
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
KONYA'DAKİ RUH HALA DURUYOR MU?
Yanılmıyorsak 1995 yılıydı.
Ve öylesine bir sıcak vardı ki;
Neredeyse insanı kavuracak kadar etkiliydi.
İnsanlar buldukları suyun ancak yarısını içiyor, kalan yarısını ise başından aşağı boca etmek zorunda kalıyordu!
Öyle sıcaktı...
***
Yol biraz uzak olsa da;
İnsanların belediye otobüsü ile gitmemesi gibi bir nedeni de yoktu!
Çünkü;
Hiç kimsenin yola koyulmak için otobüs ya da araç seçme gibi bir lüksü yoktu.
Talep binlerce, araç sayısı ise ancak yetiyordu çünkü...
***
Birçoğunun maça girecek kadar bile parası yoktu.
Öğrenci kesimi okulu bırakmış, harçlıklarını biriktirebildiği kadar biriktirmişti.
İşçiler verilen izinden faydalanıp, yevmiyelerini alıp gelmişlerdi.
Memurlar da idari izinden faydalanıp soluğu Konya'da almıştı.
***
Zordu yani şartlar, çok zor.
Fakat ortada amatör bir ruh vardı!
Ve insanlar bu ruhun ardından koşuyordu Konya'ya...
Belki daha fazla araç, daha fazla imkân ya da olanak olsa, 30 değil, 50 bin kişi gidilecekti bir şehirden, diğer bir şehre.
Dedik ya kıt kanaat imkânlarla gidildi Konya'ya...
Ancak bu kadarı oldu!
Ama unutulmaması gereken bir detay daha vardı!
Onca zorluğa rağmen mutluydu insanlar...
Neşeliydiler...
Geçtikleri her yere bir renk, bir görsellik, bir espri katıyorlardı.
***
Dönüşte aynı şekilde oldu.
Ardına düşülen ikinci lig şampiyonluğu alınarak büyük göç sona eriyordu...
Ve Eskişehirspor taraftarı, tarihe adını yine altın harflerle yazdırmayı başarıyordu.
***
Önümüzdeki hafta içi yine çok önemli bir maça çıkıyor Kırmızı Siyahlı takım.
Yine uzakta, yine bir başka şehirde...
Ancak, bu kez 1996'ya göre şartlar çok değişik.
Eskişehirspor son dört sezondur amatör ruhun dışında kalan bir zeminde mücadele ediyor.
Tamamen paraya, tamamen profesyonelliğe dayanan bir ligin içinde mücadele ediyor.
Taraftarın da bu sistem içinde takımına olan desteği de sürüyor.
Yani;
Eskişehirspor'un mücadele ettiği statü değişse de, herkesin içindeki Eskişehirspor sevgisi hep aynı devam ediyor...
Evet, zaman zaman kızıyoruz bu sisteme...
Zaman zaman öfkeleniyoruz paraya dayanan ilişkileri gördükçe.
Forma aşkından daha yukarı çıkan duygularla karşılaştıkça ürperiyoruz.
Alışık olmadığımız şeyler etkiliyor bizleri.
Ancak içimizdeki kırmızı siyah sevgisini, takım sevgisini ve forma aşkını galiba hiçbir şey etkileyemeyecek.
Bu yüzden;
İzmir macerasını çok ama çok önemsiyoruz.
Yanlış anlaşılmasın;
Önemsediğimiz konu sahada alınacak olan netice değil!
Tamamen Eskişehirlilerin, Eskişehirsporluların o gün sergileyecekleri manzaradır.
Bakalım 1995'den bu yana neler değişmiş, neler değişmemiş...
NOT; Bu yazıyı Sivas maçının birkaç saat öncesinde kaleme aldık. Umarız futbolcularda bizim yaptığımız gibi Bursa maçını, Sivas maçının önüne koymaz. İyi bir galibiyet olur, play-off serüveni de iyi devam eder...