
AKTÜEL
Kölelik hakkında bilmedikleriniz
Günümüzde en yoksul ailenin bile mutfağında tencere, tava gibi eşyaları bulunur. Ancak eskiden bunları edinmek öyle kolay bir iş değildi. Sözgelimi günümüzden üçbin yıl kadar önce bu topraklarda bir büyük bakır kazan alabilmek için 12 öküz vermek gerekirdi. Oysa köleler kazanlardan ucuzdu. Çünkü bir köle için biçilen ölçü 4 öküz karşılığıydı. Yani büyük bir bakır kazan verilmesi halinde rahatlıkla üç tane köle alınabilirdi. Hitit Kanunu'nun 196. maddesindeyse erkek ve kadın kölenin bedelinin bir koyun olduğu belirleniyordu. Koyunun ederi de 1 gümüş şekeldi. Mavi yün elbise 30 gümüş şekel, koşum atı 20 gümüş şekel, bir büyük öküz ise 10 gümüş şekel olarak belirlenmişti.
Köle fiyatı yere, zamana ve toplumlara göre değişiyordu. Bugün, nasıl ki alışverişe gidecek olanlara gereksiz şeyler alıp çok para harcamaması için basında çeşitli öneriler - "markete tok karınla gidin!"- yer alıyorsa, köle almak için pazara gideceklere de öğüt verilebiliyordu. Örneğin, Keykavus Kabusname'de, "Birkaç kez cima edip şehvet arzusunu defetmeyince köle satm alma ki, şehvet galebeliğinden ol demek çirkin dahi güzel görünür" diyordu. Yani cariye almayı düşünüyorsan, pazara çıkmadan önce birkaç kez cinsel ilişkide bulunup, cinsel isteğini köreltmezsen hata yapıp çirkin birini alabilirsin, diye uyarıyordu.
Osmanlı imparatorluğu nda bir dönem en güzel kadın köle, yani cariye 70 Riyal karşılığında alınabilirdi. Bu da, yuları ve semeri de dahil edilecek olursa aşağı yukarı bir eşek parasıydı. II. Murat bir savaştan çok sayıda tutsak ile dönünce köle fiyatları iyice düşmüştü. Aşıkpaşazade güzel bir cariyenin bir çizme ile değiş tokuş edilebildiğini söylüyordu. Hatta padişah tarafından kendisine verilen dokuz cariyeyi büyük zorluklarla elinden çıkarabilmiş, çok zor satabilmişti.
Buna karşılık köle fiyatları III. Murat döneminde fırlamıştı. Daha önce bir cariye 200 altına satılırken, bu padişah döneminde 1000 altını bulmuştu. Sözgelimi Rodos Mutasarrıfı Maşuk Paşa gencecik bir bakire cariyeyi 750 altına almıştı. Buna karşılık kölenin çok daha ucuz olduğu ülkeler de vardı. Evliya Çele-bi'nin belirttiğine göre, Mısır'da Habeş bir kölenin fiyatı çıksa çıksa 10 altına kadar çıkabilirdi.
Köleci toplumlar devrinde köle emeği öyle yaygın bir kullanıma dayanıyordu ki, köle sayısı toplumun özgür insanlarından kat kat fazlaydı. Söz gelimi antik Yunaninstan'da en parlak ça-ğını yaşayan Atina'da kadın, erkek ve çocuklar da dahil olmak üzere, özgür yurttaş sayısı 90 bin civarında iken, 365 binden faz-la köle, 45 bin de yabancı ve azat edilmiş insan vardı. Her yetiş-kin özgür erkeğe karşılık 18 köle bulunuyordu.
İlk köleci devletler günümüzden 6 bin yıl öncesinden başlayarak 4 bin yıl öncesine kadar Mezopotamya'da, Hindistan'da ve Çin'de kurulmuştu.
Daha sonra tüm kıtalara yayıldı. Köleci toplumların ortadan kalkmasıyla köle emeğinin ekonomik sistemdeki yaygın kullanımı sona ermişse de önemli bir öge olarak yeniden kullanılmaya başlanması Avrupalıların Amerika kıtasını ele geçirmesinden sonra gerçekleşmiştir.