
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Konu da yazı da güncel, üstelik aradan geçen 6 yıla rağmen...
Eskişehir'de günlerdir Sanayi çarşısının kaldırılması konusu tartışılıyor.
Öncelikle şunu söylemek lazım ki, biz dahil şehrin tamamına yakını bu çarşının bulunduğu yerden kalkmasını istiyor...
Ama gelin görün ki...
Sanayi çarşısının kalkması için orta yerde çaba gösterenleri gördükçe, bizim bile gönlümüzden;
-"Eğer kalkmasında ki amaç buysa, bırakın mevcut haliyle kalsın" demek geçiyor.
Anlayacağınız...
Böyle enteresan bir olayı her zaman yaşayamazsınız.
Yani...
Sanayi çarşısının kalkmasını herkes kentin menfaatine olacağı için istiyor.
Ama...
Süreç içinde birilerinin menfaatinin ön plana çıktığı açıkça hissedildiği için...
Herkesin "Taşınması lazım" görüşü her geçen gün;
-"Böyle taşınacaksa, bırakın bu halde kalsın" a doğru gidiyor.
Tartışmanın başladığından bu yana kadar geçen süre içinde, söz konusu Sanayi çarşısının taşınması meselesi ile ilgili yazılar yazdık.
Yazdığımız her yazıda da;
-"Hiç boşuna tartışmayın. Yaklaşık 25 yıldır bu çarşının taşınma meselesi her belediye değiştiğinde gündeme gelir. Ama bu güne kadar bu çarşının taşınması mümkün olmamıştır. Bundan sonra da olmayacak. O yüzden, beyhude işlerle uğraşmayın" yorumunda bulunduk.
Bu tespitte bulunmamıza neden ise, Sanayi çarşısının taşınması ile ilgili geçmişten bu güne kadar süre gelen ve halen de devam eden beceriksizliklerdi.
Şöyle ki;
Hiçbir dönemde "Sanayi Çarşısı taşınacak" diyenler, bu taşınma ile ilgili altyapının A sını bile oluşturmadan etti bu lafları.
Orada bulunan esnaflara bir tebligat göndermekle, koca çarşının taşınacağını zannettiler.
Yine geçmişten bu yana, tıpkı bu gün olduğu gibi, işin içine siyasiler ve kooperatifler giriverdi.
Taşınma olayı, şehrin menfaatinden çıkıp, kişilerin ya da kooperatif ve partilerin menfaati haline getirildi.
Kent menfaati, paravan olarak kullanıldı.
Gelinen noktada sonuç ortadadır...
Herkesin üzerinde mutabakat sağladığı ve kent yararı olduğuna inandığı bir çarşının taşınması zorunluluğu, bu gün için "Bu şartlarda taşınamaz" hale getirilmiştir.
Hem de, Kent menfaatini, kendi menfaatlerine paravan yapan kişi ve gruplar tarafından
Hâlbuki, bir çarşının taşınması iki, bırakın üç yılda halledilecek bir meseledir.
Hiçbir şey aklınıza gelmiyorsa bile, bölersiniz mevcut çarşıyı üçe, ilk bölüme bir yıl, ikincisine iki, diğerine de üç yıl süreyi tanırsınız. Bu arada, ilk taşınan bölgeye bir planlama, ardından da diğerlerine aynı şekilde yaparsınız düzenlemeyi, olur biter...
Eğer...
En basitinden böyle bir yöntem bile izlenilmiş olunsaydı, bizim hatırladığımız 25 yılda söz konusu bu çarşı 8 kez taşınmış olurdu.
Ama...
Şehir menfaatinin önüne başka menfaatlerin geçtiği hissi bile...
Olması gerekeni oldurmamaya yetti.
***
Öncelikle şunu söyleyelim:
Konu güncel ama yazı yeni değil.
Tamı tamına 6 yıl önce, yani 2000 yılında yazmışız.
O günlerde de tıpkı bu günlerde olduğu gibi Eskişehir'in gündeminin en tepesinde yer alıyormuş Sanayi Çarşısı.
O günlerde de planlaması ve taşınması ile ilgili büyük gürültüler kopmuş.
Aradan 6 koca yıl geçmiş bu yazıyı kaleme almamızın üzerinden.
Hiç bir şey değişmemiş iyi mi?
Tartışmaların yöntemi bile kaldığı yerden aynı şekilde devam etmiş.
......
Halkın hesap edilmediği bir çaba sadece aday olmaya yeter ama...
Daha bu günden partilerde 2019 seçimlerinin hesabı yapılıyor ya...
Siyasette kuşkusuz herkesin bir hesabı var ya...
Hesap yapan herkes de bu yaptığı hesabın tutması için plan ve program yapıp, strateji peşinde koşuyor ya...
Dolayısıyla...
İlk yapılan iş, tanınırlık ve popülerliğini arttırmak ya...
İkincisi ise, yaptığı hesabı bozabilecek olan ve çizdiği hedefin önünde engel teşkil eden unsurları ortadan kaldırmak oluyor ya...
Böylece...
Siyasette ki hedeflenen koltuğun önü açılmış, kendisi de o hedefe daha az zahmetle ulaşmış oluyor ya...
İşte bu hesaplar doğrultusunda siyasetçilerin hem o göreve en yakın isim olmak, hem de rakipsiz olmak gibi bir gayretleri mevcut.
Ancak...
Bu çaba sadece Aday olmaya yetiyor.
Seçim kazanıp, o hedeflenen koltuğun sahibi olmaya ne yazık ki yetmiyor.
Çünkü...
Ne yaparsanız yapın, nasıl bir strateji izlerseniz izleyin, sonunda çıkacağınız yer halkın karşısı.
Siz ne kadar popüler olursanız olun, kimse size rakip çıkmasın, yine seçilip, o koltuğa oturabilmek için sonunda geçeceğiniz yer halkın karşısı.
O yüzden...
Siyasette, özellikle ileriye dönük hesap yapanların çoğunun toslamış olduğu duvardır halk.
Siyaseti ve siyasetteki koltuk hesabını yapanların çoğunun kafasını gözünü patlattığı yerdir o halk duvarı.
Çünkü...
Koltuk hesabı yaparken, halkı hiç hesap etmemiştir birçoğu.
Bu nedenle...
Siyasette, seçilmesine ramak kala halkın oyunu alamadığı için seçilemeyen, tüm stratejisi ve planları suya düşen, üstüne üstlük siyasetten bile silinip giden bir ton insan örneği vardır...
Diyeceğimiz o ki:
Siyasette yıllar sonrasının hesabını yapıp, koltuk için çaba harcayanlar, hesaplarının içine halk'ı da mutlaka dahil etmelidir.
Bizden söylemesi...
.....
İhale soruşturması...
Odunpazarı Belediyesi'nde araç ihalesi ile ilgili bir durum yaşanmış.
6 Belediye görevlisi hak edişleri imzalamamış.
İmzalamadıkları gibi, dilekçe verip "Bizi bu komisyondan alın" demişler.
Belediye yönetimi ise, ihale hak edişlerini imzalamayan 6 personel hakkında soruşturma başlatmış.
Böyle bir olay konuşuluyor belediye çevresinde.
6 belediye personelinin, müteahhidin hak edişlerini neden imzalamadığını, belediye yönetiminin neden bu 6 görevli hakkında soruşturma açtığını bilemiyoruz.
Ancak...
Yukarıda da söylediğimiz gibi belediye'de bu olay konuşuluyor.
Umarız belediye yönetimi bu konuda bir açıklama yapar.
......
Biraz izin n olur...
Hemen her gün yazı yazmak gerçekten zor bir iş.
Haftanın 7 günü aralıksız yazdığınız yazıların Eskişehir gündemi ile ilişkili olması gerekiyor.
Bunun için de, gündemin yakından takip edilmesi gerekiyor.
800 bin kişinin yaşadığı bu şehrin gündeminde konu eksik olmadığı için de, o gündemin peşine takılıp sürükleniyoruz bir şekilde.
Bunu yaparken de, zihnen ve özellikle de bedenen dinlenmeyi unutuveriyoruz.
İşte bu koşuşturma arasında kendimize dinlenme fırsatları yaratmak için de, gündemin yoğun olmadığı bahar ve yaz öncesi zamanları kolluyoruz.
Öyle bir zaman yakaladık kendimiz için.
Zihnen ve bedenen ihtiyacımız olan dinlenmeyi gerçekleştirebilmek için bir süre yazılara ara vermek durumunda kalacağız.
Bu süre elbette 5-6 günle sınırlı bir süre olacak.
Umarım bu durumu anlayışla karşılarsınız.
İzin dönüşü yeniden bir arada olmak dileğiyle...