1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Komutan "Geriye döön" diye bağırınca...



Yılmaz Büyükerşen CHP'ye geçtiği günden bu yana, Belediyecilerin CHP üzerinde kurduğu bariz tahakküm vardı.
Bu tahakkümü zaman zaman Büyükerşen, çoğu zaman da Büyükerşen'in arkasında dolaşıp iş çevirenler yaptı.
CHP parti binasının nerede olduğunu bile bilmeyen, parti binasının nerede olduğunu ancak aday yapılmadıklarında protesto için gittikleri zaman öğrenenlerin de içinde bulunduğu Büyükerşen çevresi, resmen CHP'yi dizayn etmeye çalıştı.
Çoğu CHP'li olmamasına, CHP ilke ve düşüncesinden bi haber olmalarına rağmen, CHP ile sağlanan her koltuğa talip oldular ve çoğu zaman da oturdular.
Şimdi önümüzde bir seçim ve bu seçimde önemli bir yol ayrımı var.
CHP son yaptığı olağanüstü kurultayda mevcut tüzüğü değiştiremedi.
Tüzük değişmediği için, milletvekili adaylarının ancak belli bir yüzde ile kontenjan aday olabileceği maddesi de değişmedi.
Bu şu anlama geliyor...
CHP milletvekili adaylarının ancak yüzde 15'ini kontenjanla belirleyebilecek.
Geriye kalan yüzde 85 oranında aday ön seçim ile belirlenecek.
CHP önce, hangi ilde ne kadar kontenjan aday kullandığına karar verecek.
Eskişehir'de örneğin:
-Hiç ön seçim yapmayıp, 6 milletvekili adayını da kontenjan olarak belirleme kararı alabilir CHP...
İşte bu durumda, CHP ile hiç alakası olmayan ama, sırf Büyükerşen'e yakın oldukları için CHP nin her görevini kendilerine hak sayıp, yakıştıran Belediyecilerin aday olma şansı var.
-CHP bazı sıralarda, yani Milletvekili listesinin örneğin 2 ve 4 sıralarında kontenjan kullanma kararı alabilir.
İşte bu durumda da sözünü ettiğimiz Belediyecilerin şansı olacaktır.
Ancak...
-CHP'nin Eskişehir'de hiç kontenjan hakkı kullanmayıp, milletvekili adaylarının tamamının ön seçimle belirlenmesi kararı alması da seçenekler arasında.
İşte böyle bir karar alındığında, yani CHP'nin "Eskişehir'de adaylarımı ön seçimle belirleyeceğim" dediğinde...
Tıpkı komutanın "Geriye dön" komutuyla birlikte nasıl ki en arkada bulunan askerler en öne geçiyorsa, aynı durum o CHP'nin her görevine kendilerini kendine layık gören, tek meziyetleri Büyükerşen'e yakın durmak olan ama CHP ile hiçbir alakası olmayan insanlar gerçek yerlerini bulacaktır.
Olası bir ön seçimde aday bile olamayacakları için, artık arkada yürüyüşü mü kaynatırlar? Yoksa yürüyüş esnasında kaytarıp mı kaçarlar?
Hep birlikte göreceğiz...
.....

AK Parti Müfettişi geldi, partililerin gazını aldı ve gitti.

AK Parti'de, Eskişehir'den sorumlu parti müfettişi olan İstanbul milletvekili Ahmet Baha Öğütgen geliyor Eskişehir'e.
Önce Parti binasına gidiyor Öğütgen.
Yöneticilerle oturuyor önce.
İl Başkanı ile ilçe Başkan ve yöneticileri anlatıyorlar "Şunları yaptık, bunları yapıyoruz" diye.
Öğle sonrası başka bir toplantı ayarlanıyor.
Toplantı yeri olarak da Kahve Diyarı isimli bir mekan belirleniyor.
Bu toplantıya katılacak olan isimler de tek tek aranıyor.
Toplantıya katılması için aranan isimlerin ortak özelliği, eski yönetimlerde de bulunmuş, muhalif ve milletvekillerine mesafeli isimlerden oluşması.
Yaklaşık 40-50 kişi geliyor toplantıya.
Aralarında, parti çevresinde tanınan isimler de var.
Konuşmak isteyenlerin sıralaması yapılıyor önce.
Ardından da bu sıralama doğrultusunda toplantıya katılanlar başlıyorlar konuşmaya.
Konuşmak için her sözü alan, Birlik Vakfına getiriyor meseleyi.
Eskişehir'de AK Parti'yi Birlik vakfı'nın yönettiği apaçık konuluyor ortaya.
Mahalli seçimlerin kaybedilmesinin en büyük nedeninin de bu olduğu ifade ediliyor.
Parti müfettişi Öğütgen tek tek dinliyor konuşmaları.
Bazen notlar da alıyor.
O sırada, toplantıda bulunan bazı yöneticiler, yapılan eleştiriler karşısında "Biz gidelim" diyerek ayrılıyorlar toplantıdan.
Söz alıp konuşanlar, partililerin kenara itildiğini, mahalli seçimlerin yönetimlerden kaynaklanan hatalar yüzünden kaybedildiğini, yönetimlerde yapılan değişiklikle yapısal ve düşünce anlamında hiçbir değişikliğin olmadığını ifade ediyorlar.
Dahası...
Partide aynı yanlış anlayışın aynı kişiler ve gruplar üzerinden devam ettiğini ve partinin bu duruma düşmesinin tek nedeninin, Birlik Vakfı egemenliği ile yönetimler olduğunu söylemeye devam ediyorlar.
Hatta...
İçlerinden "Biz bu toplantıyı niye parti binasında değil de, böyle kahve içilen bir mekânda yapıyoruz ki?" diye soranlar bile çıkıyor.
Yapılan tüm konuşmaların birbirine benzer olması üzerine, parti müfettişi Öğütgen "Herkes de Birlik vakfından yakınıyor" diye bir tespitte bulunuyor.
Ardından da...
Yapılan görüşmeleri tek tek not ettiğini, bu görüşleri bir rapor haline getireceğini ve Teşkilattan sorumlu Genel Başkan yardımcısı Süleyman Soylu'ya teslim edeceğini söylüyor.
Kahve Diyarı'ndaki muhalif isimlerle yapılan söz konusu toplantı gece 21.00'e kadar devam ediyor.
Sonra da ayrılıyor parti müfettişi toplantının yapıldığı yerden.

HİÇ BİR ŞEY ÇIKMAZ. AYNI SIKINTILAR MAHALLİ SEÇİM SONRASINDA DA KENDİSİNE ANLATILMIŞTI

Kahve Diyarı'nda yapılan toplantı ve toplantıda söylenenler kısa süre içinde parti çevresinde duyuluyor.
İlginçtir! hiç kimse, bu konuşmalardan bir şey çıkacağı, Genel Merkezin konuşmalarla aktarılan sorunlarla ilgili herhangi bir müdahalede bulunabileceği beklentisi içine girmiyor.
Olay parti içinde sadece "Parti müfettişi geldi, partililerin gazını aldı ve gitti. Yapılan sadece bu. Yoksa genel merkezin bu toplantıda anlatılan sıkıntıların üzerine gideceği gibi bir beklenti falan kimsede yok. Aynı sıkıntıları daha önce de herkes anlattı. Genel merkez bu sıkıntıyı ortadan kaldırmak isteseydi, o zaman yapardı" şeklinde yorumlanıyor.
Olayın niçin bu şekilde yorumlandığı ise sonradan ortaya çıkıyor.
Çünkü...
Eskişehir'den sorumlu parti müfettişi olan İstanbul milletvekili Ahmet Baha Öğütgen'in, mahalli seçimler sonrasında da, yenilginin nedenini araştırmak için Eskişehir'e geldiği ve partililerle tek tek görüştüğü biliniyor.
O görüşmede de, bugünün aynı sıkıntılarının bizzat kendisine söylendiği de biliniyor.
Sıkıntılar dile getirilmesine rağmen genel merkezin herhangi bir tedbir almak yerine, partide mevcut düşünce ve uygulamaların devamından yana tutum sergilemesi, önceki gün yapılan toplantının da partide yeni bir durum yaratmayacağını ortaya koyuyor.
Sonuç olarak...
AK parti'de önceki gün yaşanan olay...
-Parti müfettişinin parti görevini yerine getirdiği...
-Parti yöneticilerinin "Şöyle çalıştık, böyle çalışıyoruz" diye brifinglerini verdiği
Ve
-Muhaliflerin de, Eskişehir'deki parti çevresinde yaşadıkları sıkıntıları açıkça anlatarak içlerini boşalttığı bir günden ibaret kalıyor.
......


Seçim kaybettik diye hizmet kesilmez...

AK parti Odunpazarı ilçe Başkanı Volkan doğan ile konuşuyoruz.
AK partinin Odunpazarı Belediyesini kaybetmesi sonrasında "Hükümetin bu bölgeye söz verdiği yatırımlar duracak" diye bir söylenti gelmiş kulağına.
-"Bu mümkün değil" diyor Volkan Doğan...
-"Aksine verilen hizmetler daha da artacak" ifadesinde bulunuyor.
Başta, Kampüs hastane olmak üzere yatırımların düğmesine basılacağını, Yenikent'e kapalı spor salonundan yüzme havuzuna kadar her türlü hükümet imkânının getirileceğini söylüyor.
Son olarak da...
-"Biz siyasetin değil hizmetin peşindeyiz. Seçimi kazanmışız kaybetmişiz önemli değil. Önemli olan Eskişehir'e, Odunpazarı'na hükümetin imkanları ile hizmet edebilmektir" diyor.

......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM

Bir Fransız, bir Alman ve bir Türk müzede "...Adem ve Havva Cennet Bahçesinde" tablosuna bakıyorlarmış:
Alman,
"Bedenlerinin kusursuzluğuna bakar mısınız? Adem ile Havva mutlaka Alman olmalı." demiş.
Fransız, Alman'a karşı çıkmış:
"Havva ne kadar güzel, Adem ne kadar yakışıklı.Bu denli çekici olduklarına göre, hiç kuşkusuz Fransız olmalılar."
Türk, tabloyu uzun uzun izledikten sonra kararını vermiş:
"Bunlar kesin Türk'tür. Üstte yok, başta yok, elmadan başka yiyecek yok, ama hala kendilerini cennette sanıyorlar."

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi