1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Kongre ve sonrasında yanlışlar ve doğrular...

-Halil Ünal'ın "Eskişehirspor son iki sezonda yıllardır gelemediği noktalara geldi" demesi doğruydu ama, "Bütün üyelerin aidatlarını ben ödedim" demesi büyük yanlıştı.
Çünkü...
Orada bulunan pek çok insan buna alındı.
-Nihat Çuhadar'ın, kulüp hesaplarını kuruşu kuruşuna ortaya koyması doğruydu ama, konuşması sırasında Mesut Hoşcan'a "Sana mı hesap vereceğiz" demesi büyük yanlıştı.
Çünkü...
Kongre salonu resmen hesap verme ve sorma alanıydı.
-Halil Ünal'ın, Mustafa Kozanlıoğlu'nu yönetim listesine alması doğruydu ama, damadını listeye alıp Kozanlıoğlu'nu birinci yedek yazması yanlıştı.
Çünkü...
Herkes, "Damadı istifa edecek, yedekten yönetime yeniden girecek" diye düşündü.
-Mesut Hoşcan'ın seçim bittikten sonra ki konuşmasında tüm camiayı kucaklayacağını söylemesi doğruydu ama, "67 ye gerek kalmadan kazandık" demesi yanlıştı.
Çünkü...
Buna gerek yoktu ve o 67 kişi içinde Mesut Hoşcan'a da oy verenler vardı.
-Mesut Hoşcan grubunun kongreyi kazandığı akşam çılgınca eğlenmesi doğruydu ama, aynı akşam tesislere haber salıp "İçeriye kimseyi sokmayın" demesi yanlıştı.
Çünkü...
İnsanlar kaybedenin mağduriyetine her zaman tepki gösterir.
-Seçimi kazanan Hoşcan grubunun biran önce kolları sıvaması doğruydu ama, Pazar gününün sabahında tesislere giden bazı yöneticilerin terör estirmesi büyük yanlıştı.
Çünkü...
Bu durum, seçim sonrası intikam niyetini açıkça ortaya koyuyordu.
Netice olarak...
Doğrusuyla, yanlışıyla bir Eskişehirspor kongresi daha geride kaldı.
Gönül istiyor ki, bundan sonra ki süreç yanlışların az, doğruların çok olduğu bir süreç olsun.
---------------------------
Bu işi yorumlayamadık vallahi...
Eskişehirspor kongresinin yankıları devam ediyor.
Görünüşe bakılırsa konuşulması günlerce de sürecek.
Mutlaka dikkatinizden kaçmamıştır...
Eskişehirspor kongresinde yaşanan ilginç olaylardan biri de Odunpazarı Belediye Başkan yardımcılarının iki ayrı listede de yer alması oldu.
Yani...
Saffet Çelen, kongreyi kazanan Mesut Hoşcan'ın yönetim listesinde yer alırken, Süleyman Ekşi, kongrenin kaybeden tarafı olan Halil Ünal listesinde yer aldı.
Aynı Belediyede aynı görevi üstlenen iki ismin kongrede karşı karşıya geliyor olması da herkes tarafından değişik yorumlandı.
Şimdi bize soruyorlar meseleyi...
-"Bu iş nasıl oldu?" diyorlar...
Bilemiyoruz ki?
Odunpazarı Belediyesinde ki iki ayrı Başkan yardımcısının Eskişehirspor kongresinde karşı listelerde yer almalarını ne şekilde yorumlayalım?
-"İşte bu demokrasinin güzel bir örneği" mi diyelim?
Yoksa...
-"Odunpazarı Belediye Başkanı her iki tarafı da kırmamış.İyi idare etmiş" mi diyelim?
Hatta...
-"kim kazanırsa kazansın bizim Belediyeden biri mutlaka kazananlar arasında yer alacak" diye mi yorumlayalım?
Bilemedik valla...
-----------------
Hay sizin estetik anlayışınıza...
Mutlaka görmüşsünüzdür...
Zaten, oradan geçip de görmemeniz mümkün değil.
Espark'ın önüne, üç ayrı cepheden de görülecek şekilde bir led ekran konulmuş.
Konulduğu yer, trafiğin en yoğun olduğu kavşak.
Bunun buraya konulması açıkça, "yarın orada yüzlerce kazaya davetiye çıkartılacak" demek.
Çünkü...
Led ekranın çıkarttığı ışık, sürücülerin önünü görememesine yol açabilecek ve sırf bu yüzden tehlike doğurabilecek cinsten bir ışık.
Kaldı ki, Odunpazarı'na yıllar önce konulan led ekranın kaldırılmasının tek nedeni de bu değil miydi?
Doğrusunu söylemek gerekirse, led ekranlar benim olsaydı, ben de şüphesiz o noktayı isterdim.
Düşünsenize, üç yönden de izlenebilecek ve şehrin en kalabalık olduğu bir nokta.
Ama...
Yine doğrusunu söylemek gerekirse, Eskişehir'de kime sorarsanız sorun bu led ekranların konulduğu nokta, onay verilebilecek bir yer değil.
İsterseniz çıkıp önünüzden geçene sorun "bu nasıl olmuş?" diye.
Alacağınız cevap aynı olacaktır.
Led ekranlar, iletişim ve reklam alanında gelinen en son nokta.
Elbette Eskişehir gibi her geçen gün büyüyen ve gelişen bir kentte de mutlaka olmalı.
Ama bu, şehrin en merkezi yerinde, trafiği tehlikeye düşürüp, kent içi estetiğini de bozma anlamına gelmemeli.
Kavşağın ortasında ucube gibi görüntü de yaratmamalı.
Dahası...
Tek faydası, altında yaratılan gölge de olmamalı.
Tüm bunlara rağmen "Mesele yok. Yeri gayet iyi. Kimseye de zararı olmaz" deniliyorsa, bunu savunanlar bundan böyle estetikten falan bahsetmesin...
-----------------------
Es TV bu işi iyi yaptı...
Eskişehirspor'un hafta sonu yapılan kongresine, kongre üyeleri, Basın ve görevliler dışında kimse alınmadı.
Salona başka kimse alınmadığı için de Eskişehirspor kongresini izleyebilmek, ancak yerel televizyon kanalları vasıtasıyla oldu.Şu bir gerçek ki, Es TV, Eskişehirspor kongresini gün boyu aralıksız ve canlı vererek kongreyi resmen taraftarın evine ve işyerine getirmiş oldu.
Binlerce Eskişehirli, kongre salonuna gelemese de, adeta kongre salonundaymış gibi. Başlangıcından oy sayımına hatta sevinç ve üzüntü görüntülerine kadar her ana şahit oldu.
Kongre esnasında, salonda bulunan en az 150 isme mikrofon uzatıp görüş alan Es TV, üstlendiği önemli misyonu hatasız ve layığı ile yerine getirdi.
Bu arada, kongrenin yapıldığı Mavi Ada salonunda da, açık büfesinden oturma düzenine kadar hiçbir sıkıntının olmaması, dikkat çekici ve takdir edilecek bir durumdu.
------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Anaokulunun son günü küçük öğrenciler öğretmenlerine hediye verdikleri bir parti düzenler. Çiçekçinin oğlu öğretmene bir hediye paketi uzatır. Öğretmen paketi yavaşça sallar eliyle tartar ve
— Sanırım bu bir buket çiçek.
— Doğru. Nerden bildiniz öğretmenim?
— Şey, tahmin ettim.
Sıradaki öğrenci şekercinin kızıdır. O da öğretmene bir hediye verir. Öğretmen gülümseyerek paketi alır, eliyle tartar ve hafifçe sallar:
— Sanırım bu bir kutu çikolata.
— Aaa, nerden bildiniz öğretmenim?
— Şey, bir tahmin sadece. Nasılsa tuttu işte.
Bir sonraki hediye Tekel bayisinin oğlundan gelir. Öğretmen paketi alır ama alttan küçük bir sızıntı vardır. Paketi tutarken parmağı ıslanan öğretmen yavaşça parmağını diline sürer:
— Bu şarap olabilir mi?
— Hayır öğretmenim! ...diye bağırır çocuk heyecanla.
Öğretmen tekrar sızan yerden bir damlayı parmağıyla alıp tadına bakar:
— Şampanya öyleyse.
Daha da heyecanlanan çocuk ..
— HAYIR öğretmenim!
Öğretmen sızıntının bir daha tadına bakar:
— Tamam. Pes ediyorum, bilemeyeceğim. Nedir bu ?Çocuk neşeyle haykırır:
— Bir köpek yavrusu!

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi