
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
KONGRE VE TARIM ALANLARI
ESOGÜ Ziraat Fakültesi, 1. Ulusal Ali Numan Kıraç Tarım Kongresi ve Fuarı düzenledi. Etkinliğe 7 üniversite rektörü, 27 Ziraat Fakültesi Dekanı, Üniversiteler Arası Kurul Tarım Komisyonu Başkanı, TÜBİTAK Başkanı YÖK Üyeleri ve uluslar arası ve ulusal alanda, pek çok bilim adamı da katılacak. 400 bildiri sunulacaktır
Kongrede, tarımla ilgili pek çok konu ele alınacak, ancak aklıselim insanlarımıza göre, en önemli çalışma alanı, " TOPRAK REFORMU VE ARAZİ TOPLULAŞTIRMA " ,"TOPRAK KORUMA" ve ÇAYIR- MERA ISLAHI VE AMENAJMANI" dır. Çünkü tarım alanları olmadan, diğer konuların, hiçbir anlamı yoktur. O nedenle de, tarım alanlarının bugünü ve geleceği, öncelikle ele alınmalıdır.
Türkiye genelinde ve Eskişehir'de, yanlış kentleşme nedeniyle, verimli tarım alanlarını, beton yığını haline getirdik. Oysa Anayasamız, 45.maddesinde, tarım arazileri, çayır ve meraların amaç dışı kullanılmasını önlemeyi, devletin asli görevleri arasında saymıştır. İmar ve çevre kanunları ve yönetmelikleri tarım topraklarının, özellikle de sulanan tarım alanlarının, tarım dışı gayelerle kullanılmasını yasaklamıştır. Ne var ki anayasamızın, kanun ve yönetmeliklerimizin, açık ve emredici hükümlerine rağmen, ülkemiz ve Eskişehir, tarım topraklarını hızla kaybediyor.
Ülkemizin, tarım yapılabilir 28.059.000 hektar arazisi var. Devlet Su İşleri verilerine göre bu alanlar içinde, ekonomik olarak sulanabilir tarım arazisi, 8.500.000 hektardır.Halen kamu yatırımları ile gerçekleştirilen sulamalar ve halk sulamalarının toplam alanı, 3,829.175 hektardır.Sulama tesisleri ile sulanabilecek tarım alanı ise, 4.670.825 hektardır.
Eskişehir' de, 582.500 ha alan, yani ili yüzölçümünün %42.7'si, tarım arazisidir. Eskişehir'de sulanabilir tarım arazisi, 350 133 ha.(%59.64), sulanan arazi 83 135 ha (%14.2) sulanamayan arazi ise, 226 102 ha (40.46) dır. Hülasa Eskişehir, küçümsenmeyecek miktarda tarım arazisine sahip bir ildir. Ancak tarım alanlarının, yeteri kadar korunduğunu söylemek çok zor.
Tablo bu oluca da, Türkiye de sanıldığı kadar, tarım toprağı, ne de sulanabilecek tarım alanı bulunmaktadır. Bundan böyle, yeni tarım alanları bulmamız veya mevcut tarım alanlarının sınırlarını da büyütmemiz, mümkün olmadığına göre, halan ülkemizde ve Eskişehir'de, mevcut tarım arazilerini gözümüz gibi korumamız gerekmektedir. Kentte, tarım alanlarının, yeteri kadar korunduğunu söylemekte çok zor.
Ülkemiz ve Eskişehir'de, sanayide görülen gelişmeler ve kırsal kesimden kentlere göç, büyük yerleşim merkezlerinin ve Eskişehir'in çevresindeki tarım topraklarını, yağmalama derecesine hızla yok etmektedir. Son 20 yıl içine, ülkemiz de bu şekilde yok olan tarım alanları, 500.000.000 hektar civarındadır. Bu alan Eskişehir ovasının 30 katıdır.
Devlet Su İşleri tarafından inşa edilerek, işletmeye açılmış tarım alanı, 2.072.571 hektardır. Bu alanın, 169.737 hektarlık kısmı, imar ve imarsız yapılaşmalarla, tarım dışı bırakılmıştır. Halbuki bu topraklar, 1.sınıf tarım toprağı vasfında ,sulama ve drenaj tesisleri yapılmış, kısmen de yılda iki ürün alınan tarım alanlarıdır.Bu şekilde yok olan tarım alanı,Bursa ,Manisa,Tokat, Bolu ,Söke, Mersin ve Eskişehir ovaları sulama alanlarına eşittir.
Eskişehir ovası, büyük ölçüde yok olmuştur. Halan kent sınırları içinde kalan topraklar ise ortada. Maalesef, ovanın betonlaşmasına ve çeşitli nedenlerle yok olmasında, belediyeler ve valilik tarım alanlarını iskana açarak, hem sulama tesislerinin, hem de tarım topraklarının, yok olmasına neden olmuşlardır. Oysa ülkemizin ve Eskişehir'in, tarım alanlarını kaybetmek gibi bir lüksü de yoktur.
Ülkemiz ve Eskişehir, gelişmeler karşısında, bu alanda hazırlıksız yakalandı. Zira Batı ülkelerinin yüzyıl evvel hazırladıkları gibi, Ülkemizin, sanayi, konut, tarım ve orman alanlarını gösteren bir "MASTER PLANI" bulunmadığından, devlet yatımcılara tarım alanlarını, sanayi ve konut alanı olarak göstermiştir. Eskişehir' de de aynı yanlışlıklar yaşandı. Belediyeler, kendi hudutları ve mücavir alanları içindeki alanları, Valilikte bu alan dışındaki sahaları, mevcut yasa ve yönetmenlik hükümlerine rağmen, tarım alanı olup olmadıklarına bakmaksızın, imar planlarını yapıp tasdik ederek, imara açmışlardır. Hala aynı yanlışlıklar, tüm hızla devam etmektedir.
Türkiye ve Eskişehir halkı, torunlarımızın bize emaneti olan, mevcut tarım alanlarını, korumak zorundadır. Çünkü yıllardır, "politik" ve "elit" güçlerin, Türkiye ve Eskişehir' de tarım alanlarını talan ederek, ortaya çıkardıkları eserleri ortadadır.