1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Kılıçdaroğlu bile konuşmuştu o Üniversitede. Şimdi sempozyuma bile cesaret edilemiyor iyi mi?

Barolar Birliğine bağlı Eskişehir, Bursa, Kütahya ve Balıkesir Baroları, "Bor Madeninin özelleştirilmesi ve Taşeronlaştırılması" adı ile bir Sempozyum düzenlemeye karar veriyor.
Madenin Dünya üzerinde en çok çıkartıldığı bölge olarak Eskişehir'in olması nedeniyle, Sempozyumun da Eskişehir'de yapılmasına karar veriliyor.
Bunun üzerine...
Barolar birliği adına Sempozyumu yapabilmek için Eskişehir Osmangazi Üniversitesine müracaat ediliyor.
Üniversite, sempozyumun yapılacağı salonu veriyor.
Bu jestin üzerine barolar birliği;
-"Madem Üniversite yönetimi bize salon tahsis ederek bir jest yaptı, biz de bunun altında kalmayalım" düşüncesiyle Rektörün bir Oturuma başkanlık etmesi teklifinde bulunuyor.
Bunu da kabul ediyor Üniversite yönetimi.
Davetiyeler basılıyor, dağıtılıyor.
Buraya kadar her şey normal...
Ama...
İşte ne oluyorsa bundan sonra oluyor...
Yapılacak olan Sempozyumun isminin "Bor madenlerinin özelleştirilmesi ve Taşeronlaştırılması" olması, Sempozyumda konuşulacak konuların hükümet politikalarının tam da karşısında yer alması, hükümete yakın malum çevrede dedikodu başlatıyor.
Hükümete yakın o malum çevreler "Hasan Gönen böyle bir sempozyuma nasıl salon verir? Bir de üstüne üstlük Oturum başkanlığını yapacakmış" demeye başlayınca, Üniversiten anında 180 derecelik dönüş geliyor.
Netice olarak da Üniversite yönetimi;
-"Sempozyumun ilk oturum konusunu bizden sakladılar. O nedenle Rektör oturum başkanlığı yapmayacak, Üniversitemiz de bu Sempozyumun ortağı falan olmayacak" diyerek, işin içinden sıyrılmak için çark ediyor.
Kim ne derse desin Osmangazi Üniversitesi ve Rektörünün yaptığı bu çark ediş, iktidar partisinin gazabına uğramamak için yapılmış bir harekettir.
Bu çark ediş...
Bir bilim yuvası olarak, her türlü fikirlerin rahatça ve medeni şekilde tartışılabilmesi gereken bir Üniversitenin ne denli iktidar partisi etkisi altında kaldığının açık bir göstergesidir.
Kısacası bu çark ediş...
İktidara yakın çevrelerden gelen tepki üzerine "Ne yapalım edelim bu işin içinden sıyrılalım" düşüncesi yapılmış bir harekettir...
Herkes hatırlayacaktır bir önceki Rektör Fazıl Tekin'in dönemini.
Sağcısından solcusuna kadar ne kadar yazar ve sanatçı varsa gelip konuştu Osmangazi Üniversitesinde.
Hatta...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na bile açıldı Üniversitenin salonları.
O dönem de eleştirmişlerdi iktidara yakın o malum çevreler bu durumu.
Bunun üzerine dönemin Rektörü çıkıp;
-"Burası bir Bilim yuvası. Karşıt fikirler burada tartışılmayacak da nerede tartışılacak? Karşıt fikirlere tahammülünüz yoksa, Demokrasiyi ağızlardan düşürmemenin neye faydası var ki? " diyerek kapatmıştı bütün ağızları.
İşte açıkça görüyorsunuz...
Bugün bu konuda ne aynı irade var, ne de aynı demokrasi anlayışı.
Maalesef ki;
-"İktidara yakın çevreler kızar" düşüncesiyle ne yapacağını şaşırıyor insanlar.
Sonuç olarak...
Biz yıllarca "Üniversiteler siyasete karışmamalı" deyip durmuştuk.
Yanılmışız.
Tam tersine, Siyaset Üniversitelerin taa hücrelerine kadar girmiş...
Baksanıza...
Koca Bilim yuvasını yönetenler bile, "Acaba iktidar ne der?" korkusuyla bir sempozyum bile yapamaz hale gelmiş...
------------------------
Güvenlik görevlisi niye döver öğrenciyi biliyor musunuz?
Osmangazi Üniversitesinde, yemek zammını protesto eden öğrencilerin Özel güvenlik görevlilerince nasıl oluyor da dövülebildiği konuşuluyor iki gündür.
Öncelikle şunu söyleyelim...
-"Özel güvenlik elemanları öğrencileri elbette döver"
Şimdi kalkıp "Bu nasıl söz?" demeyin, yazacaklarımızı okuyun...
Eğer...
Öğrencilerin yaptığı ilk protesto gösterisinin ardından Üniversitenin Rektörü çıkıp "Bunlar terör örgütü üyesi.
Amaçları da terör örgütüne sempatizan toplamak" derse, özel güvenlik elemanları o protesto yapan öğrencileri öyle bir döver ki, siz bile inanamazsınız.
-"Nasıl olsa Rektör hedefi gösterdi" diye düşünüp, bir vuracaksa üç vurur yerde yatan öğrenciye o güvenlik görevlileri...
Hem de...
Birini, vurması gerektiği için, ikincisini "Nasıl olsa terör örgütü üyesiymiş" düşüncesiyle, üçüncüsünü de; Rektörün gözüne girmek için vurur.
-----------------------------------
İsveç'te iki Eskişehirli...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, eşi ile birlikte İsveç'e gitti.
İsveç'e giden heyet içinde iki de Eskişehirli işadamı yer almış.
Eskişehirlilerin yakından tanıdığı iki işadamı Cafer Güven ile İsmail Ilgaz, Cumhurbaşkanının resmi görüşmelerinin ardından iki ülke işadamlarının ekonomik işbirliği toplantılarına iştirak etmişler.
Bu arada...
Cafer Güven ve İsmail Ilgaz, İsveç'in Enformasyon, teknoloji ve Enerji Bakan yardımcısı Kristian Ljungblad ile sık sık bir araya gelmiş.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün İsveç heyetinde bulunan Eskişehirli işadamları,yapılan ziyaretin ardından yine Cumhurbaşkanı heyeti ile birlikte yurda dönecekmiş...
---------------------------
Demiryolunun yer altına alınması Piramitlerle yarışıyor...
Demiryolunun yer altına alınması meselesi 6 yılı aşkındır devam ediyor.
Biraz daha gayret ederlerse, Mısırda ki piramitlerin yapım süresine ulaşacaklar.
Bu iş öyle devam edip giderken, bir anda Bağlar geçidi kapandı.
Kapanan geçit büyük sıkıntı yarattı.
İnsanlar demiryolunun yeraltına alınması işinin bitmesini bir tarafa bırakıp, bağlar geçidinin ne zaman açılacağına kilitlendi.
Verilen iki tarihte açılmayan geçit, üçüncü verilen tarihte açılabildi.
Böylece Eskişehirli rahat bir "OH" çekti.
Şimdi sıra Köprüde.
Eskişehirli şimdi de "Köprü ne zaman yıkılacak? Ne zaman açılacak?" psikolojisine bürünecek.
Günlerini "Ne zaman bitecek bu köprü meselesi yahu?" diyerek geçirecek.
Bu arada...
Yer altına alınma meselesini kimse sorgulamayacak.
Ne zaman biteceği kimsenin umurunda bile olmayacak.
Ama merak etmeyin...
Piramitler kadar sürmeyecek.
Umarız...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi