Geçmiş yıllarda, öğretmenler, alınlarında bilgileri çelenk yapıp, nura doğru can atan Türk gençleri idi. Cehalete karşı, savaşmaya and içmişler, Milli, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan, Türkiye Cumhuriyeti' ne karşı, görev ve sorumluklarını, davranış halinde göstereceklerine, namus ve şeref sözü vermişlerdi.
Sorumluluk, çalışkanlık, fedakârlık, örnekleri bırakan onlar, Cumhuriyetimizin o coşkun ve heyecanlı, "fikir taşıyıcılarıydı" Bütün vatan sathında, "Atatürkçü Düşünce" nin, ışığı ve meşalesi ile insanlarımıza, bir ışık, bir yön oldular. Onlar; hep bir ağızdan. Dahili ve harici bedhahlara karşı, cumhuriyeti korumak ve "Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür " nesiller yetiştirmek için, Atatürk' e, söz vermişlerdi
Bu öğretmenlerimiz arasında, düşünen ve düşünebilen kişi7kişiler çıktı. Onlar yapılan işlerin, uygulamaların, kararların, tutum ve davranışların doğru ve yanlışlarını gördüler. Bu insanlarımız yaşadıklarını, ya kendi içinde sakladılar, bilgi ve düşüncelerini birlikte götürürüler, ya da bunları açıkladılar, öteki kişilere duyurmak, onları bilgilendirmek, düşündürmek için konuştular veya yazdılar.
Bu öğretmenlerimizden biri de Eskişehir milletvekillerinden, emekli öğretmen Murat KHYAOĞLU' dur. Kendisini, yıllar önce tanımıştım. Mücadeleci tavrı ile dikkat çekti. Öğretmelik mesleği ve çevre sorunlarını, her platforma dile getirdi. Çözümü içinde, ciddi gayret sarf etti.
Sayın KHYAOĞLU, bütün bu mücadeleli ve başarılı hayatını, kitap haline getirerek okuyuculara sundu. Bir döneme tanıklık eden kitaptan, bugünkü ve gelecek nesillerin, alacağı çok ders var. Özellikle de bir dönemin, sendikal faaliyetleri ve siyasetin olumlu ve olumsuz yönleri, kitapta çok güzel ifade edilmiştir.
Kitabı okurken, o günleri adeta yaşadık. O, dönemde örgütlü mücadelenin isimsiz kahramanlarını, bir kez daha hatırladık. Onlar bütün zorluklara ve her türlü baskıya rağmen, çalışma azimlerinden bir şey kaybetmediler. O dost canlısı yüzlerinde, her zaman kutsal bir görevi yapmanın huzuru içinde oldular.
Kitapta ki yazarın siyaset ve sendikal faaliyetlerle ilgili öneri, anı ve izlenimler, örgütlü mücadelenin önemi açısından da bir kaynaktır. O nedenle de İşçi-emekçiler, bu kitabı okuduktan sonra, örgütlenmenin ve örgütlü mücadelenin, ne kadar önemli olduğu hususunda daha da bilinçleneceklerdir.
Kitabı okuyanlar, insana yaraşır çalışma koşullarının sağlanması, toplu sözleşme ve grev hakkı gibi bir ücret, işsizliğin, açlığın ve yoksulluğun kol gezmediği tam bağımsız ve demokratik bir ülke talebi dün olduğu gibi, gelecekte de olması gerektiğinin farkına varacaklardır. Ayrıca baskılar, sürgünler ve göz altıların, dün insanımızı susturamadığını görecekler. Bugünkü, örgütlü mücadelelerini daha bir cesaretle ve bilinçle yapacaklardır.
Ayrıca kitabı okuyan herkes, örgütlü mücadelenin içinde yer alanları ve alacak olanları takdir edecektir. Çünkü her şeye karşın, ya da pek çok zorluğu ve ağırlığı göze alarak, korkmadan ve yılmadan, usunu kullanan, doğru bulduğunu ve bildiğini söyleyen kişiler olmasaydı, insanoğlu şu gün bile ilkel yaşamını sürdürecek, bunun dışına çıkamayacaktı.
Sayın KHYAOĞLU' nun, kitabındaki yer alan dönemde, örgütlü mücadele etmek hiçte kolay değildi. Çünkü insanoğlu, gerek kişisel, gerekse toplumsal yaşamında alıştığı düzenin bozulmasını, değişmesini, gelenek ve görenek ve inançlarına karşı çıkılmasını istemezler. Böyle bir ortamda, sendikal mücadelenin zorluğu da ortadadır.
Kitaptaki mücadele örnekleri göstermiştir ki, düşünen, usunu kullanan kişi/kişilerin. başına ne tür işler gelirse gelsin, ceza verilirse verilsin, yapılırsa yapılsın, bu kimseler yüzünden, toplumlar, insanlar oluşur, gelişir ve ilerler. Egemenler, tutucu, ilgili ve yetkililer, tembel çoğunluk, bu ilerlemeyi yavaşlatabilir, ancak kesinlikle durduramazlar. Durdum sananlar da aldanır ve yanılırlar...
Sayın KHYAOĞLU kitabında, ülkemizdeki siyaseti, iki yüzlülük, kayırmacılık, dışlama, karşı grupları ve kişileri yok etme ve benzerleri, siyaset yapmak olarak algılanıyor diyerek, bir gerçeği kamuoyu ile paylaştı. Ancak demokrasi ile yönetilen ülkelerde, siyasetçiler tarafından, bu tür yanlışlıklardan, ders alınmaz, sürdürülürse, çözüm seçmen durumunda bulunan kişilere bağlıdır. Bu olumsuz tabloda, seçmenin de sorunluluğu vardır.
Sayın KHYAOĞLU' nun, bir serencamı ömründe, daha neler vardı kim bilir. İçinde taşıyordu. Anılarını, sadece gönül dostlarına anlatıyordu. İçinde müthiş bir özgüven var. Fakat bunu, hiç belli etmedi, Biliyor ki mütevazilik onun ilkesiydi. Oysa o çok şeyler başarmıştı.
Sayın KHYAOĞLU' nu kutluyoruz.