Eskişehir'de son günlerde tartışılan tek konu, gündemde olan tek mesele; mevcut stadyum alanına yapılacak olan meydan projesi.
Söz konusu alana yapılacak olan planlama, Vilayet tarafından yaptırılan maket ile vilayet alanında sergilenince başka bir boyut kazandı.
Vilayet' in, Maketini de yaptırarak sergilediği planlama ortada meydan adına hiçbir görüntü içermemesi nedeniyle büyük eleştiri aldı.
Mesleki odalardan tutun da sivil toplum örgütlerine, köşe yazarlarından AK Parti Milletvekillerine kadar, Vilayetin meydan projesi adı altında yapmış olduğu fakat meydandan eser olmayan bu planlamasını eleştirdi.
Yapılan planlamanın, Eskişehir halkının beklentilerini karşılamadığını neredeyse söylemeyen kalmadı.
Bir tek Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen konuşmadı.
Vilayet tarafından yapılan ve kamuoyundan da büyük tepki gören planlama ile ilgili olarak bir tek Büyükerşen fikir beyan etmedi.
İşte bunu sorduk Büyükerşen'e?
-"Bir tek siz yorum yapmadınız?" dedik.
-"Zamanı gelince etraflıca ve görselleriyle birlikte çıkar konuşurum" dedi önce...
Ardından da, "Dünyanın hangi ülkesinde bulunan hangi şehrine giderseniz gidin, bu şehirler arasında Türki Cumhuriyetlerin şehirleri de dahil olmak üzere, oralarda bulunan meydanların tek bir özelliğini görürsünüz. Bu özellik Meydanların üzerinde hiçbir yapı olmaması, Ağaç ve yeşil alanların yok denecek kadar az olması ve zemininin de sert malzemeden olmasıdır. Bu her yerde böyledir. Üzerinde yapılacak etkinliğe göre kurulacak olan çadır, tente, cafe gibi donatılar da taşınabilir ve gerektiğinde meydana konulabilecek niteliktedir" dedi.
Büyükerşen, söz konusu meydan yapmaksa, yapılacak meydan üzerinde hiçbir yapı olmaması gerektiğini, hatta üzerinde ağaç ve yeşil alanların bile çok sınırlı, hatta hiç olmaması gerektiğini söylüyor.
Bunun dışında yapılacak olan düzenlemelere meydan denemeyeceğini, vilayet tarafından yapılan düzenlemenin ise meydan ile alakası bile olmadığını söylüyor.
Büyükerşen bunları söylerken aklımıza Vali Tuna'nın "Dımdızlak meydan yapmayacağız" sözü geldi.
Büyükerşen'in anlattıklarına bakacak olursak, bunun tam da tersini söylüyor.
Yani...
-"Meydan dediğin, üzerinde hiçbir şey olmayan, sert zemini olan, kısacası dımdızlak olmalıdır" diyor...
......



Yapma Volkan Doğan!

Tamam, Kazım Kurt'un sana söylediği, aslında böyle bir üslubu tercih etmemesi gereken "Çapı yetmez" sözüne kızdın ve içerledin...
Cevap hakkını kullandığın televizyon kanalında güzel de cevap verip, "Kazım hizmet lazım" dedin.
Sonrasında bu lafı slogan haline getirip, her konuşmanda "Kazım şu da lazım, bu da lazım" deyip tekrarladın.
Yaptığın, belki o koşullarda doğruydu...
Ancak bu söz senden çıkıp gitti.
Slogan haline getirdiğin bu söz, çevrende bulunan ve üzerinden donanım ve siyaset anlamında cahillik akan bazı insanların sözcüğü oluverdi.
Siyaset yapmayı, bu tür güya küçük düşürücü cümleleri kullanmak zanneden ve bu cümleyi ne kadar tekrarlarsa o kadar çok kazandıklarını zanneden kuş beyinliler, yatıp kalkıp bu senin söylediğini tekrarlamaya başladı.
Şimdi...
Sevsen de sevmesen de ortada 30 yılını siyasette geçirmiş biri var.
Değer versen de vermesen de, o ya da bu şekilde, bu şehirden Milletvekili ve Belediye başkanı seçilmiş bir kişi mevcut.
Takdir etsen de etmesen de, 30 yılı aşkın siyaset yaptığı süreçte kendi genel başkanının yanlışlıklarına bile karşı çıkmış bir siyasetçi bulunuyor.
Hepsini bir yana bırak, yıllarca Odunpazarı meclisinde, aynı sıralarda oturduğun bir insan var.
Sen söyleyeceğini söyledin. Vallahi lafımız sözümüz yok.
Bari, çevrende kendini siyasetçi zanneden, Kazım Kurt'un siyaset adına yaptıklarının yüzde birini yapmaya bile beyinleri yetmeyen insanların bu davranışlar içinde olmasına izin verme.
Sırf senin gözüne girme adına, 30 kelimeden ibaret dağarcıklarıyla her gittikleri yerde "Kazım...Kazım" diye cahilliklerini sergilemelerine engel ol.
Belki çok iyi bir siyasetçi, çok donanımlı bir siyaset adamı olacaksın...
Böyle bir yöntemle olacaksan hiç olma!
Olma ki. İlerde iki kelimeyi bir araya getiremeyen ve kendilerini siyaset yapıyor zanneden cahillik timsalleri, kalkıp aynı şeyleri senin için söylemesin...
......


Kar yağdı nasıl mutlu oldular bilemezsiniz?


Meğer ne çok bekleniyormuş kar yağması.
Yanlış anlamayın, elbette kar yağmasını başta çocuklar olmak üzere bekleyen pek çok kişi vardır.
Ama, bizim kast ettiğimiz, birilerini eleştirmek için ne çok bekleniyormuş kar yağması.
Bazıları; Belediyelerin karla mücadelede nasıl yetersiz kaldığını bağıra bağıra anlatmak için...
Bazıları da; Hükümet kurumlarının çevre yollarında karla mücadelede nasıl yetersiz kaldığını bağıra bağıra eleştirmek için meğer ne kadar çok bekliyorlarmış kar yağmasını.
Her iki beklenti de yoğun kar yağışıyla gerçekleşti ya...
Şimdi her iki şekilde beklenti içinde olanlar çok mutlu.
Sabah akşam, karla mücadelede Belediyelerin ve hükümet kurumlarının nasıl yetersiz kaldıklarını eleştirip, nasıl müthiş keyif oluyorlar sormayın gitsin...
......

Bu nasıl bir çelişkidir?

Gençlik Hizmetleri ve Spor il Müdürü Hüseyin Aksoy.
AK Partiden Milletvekili aday adayı olacağı söylendiğinde pek ihtimal vermemiştik.
Fakat, sosyal medya sayfasından CHP li Belediyeler ve Belediye Başkanlarına yönelik eleştirileri birbiri ardına yapmaya başlayınca, aday adayı olabileceğine kanaat getirdik.
Çünkü hep böyle olur.
Bürokrat eğer kafasına adaylığı koyduysa, aday olacağı partiye hoş görünme adına bu tür çıkışlar yapar.
Bunu yaparken de, ne memurlar için var olan yasa ve yönetmeliği takar, ne de siyaset içeren davranışları nedeniyle herhangi bir soruşturma endişesi duyar.
Nasıl olsa iktidar partisi kendine yakın bir partidir ve o partiden aday adaylığı düşünmektedir.
O yüzden CHP'li Belediyeleri eleştirmekten bir bürokrat olarak hiç çekinmez.
Örneğin: Odunpazarı Belediye Başkanını, Audi arabaya bindiğinden dolayı, kar yağışı nedeniyle çekilen sıkıntıyı görmemekle eleştirir ama, maç oynanması için temizlemesi gereken saha söz konusu olduğunda ise, Odunpazarı Belediyesinin ekipleri olmadan o sahayı temizlemeyi yapamaz.