Eskişehirspor'da Gineli futbolcu Youla'nın yarattığı deprem gelip gündeme oturdu.
Eskişehirspor ile yollarını ayıran Youola, giderayak hem kulüp başkanı ve yönetimini, hem de Teknik direktörü ağır bir dille suçladı.
Zira, Youla kulüp başkanı Halil Ünal ve yöneticilerin 'yalancı', teknik direktör Rıza Çalımbay'ın da 'sahtekar' olduğunu ifade etti.
Tabi ki, suçlanan Kulüp başkanı ve Teknik direktörden yanıt gecikmedi.
Böylesine ağır sözleri sarf ettiği için Youla'ya bir taraftan tazminat ve ceza davaları açan Başkan Halil Ünal ile teknik Driktör Rıza Çalımbay önce, Youla'nın zevk ve eğlenceye düşkün biri olduğunu söylediler.
Ardından da, paraya taptığını.
Anlayacağınız...
Youla'nın yarattığı deprem gündemin en tepesine konuverdi...
Bu tabi ki Eskişehirspor penceresinden baktığınızda hoş bir hadise değil.
Dahası...
Eskişehirspor'un Youla'ya en çok ihtiyacının olduğu böyle bir ortamda böylesine bir olayın yaşanmasının kulübe vereceği zarar da ortada.
Aslına bakarsanız bizim burada yazmak istediğimiz konu, tartışma ve karşılıklı suçlamaların başka bir boyutu.
Daha doğrusu , cevabını merak ettiğimiz bazı sorular?
Örneğin...
Youla, başkan Halil Ünal için "Yalancı" diyor...
Eğer insan yalancıysa, bu öteden gelen bir özelliktir. Yani, son anda ortaya çıkan bir özellik değildir.
O halde Youla madem Başkanın yalancı olduğunu biliyordu, bunu söylemek için bu güne kadar neden bekledi?
Aynı Youla, teknik direktör Rıza Çalımbay için de "sahtekar" demiş...
Şimdi sahtekarlık da, tıpkı 'yalancılık' gibi yeni ortaya çıkan bir özellik değildir. Eğer insan sahtekarsa, bunun mutlaka öncesi de vardır.
O halde Youla, Teknik direktöre "sahtekar" demek için bu güne kadar neden bekledi acaba?
Şimdi gelelim madalyonun diğer yüzüne...
Kulüp başkanı Halil Ünal, youla için "Aklı fikri eğlencedeydi" demiş...
Bu da yeni ortaya çıkan bir özellik değil ki.
Madem ki bu biliniyordu, Halil Ünal bunu söylemek için Youla'nın kendisine hakaret etmesini mi bekledi?
Teknik Direktör rıza Çalımbay da Youla'nın söylediklerini cevaplarken;
-"Onun dini imanı paradır" demiş...
Demek ki, rıza Hoca da bunu söylemek için, Youla'nın kendisine hakaret etmesini beklemiş.
Sözün kısası...
Eskişehir'de kimin kim için ne söylediğini ve bu konuda kimin haklı kimin haksız olduğunu çok iyi biliyor...
Karşılıklı yapılan suçlamalarda kimin kim hakkında doğruyu söylediğini, kimin söylediğinin iftira olduğunu da iyi biliyor Eskişehirli...
Peki bunlar bilinmesine rağmen bu güne kadar niye söylenmedi?
İşte bunun tek sebebi var, o da "Eskişehirspor'un zarar görmemesi"
Eskişehirspor zarar görmesin diye, bu güne kadar bilinen tüm olumsuzluklar konuşulmadı.
Bırakın konuşulmayı, adeta üzeri örtüldü.
Bir şekilde idare edilmek istenildi.
Dost sohbetlerinde bile konu açıldığında;
-"Yok canım öyle bir şey" denildi. Hem de var olduğu biline biline...
Ancak bu şekilde 'idare edilme' ile ancak bu günlere kadar gelinebildi.
Şimdi taraflar eteklerinde ki taşları döküyor...
Herkesin bildiği ama bu güne kadar 'Eskişehirspor zarar görmesin' düşüncesiyle dile getirmeye cesaret edemediği suçlamalar boy boy gazetelerde yer alıyor...
Şöyle bir düşünün;
Youla ilgili bilinen bu suçlamalar, bu olaylardan önce söylenilse ya da yazılsaydı...
"Eskişehirspor zarar görüyor" diye hem söyleyen hem de bunları yazan adeta "hain" ilan edilmez miydi?
Elbette edilirdi.
Ama şimdi herkes rahatlıkla söylüyor...
Nasıl olsa ipler koptu ya...
Kimse de çekinmiyor bunları söylerken...
Anlayacağınız...
Kamuoyunun gözü önünde herkes birbirine yumruk sallıyor...
Keşke bu yumruklar, testi kırılmadan önce, herkesin bildiği gerçeklerden yola çıkılarak atılsaydı.
Belki birkaç kişinin canı yanar, bir iki puan daha kaybedilirdi ama...
Hiç olmazsa...
Eskişehirspor belki bu günkü kadar zarar görmemiş olurdu.