1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Keşke bunu başta söyleseydiniz...

-Nabi Avcı; "TOKİ Türkiye'nin hiçbir yerinde parasını çıkartmadan iş yapamaz. O nedenle, yeni Stat için gerekli finansmanı sağlamasının dışında mevcut Atatürk Stadyumu alanı üzerinde herhangi bir rant oluşmasına müsaade etmeyeceğimizi başından beri söylüyoruz"
-Salih Koca; "TOKİ Sazova'ya 107 milyon liralık bir stadyum yapıyor. Bunun karşılığında alacağı Atatürk Stadyumu alanı üzerinde 107 milyon lirayı geçmeyecek bir yapılaşmaya gidecek.TOKİ'nin parasını çıkartmak için yapacağı yapılaşma 15 Bin metrekare'yi geçmeyecek.TOKİ bu işten para da kazanmayacak. Sadece yeni stadyumun parasını çıkartacak şekilde yapılaşma olacak"
-Ülker Can; "Söylüyoruz söylüyoruz anlamıyorsunuz. TOKİ yeni Stadyumun parasını çıkartmak için karşılığında aldığı Atatürk Stadyumu alanı üzerinde bir takım yapılaşmaya gidecek. Bedava yapacak hali yok ya"
-Süleyman Reyhan;"TOKİ, yeni stadyum karşılığında Atatürk Stadyumu alanının çok küçük bir bölümünde yapılaşmaya gidecek. Geri kalan alan meydan olacak"
Yukarıda ki isimler yaklaşık 2 yıldır mevcut Atatürk Stadyumu arsası ile ilgili bunları söyledi.
İktidar partisinden bir tek Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı başından beri "Burası tamamen meydan olmalı. Yapılaşma olmamalı" dedi.
Bunun dışında tüm iktidar partisinin Eskişehir'deki aktörleri hep aynı şeyi söyledi Atatürk Stadyumu alanı ile ilgili.
Üstelik Eskişehir halkı "Buraya tek bir bina dahi dikilmemeli. Bu alan Eskişehirlilerin ortak malıdır ve bu alandan bütün Eskişehirliler faydalanmalıdır" demelerine rağmen.
Israrla direndiler adeta...
Her defasında karşı çıkarak "TOKİ Bedava mı yapsın canım" dediler.
Hatta...
-"TOKİ Eskişehir'e yeni Stadyumu karşılıksız yaparsa, diğer iller de ister" diyerek, haklı çıkmaya bile çalıştılar.
Sırf bu tutumları nedeniyle "Eskişehir'in değil de sanki TOKİ nin vekilliğini yapıyor" eleştirilerine hedef olmalarına rağmen.
Ne olduysa 2 yıldır sürdürüle gelen bu inat önceki gün son buldu.
Bakan Nabi Avcı iftar için geldiği Eskişehir'de "Atatürk Stadyumu alanının tamamı meydan olacak" dedi.
Türk Dünyasının en büyük meydanının Eskişehir'e yapılacağını söyleyip:"54 Bin metrekare alanın tamamında hiçbir yapılaşmaya izin vermeyeceğiz" açıklaması yaptı.
Kısacası...
Eskişehirlilerin başından beri istediği ama, kendilerinin ısrarla "Olmaz TOKİ parasını çıkartması lazım" dediği konu, yine kendileri için tepetaklak oluverdi.
Aslına bakarsanız...
Gelinen noktada söylenilecek tek bir şey var...
Demek ki TOKİ penceresinden bakmak yerine, Eskişehirlilerin penceresinden bakılınca istenilen olabiliyormuş.
Keşke, yukarıda ismi olanlar meseleye işin başında böyle bakabilselerdi.
Keşke...
TOKİ'nin haklılığını ikna yerine, Eskişehirlilerin isteklerinde ki haklılığı için birilerini ikna etmiş olsalardı.
Ve keşke...
Son yaptıklarını ilk yapmayı deneselerdi.
Böylece hem 2 yıldır "Atatürk Stadı arazisi ranta kurban gidecek" diye endişelenmezdik.
Hem de onlar Eskişehirlilerin istediği yere 2 yılda gelmemiş olurlardı.
Ne diyelim?
-"Eskişehir'in hassasiyetlerini bir türlü anlamıyorlar" dediğimizde bize kızıyorlar ama...
Bir yandan da, 2 yıl içinde nereden nereye geldiklerini ortaya koyan söylemleriyle, şehrin hassasiyetlerini anlamadıklarını bir anlamda itiraf ediyorlar.
Her şey bir yana...
İki yıl sonra da olsa mevcut Atatürk Stadyumunun alanı üzerine hiçbir yapılaşma olmayacağının sözünün verilmesi Eskişehirliler açısından bakıldığında güzel bir haberdir.
Bu sözün Bakan Nabi Avcı tarafından verilmesi de...
......

Trafik durdurduğunda kızmayın...
Dün sabah araç ile Tren Gar'ı önünden geçerken durdurdu Trafik Polisi.
-"Lütfen kenara çekin" diye.
-"Hayırdır" diye sorduk...
-"Sorgulama yapıyoruz" dedi.
Arka arkaya giden araçlar içinden tesadüfen seçildiğimizi hissettiğimiz için bunu görevliye de doğrulatmak istedik ve; "Öylesine, canınızın istediği aracı mı durduruyorsunuz? Yoksa başka bir kriteriniz var mı?" diye ikinci bir soru yönelttik.
Görevli Trafik memuru;
-"Genelde emniyet kemeri takmayan sürücüleri durduruyoruz. Önce kemer takmalarının gerektiğini söylüyor, bu arada araç ve ehliyet sorgulamaları da yapıyoruz" cevabını verdi.
Söylediğini yaptık tabii ki.
Çektik arabayı, verdik ehliyet ve ruhsatı.
3 dakika bile sürmedi evrakların sorgulanması.
Görevlinin, evrakları teslim etmesinden sonra ayrıldık oradan.
Ayrılmadan önce yaptığımız ilk iş de, emniyet kemerini takmak oldu.
Bu tür kontroller iyi biliyorum çoğumuz için can sıkıcı oluyor.
Birçoğumuz sanki dokunulmazmışız gibi bir psikoloji içine giriyor hatta, trafik polisi durdurduğunda,çevreden görenlerin bizi suçluymuş gibi algılayacağı düşüncesine kapılıyoruz.
Fakat...
Trafikte yaşananlara baktığımızda ise, bu tür kontrollerin daha sık yapılmasında sanki yarar var gibi...
...........

İlçelerden gelecek oy...
Değişen yasa ile birlikte önümüzde ki mahalli seçimlerde ilçeler de Büyükşehir için oy kullanacak.
Yani...
Geçtiğimiz seçimde Odunpazarı ve Tepebaşı için oy kullanırken, büyükşehir için de oy kullanılıyordu ya, işte önümüzde ki seçimde Eskişehir'in 12 ilçesinde oturan vatandaşlar da Büyükşehir belediyesi için oy atacak.
Bu elbette yeni bir durum.
Ve çoğu kişi bu yeni durumu göz önüne alarak, "Bu defa seçim farklı olacak. Çünkü ilçeler de Büyükşehir için oy kullanacak" diyor.
Daha doğru tespit yapılması açısından, ilçelerde Büyükşehir için oy kullanacak oy sayısını ortaya koymakta yarar var.
Şöyle ki...
Eskişehir'in, Odunpazarı ve Tepebaşı ilçeleri haricinde ki 12 ilçede toplam oy kullanacakların sayısı 94 Bin civarında.
Son yapılan 2011 milletvekili seçimlerinde bu 12 ilçede bulunan 94 Bin seçmenin 41 Bin'i Ak Partiye oy verirken, 22 Bin'i CHP ye, 13 Bin'i de MHP ye oy vermiş.
Sonuç olarak...
Son yapılan 2011 seçimleri baz alınsa dahi, önümüzde ki mahalli seçimlerde 12 ilçeden Ak parti'ye 41 Bin, CHP ye 22 Bin ve MHP ye 13 Bin oy geleceği farz edilebilinir.
Ve bu rakamlar, Büyükşehir seçimlerini nasıl etkiler? Herkes kendine göre kendi hesabını yapsın artık...
.............
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
TIR şoförü orta yaşlı bir adam, kamyoncuların durup yemek yedikleri benzin istasyonunda kahvaltısını ederken içeriye, deri ceketli, dev gibi üç tane motosiklet sürücüsü serseri girmiş...
Birincisi adamcağızın tabağındaki çorbada sigarasını söndürüp barın önündeki sandalyeye oturmuş...
İkincisi adamın içtiği suyun içerisine tükürüp bardaki yerini almış..
Üçüncüsü de adamın tabağını ters çevirip arkadaşlarının yanına geçip oturmuş. Adamcağız en ufak bir itirazda bulunmadan, barı sessizce terk etmiş. Kısa bir süre sonra serserilerden biri garson kıza dönüp;
-"Ne biçim herif bu? Erkekliği beş para etmezmiş!.." demiş.
-"Evet!" demiş kız,
-"Şoförlüğü de beş para etmezmiş... Biraz evvel benzinlikten çıkarken dev gibi tırı ile üç Harley Davidson'un üzerinden geçti!.."

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi