
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
KORUYUCU HEKİMLİK
Türkiye’de sağlık hizmetlerine, politik ve ideolojik yaklaşım, siyasi iradenin arzu ettiği şekilde oldu. Bilimsel veriler ve ülke ihtiyaçları, sürekli göz ardı edildi. Dünyada sağlık literatüründeki gelişim ve değişimlere ise itibar edilmedi Tedavi edici hekimlik, sürekli ön planda tutuldu
Koruyucu hekimlik, .hastalık ortaya çıkmadan önce alınacak önlemlerle ilgilenen hekimlik dalıdır. O nedenle de Türkiye’de, sağlık hizmetlerinin odak noktası, tedavi edici hekimlik değil, koruyucu hekimlik olmalıdır.
ülkemizde koruyucu sağlık hizmetlerinde, Sağlığın korunması, hastalıkların önlenmesi için, kişisel ya da toplumsal düzeyde sağlığı geliştirmek amacıyla, aşılanma, dengeli beslenme, çevrenin güvenli hale getirilmesi, fiziksel ve duygusal yönden iyi durumda olmak için gereken önlemler alınır.
Ayrıca sağlığın bozulma olasılığı karşısında, erken tanı ve tedavi önlemler kişisel ve toplumsal düzeyde alınır. Hastalığa bağlı olarak gelişebilecek sakatlık ve kalıcı bozukluklar en aza indirilir. Hastanın, yeni duruma uyumu sağlanarak, yaşam kalitesinin arttırılması için gereken önlemler alınır.
Yine dünyada, sağlık, genel bakımın, sadece bir parçası olarak algılanıyor ve beslenme, eğitim barınma ve temiz içme ve kullanma suyu gibi öğelerin, sağlığın minimum ön şartları olarak kabul görüyor. .
ülkemizde yıllarca, sağlık hizmetlerinde odak nokta, tedavi edici hekimlik oldu. Sağlığı koruyucu ve geliştirici hizmetle ise, arka planda tutuldu. Oysa insanları hasta olmadan tedbir almak gerekir. Bunun yolu da "KORUYUCU HEKİMLİK" tir.
Ayrıca bireylerin ve toplumun hastalıklardan korunmasını, hastalıklarla savaşarak ve çevre koşullarını iyileştirerek yaşam kalitesinin arttırılmasını amaçlayan, hastalıklarla baş etmenin en kolay ve ucuz yolu, hastalığa yakalanmadan önce gerekli önlemlerin alınmasıdır.
çünkü İnsan vücudunun sağlıklı işleyişi, binlerce denge ve savunma sistemi üzerine kuruludur. Bu denge ve sistemlerin bozulmasına engel olmak için atılan her adım ve çalışma KORUYUCU HEKİMLİK alanına girer.
Koruyucu hekimlik; beslenme, temizlik, aşılama, yanında, gürültü, stres, çevre ve doğanın korunması, gibi geniş kapsamlı ve çok önemli konuları içermektedir. Ancak ülkemizde bu alanlara yeteri kadar önem verildiği gibi, bu alanlardaki koşullardaki olumsuzlar arzu edilmeyen boyutlara ulaşıyor.
Ayrıca ülkemizde, Sağlık Bakanlığı’ nın, koruyu hekimlikle ilgili çalışmaları yeterli değildir. ülkemizde, son yıllarda tedavi edici sağlık hizmetlerinin çok ön plana çıktığı ve sağlığa ayrılan bütçenin çok önemli bir bölümünün, bu amaçla harcandığı görülmektedir. Oysa sağlık harcamalarının azalması, koruyucu hekimliğe verilecek değerle orantılıdır.
Koruyu Hekimlikte, en önemli unsur beslenmedir. Ancak Tüketici Hakları Derneği (THD) yayınladığı raporda, göre,Türkiye'de 48 milyon insanın da yoksulluk sınırında, yeterli gıdayı alamadan yaşamaya çalıştığını bildirdi. Türkiye'de tüketicilerin yüzde 20'si, yani 16 milyondan fazla insan da açlık sınırının, altında yaşamaktadır.
Dünya Sağlık örgütü, sağlığı, yalnızca hastalık,ya da sakatlıkların olmayışı değil, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali olarak tanımlamaktadır. Bir bireyin, ya da toplumun, sağlık düzeyini belirleyen etmenleri, sosyo-kültürel ve ekonomik çevreden bağımsız olarak ele alma olanağı yoktur. Bu nedenle koruyucu hekimliğ,i sadece aşılama çalışmaları olarak görmemek gerekir.
Koruyu hekimlikte, önemli basamak olan, Birinci basamak sağlık hizmetlerinin 2005 yılında uygulamaya başlanılan ve 2010 yılı itibariyle tüm ülkede hizmetine sunulan Aile Hekimliği Uygulaması ile birinci basamak sağlık hizmetleri, sağlık sitemi içinde hak ettiği öneme kavuşamadı.
Ancak Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu Başkanı Sayın Dr. Akif Emre Eker: “İş yükümüz ve zorlandığımız hizmetler, aile hekimliğini doğru bir şekilde yapmamızı engelliyor. Birinci basamak sağlık hizmeti olan aile hekimliğinin, ‘koruyucu hekimlik’ odaklı olması gerek. Geldiğimiz nokta ise tedavi edici ve hastane odaklıdır “demiştir.
Korucu hekimlik, çevrede sağlığı olumsuz etkileyen biyolojik, fizyolojik ve kimyasal etkenleri yok ederek veya bu etkenlerin kişileri etkilemelerini önler.
Aile Hekimliği yapan hekimin, görev kapsamı, çevre sağlığında, okul hekimliğine, ana ve çocuk sağlığından, kronik hastalıkların izlenmesine, sağlık eğitiminden, koruyucu hekimliğe kadar, geniş bir yelpazeye dağıtılmıştır. Ancak Aile hekimleri, sorunlar altında eziliyor
Hastalıklarla, baş etmenin, en kolay ve ucuz yolu, hastalığa yakalanmadan önce gerekli önlemlerin alınmasıdır. Koruyucu hekimlik tıbbın yarısıdır ve diğer yarısı da tedavi hekimliktir. O nedenle de koruyucu hekimlik,çağdaş standartlara mutlaka ulaştırılmalıdır.