu temsili.
CHP'de ise Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt.
AK partide ise 2 seçimdir Yetkin Tetik üstleniyor Tatar nüfusun temsilini.
AK partinin 4 ncü sıra Milletvekili adayı olan Yetkin Tetik, 7 Haziran seçimlerinden bu yana parti içinde güzel bir yer edindi.
Tatar kökenli insanları gözle görülür bir biçimde partiye de çekmeyi başardı.
Bir anlamda, AK partinin o güne dek eksikliği olarak görülen "Tatar temsilcisi" açığını da güzel bir bizimde kapattı.
-"Bu seçimde 4 milletvekili çıkartırız ve ben de çıkarım" diyor.
Bunun zor bir ihtimal olduğunu söyleyenlere de:
-"Her seçimde Mihalıççıklılar, Sivrihisarlılar ve Emirdağlılar üzerinden hesap yapılıyorsa, bundan sonra Tatarlar üzerinden de hesap yapılma zorunluluğu var. Bu hesabı yapmayan, tatarları seçimde hesaba katmayan yanılır. Tatar oylarını küçümseyenler kaybeder. Biz bu hesabı yapıyoruz ve Tatar oyları bir partiye ilave bir vekil çıkartmaya yeter de artar bile" diyerek tamamlıyor sözlerini...
......
BİRAZ DAGÜLMEK LAZIM

Adam ve kadın barda karşılaşırlar. Aradaki sıcak etkileşimden sonra soluğu kadının evinde alırlar. Ateşli bir birliktelikten sonra adam yatağın yanında duran fotoğrafı görür.
Bu sırada kulağı ile meşgul olan kadına;
- Hey baksana bu adam senin kocan mı? diye sorar.
Kadın;
- Ih ..diye karşılık verir kısaca ve adam ile uğraşmaya devam eder.
Ama adamın kafasına takılmıştır bir kere.
— Peki, erkek arkadaşın mı? diye sorar.
Kadın yine kısaca;
- Yo. diye cevap verir.
Adamın merakı iyice artmıştır.
— O zaman baban yada erkek kardeşin olmalı, der.
Kadın gülümseyerek;
- Hayır, hayır değil, der.
Adam dayanamaz;
- Allah aşkına söyle o zaman kim bu adam, der.
Kadın kafasını adama çevirir gözlerinin içine bakar ve gülümser;
— 2 yıl önceki fotoğrafım.