Hafta sonu Skibbe yönetimindeki Karabük ile kendi sahamızda karşılaşacağız. Hatırlarsanız Alman Hoca Eskişehirspor'un başında oldukça başarılı bir yarım sezon geçirmişti. Sonra ne olduysa oldu, birden bire Hertha Berlin'den gelen teklifi kabul ederek ülkesine döndü. Niye gittiğini hala anlayabilmiş değilim. Çünkü takım başarılı, işler de iyi gidiyordu. Alman Hocanın futbolcularla, taraftarla, basınla bir sorunu yoktu. Tek sıkıntı maddi konularda görünüyordu. Halil Başkan ve bazı yöneticiler farklı konuşsalar da, Alman Hoca hemen her maç sonunda, kendisine uzatılan mikrofonlara futbolcuların ödenmeyen paralarından bahsediyordu.
Alman Hoca para yüzünden mi, yoksa başka bir nedenden dolayı mı gitti bilmiyorum. Ancak benim beğendiğim ve sempati duyduğum bir hocaydı. İlk başlarda bocalasa da sonradan takımı toparlamış, mücadele gücü yüksek, dirençli ve kazanmasını bilen bir takım oluşturmuştu. Göze hoş gelen futbol yerine sonuç odaklı futbol oynatırdı. Oyunu orta sahada kilitler, rakibe kolay gol pozisyonu verdirtmezdi. Maç boyunca yakalanan ender fırsatlardan birini değerlendirince, maçı da kazanırdık. Skibbe'de değişiklik yok, yine bildiğimiz gibi. Karabük'ün başında da aynı sistemi uygulamaya çalışıyor. Ama bu sefer elindeki malzeme yeterli değil. Özellikle orta sahaları çok aksıyor. Yapılan pres karşısında kolay kaybedilen toplar yüzünden hemen her maç rakip forvete ciddi gol pozisyonları veriyorlar. Bu yüzden Skibbe Karabük'de çok eleştiriliyor. Lige kötü başladıktan sonra Antalya ve Akhisar galibiyetleri ile bir nebze rahatlasa da, Ordu beraberliği ile olumsuz sesler yine yükselmeye başladı. Eğer Eskişehir'den puanla dönemezse, haftaya Karabük'de kader maçına çıkacağını düşünüyorum.
Eski hocamıza acıyacak halimiz yok. Bu maçı kazanacağız ve O'nu kaderiyle baş başa bırakacağız. Hep Skibbe'den bahsettik. Ersun Hoca'ya gelirsek, o selefine göre daha şanslı. Elinde çok iyi bir kadro var. Gereksiz maceralara atılmadığı sürece bu kadro ile ligde her maçı kazanma potansiyeli var. Hafta sonu da kazanırız yeter ki, baskılı, tempolu ve biraz da dikkatli oynayalım. Sonra hep birlikte bağırırız. Auf Wiedersehen (güle güle) Skibbe...