
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
KESKİN SİRKE KÜPÜNE ZARAR VERİR
DTP Genel Başkan Yardımcısı Demirtaş, yaptığı konuşmasında, PKK'lı teröristleri kastederek, 9 gencin üzerine 10 bin kişilik ordunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla gönderildiğini söyledi. Demirtaş, "Şimdi buna ister kahramanlık deyin, ister zafer deyin. Bundan utanç duymuyorlar. Bundan utanç duymayacak mıyız? Her gün bu acılar yaşanırken, biz halen barış diyoruz. Ama maalesef AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat da 'Ya bu düzene teslim olun, ya da, dağlara gidin' diyor. Bizim acımız daha çoktur. Halkın öncü insana ihtiyacı vardır. Çünkü her zamankinden fazla inkâr ve imha zihniyeti bu halkın üzerine geliyor. Bunun bir tek adı var. Direnin diyorlar başka yaşam hakkı tanımıyorlar. Biz direneceğiz'' dedi
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, sanal aydın ve düşünürlerle yaptığı toplantıda ve Diyarbakır 'ki konuşmasında sarf ettiği "Kürt sorunu benim de sorunum" ifadesi hakkında, açıklık getirmedi ama karşı tarafın, ne anladığı veya beklediği de ortaya çıkmaya başladı.
Başbakan bu ifadesi ile ülkemizde, her vatandaşın da sorunu olan ekonomik, sosyal, kültüre ve demokratik hakları mı kastetti bilinmez. Ancak DTP' nin, yorumlama şekli, bu alandaki sorunlarla ilgili olmadığı da ortada.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Kürt sorunu ile ilgili açıklamalarını DTP, Türkiye'de yeni bir dönemin başlangıcının güçlü mesajı olarak tanımladı. Ve " Kuşkusuz bu demokratik çıkışın bir devlet politikası olup olmadığı, ya da bir devlet politikasına dönüşüp dönüşmediğini zaman gösterecektir" diyerek de, gelişmelere kuşku ile bakarlarken, isteklerinin de iş, aş, okul, yatırım ve demokratik haklar olmadığını da ima etmiş oldular.
Ayrıca DTP' nin, " Başbakan ve AKP Hükümetinin demokratikleşmeye ve Kürt sorununun barışçıl çözümüne ilişkin politikalarına, oy kaygıları ile karşı çıkmak değil, Ulusal ve Uluslararası bir sorunun da çözümüne katkı sunmak olmalıdır."açıklamaları ise beklentinin ne kadar büyük olduğunun ve sorunun uluslararası mezraya götürüleceğinin de bir işaretidir.
Türk Silahlı Kuvvetleri' nin, terörle mücadeleye vurgu yapan açıklamalarına karşın Hükümet sorunu bir "terör" ve "terörle mücadele" sorunu olarak değil, "demokratikleşme" sorunu olarak görmesi, olayları bu boyutlara getirdi.
Başbakan Sayın Erdoğan' ın, bazı sözleri, PKK ve DTP' nin beklentilerini daha da büyüttü. Beklentiler, bugün eyleme dönüşmek üzeredir. Demirtaş' ın açıklamaları bunu gösteriyor. Çok değil, önümüzdeki aylarda, DTP, hiçte hoş olmayan ve kamplaşmalara da neden olacak bazı taleplerde bulunacaktır.
Öte yandan gerek PKK-Kongra Gel, gerekse, Demokratik Toplum Partisi, sıkça gündeme getirdikler "Biz iyi niyet gösterdik, ateş kes ilan ettik ama Başbakan verdiği vaatleri yerine getirmedi ve bize silahlı mücadeleden başka seçenek bırakmadı." sözleri hiçte hayra alamet değildir. Oysa keskin sirke küpüne zarar verir.
Aslında Türkiye'de, "ETNİK" sorun yok. Sosyal, kültürel, ekonomik ve demokratik haklar gibi sorunlar var. Ancak bu sorunlardan, yalnız Kürt kökenli vatandaşlarımız değil, ülkedeki tüm etnik grupların da, sorunu olarak ortada.Bugün, Kürtler, Türklerle içiçe geçmiş, ülkenin her yerine dağılmış, iş güç sahibi olmuş, siyasetçi, doktor, avukat, işadamı olmuş, Türklerle evlenmiş, kısaca bir "bütün" olmuş durumda. Bu açıdan ayrılma, ya da etnik federasyon düşünmek, ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.
Şu bir gerçek ki, Kürt kökenli vatandaşlarımızın, büyük çoğunluğu ve diğer etnik grupların tamamı, her zaman ,"ÜNİTER" yapılı "ULUS-DEVLET" ilkesine bağlı kaldı. Bugün de bağlıdır. Bunu da her fırsatta dile getiriyorlar.
Bu hususta kimsenin kaygısı yok
Dünyamızda, birçok etnik gruptan oluşan, tüm devletlerde de durum böyle.
Nitekim pek çok etnik grubu bünyesinde barındıran ABD'de, Afrika-Amerikan denen siyah derili insanlara, tanınan özel bir hak var mı? Veya İngiltere'de insanlar sırf İskoç olduğu için, imtiyaz talep edebilirler mi?
Artık herkes, gerçekleri görmelidir. Türkiye'de de hiçbir etnik gruba, diğerlerinden farklı ve özel bir statü verilemez. Verilirse de ülke bütünlüğü tehlikeye girer, sonuçta da kaos olur. İşte Irak...