Yazılanlara göre şampiyon olan G.Saray'ın kazancı 100 milyon lirayı geçecekmiş. Öyle böyle değil, hakikaten önemli bir rakam. Demek ki ödül büyük olunca, çıkan kavgalar da o kadar büyük oluyormuş. Şike soruşturması yüzünden gecikmeli başlayan, her geçen gün artan gerilim yüzünden sancılı devam eden ligimizin kapanışı, kavgasız gürültüsüz olmazdı. Bizi yanıltmadılar, öyle de oldu. Çıkan olayları görünce iyi ki bitti diyorum. Bundan sonra kimse futbol için eğlence aracı demesin. Futbol bu ekonomik gücüyle oyun olmaktan çoktan çıktı. Özellikle İstanbul takımlarının "hep bana, hep bana" diyen yöneticileri, çok farklı bir taraftar profilinin oluşmasına sebep oldular. Tuttuğu takımın her ne pahasına olursa olsun kazanmasını isteyen, diğer takım taraftarlarına karşı düşmanlık ve nefret hissi ile saldıran bu yeni taraftar oluşumu artık sosyal bir sorun hatta çok önemli bir hastalık haline gelmiştir. Futbolun başında bu yöneticiler olduğu sürece holiganizm denilen hastalığın tedavisi de pek mümkün görünmemektedir.
Futbola dönersek ligin kapanışını Sivas'da yaptık. Rıza Hoca son maçta hiçbir iddiası olmamasına rağmen takımını tam kadro sahaya sürdü. Ancak Sivas'lı futbolcular Hoca'ları kadar hırslı değildiler. Biz de kolay kazandık. Grubu lider bitirmek için Bursa'nın puan kaybetmesi gerekiyordu. Boşuna umutlanmışız, çünkü Belediye'li futbolcuların maçı kaybetmek için bir tek kendi kalelerine gol atmadıkları kaldı. Zaten maçın 75.nci dakikası oynanırken saha da 9 kişi kalmışlardı. Ertuğrul Sağlam maçtan sonra bu maçı kazanıp grubu lider bitirmek için haklı sebeblerimiz vardı diye konuştu. Ertuğrul Hoca'nın çok önemli kupa maçı öncesinde herhangi bir sakatlık yada kırmızı kart cezasından çekinmeden bütün as oyuncuları ile maça çıkmasının hangi haklı sebebe dayandığını ben söyliyeyim. Yıllarca formasını giydiği, Teknik Direktörlüğünü yaptığı Beşiktaş Jimnastik Kulübü... Kısaca eski kulübü için kazandı ve yeni Teknik Direktör arayışında olan Beşiktaş'a gerekli mesajı gönderdi.
Sormak lazım Federasyona bu Avrupa Grubu play off maçları niye oynandı diye. Biz sorarız da başka kimse sormaz. Çünkü tebeşir tozu kadar hükmümüz yok. Kurallar bir günde değişiyor. Cezalar bir saatte erteleniyor. Ama iş bize gelince kimsenin sesi soluğu çıkmıyor. Bu ligin bir yazılı kuralları var, bir de yazılı olmayanları. Ama her ne hikmetse hiçbir kural bizden yana değil.