
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Kötü olan siyaset kurumu değil, siyasetçinin ta kendisi...
Hemen her yıl çeşitli araştırmalar yapılıyor.
Yapılan araştırmaların tümünde "En güvenilir olmayan kurum" olarak Siyaset kurumu ön plana çıkıyor.
Bunun anlamı şu;
Vatandaş, Siyaset kurumuna hiç mi hiç güvenmiyor.
Hâlbuki...
Siyaset, ülkeye ve ülkede yaşayanlara karşılıksız hizmet edebilmenin en demokratik yoludur.
O halde niçin siyaset kurumuna güvenilmiyor?
Bunun elbette birçok nedeni var.
Öncelikle şunu söylemeliyiz ki...
Bize göre güvenilir olmayan siyaset kurumu değil, siyasetçinin bizzat kendisi.
Dolayısıyla.
Kötü siyasetçi, siyaset kurumunu da güvenilmez ve vatandaşın gözünde kötü bir hale sokuyor.
O halde...
Bizim toplum olarak siyaset kurumundan önce, siyasetçileri düzgün hale getirmemiz gerekiyor ki, düzgün siyasetçilerin varlığı, siyaset kurumuna da hak ettiği itibarı kazandırsın.
İyi siyasetçi sayesinde, Siyaset kurumu daha seviyeli hale gelsin.
Şimdi gelelim; iyi siyasetçilerin nasıl bulunacağına.
Siyaset, hammaddesi insan olan bir kurum.
Dolayısıyla bu iş insanla olacak.
Siyasetle uğraşan insanların daha donanımlı, seviyeli ve mesleklerinde başarılı olmaları çok önemli birer kriter.
Ne yazık ki, siyaset yapanların çoğu bu kriterleri taşımaktan uzak.
Söz konusu kriterleri üzerinde taşıyan birçok donanımlı insan var olmasına rağmen, bu insanlar siyaset kurumunun içinde olmayı tercih etmiyor.
Çünkü...
Siyasi partiler içinde dönen çark, bu insanları parti kapılarının içine sokmuyor.
Cesaret edip, o kapıdan içeriye girenler ise, ya o çarkın içinde öğütülüp bir kenara atılıyor, ya da büyük özveriyle acı çekiyor.
Netice olarak...
Siyaset, halka hizmet etmenin demokrasilerde en güzel yolu.
Ama...
Siyaset günümüzde En güvenilir olmayan kurumların başında geliyor.
Siyaseti güvensiz yapan, siyasetçinin kalitesizliği olduğuna göre, bu işi düzeltmek, siyasetçi profilini düzeltmekten geçiyor.
Ne yazıktır ki...
Siyaset kurumuna seviye kazandıracak nitelikte ki insanlar, partilerin var olan yapıları göz önüne alındığında hep dışarıda olmak durumunda kalıyor...
Ve bu yüzden, biz her defasında siyaset kurumundan da siyasetçiden de haklı olarak yakınıyoruz...
/////////
Televizyonda ki tanıtım kızdırmış...
Malatya'da yaşanan olay, geçtiğimiz günlerde Eskişehir'de protesto edildi.
Yaklaşık 500 kişilik bir grup, Alevilere yapılan saldırı için yürüyüş yaptı.
İşte bu yürüyüş ve protesto esnasında, özellikle de Cem Evi önünde bazı tartışmalar yaşanmış.
Protesto yürüyüşünün yapılmasını istemeyen Hacı Bektaş-ı Veli Derneği Başkanı İrfan Çetinkaya, polislere ve Televizyon kanallarına;
-"İçimize Provokatörleri doldurmuşlar. Bizi birbirimize kırdıracaklar. Protesto gösterisine katılanların çoğunu tanımıyorum" deyince, kalabalıktan bir hayli tepki görmüş.
İrfan Çetinkaya'nın bu açıklamalarının Kanal 7 Televizyonunda verilmesi ve Televizyonun da İrfan Çetinkaya'yı "Alevi Dedesi" olarak tanıtması, Protesto gösterisi yapanları daha da sinirlendirmiş...
///////////
Demirbakan yorumlarıyla gerçekten ifrit etti...
Eskişehirspor'un Marsilya maçını stadyumda izleyenler belki büyük keyif aldı ama...
Aynı maçı Televizyondan izleyenler, özellikle ilk yarı kelimenin tam anlamıyla fitil oldu.
Eskişehirspor taraftarını Televizyon başında fitil eden isim ise, Eskişehirspor'un eski Teknik Direktörlerinden Coşkun Demirbakan'ın yaptığı yorumlardı.
Sürekli olarak Eskişehirspor'un ortaya koyduğu oyunu eleştirip, yine sürekli Ersun Yenal'ın taktik anlayışını küçümseyen Coşkun Demirbakan, yaptığı yorumlarla inanılmaz bir tepki topladı.
Özellikle sosyal medya üzerinden ağır eleştiriler alan Coşkun Demirbakan, devre arasında bu eleştiriler kendisine kadar ulaşmış olacak ki, ilk yarıda ki anlamsız eleştiri huyundan biraz olsun vaz geçti.
Netice olarak...
Eskişehirspor'un Marsilya ile oynadığı karşılaşma ve bu karşılaşmanın kritiğinden çok, Coşkun Demirbakan'ın maç esnasında yaptığı yorumlara duyulan öfke ve tepki konuşuldu.