4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KÖYLÜ VE ASKERE SAHİP ÇIKILMALI

Mahkeme, aralarında Orgeneral Özden Örnek, eski Orgeneral İbrahim Fırtına ve Orgeneral Çetin Doğan'ın da bulunduğu,102 kişi hakkında tutuklama kararı verdi. Ancak iki defa tutuklanıp, tahliye edildikten sonra tekrar tutuklanmaları, her seferinde de sayının artması, özellikle de tutuklamaların yaş kararlarının arifesinde olması dikkat çekicidir.
Elbette tutuklama gerekçeleri, nedir bilmiyoruz. Ancak, emekli, muvazzaf, kuvvet komutanları ve yüksek rütbeli subayların, kaçma veya delil karartma gibi bir imkânları olmadığına göre, tutuklanmalar, hem Türk Silahlı Kuvvetleri, hem de yargıya, kamuoyu nazarında güven kaybettiriyor. Referandum ve YAŞ öncesi, bu tutuklamalar ise manidardır.
Öte yandan tutuklanalar, 2003 yılında yapılan bir seminere katılanlar, emekli, muvazzaf, kuvvet komutanları ve yüksek rütbeli subaylardır. Hilmi ÖZKÖK' ün haberi olmadan bu seminerin yapılması, mümkün olmadığına göre, Şayet ortada bir suç unsuru varsa, 2003 yılında Genel Kurmay Başkanlığı yapan, Hilmi ÖZKÖK' ün de tutuklular arasında olması gerekirdi. Yine 27 Nisan e-muhtırası parlamentonun işleyişini aksatan, halk iradesine karşı yapılmış düpedüz bir muhtıra ve bir askeri girişimdir. Eski Genel Kurmay Başkanı BÜYÜKANIT' ın da yargıya sevk edilmesi gerekirdi. Ayrıca altına en son model zırhlı araba alınmış olan Yaşar BÜYÜKANIT, Dolmabahçe' de, Başbakan. Sayın ERDOĞAN' la, ne konuştuklarını da kamuoyu ile paylaşmak zorundadır.
Her iki Genel Kurmay Başkanı da, icraatları ile TSK' ya zarar vermiştir. Nitekim büyük Önder ATATÜRK, " BİR ORDUNUN DEĞERİ, SUBAY VE KUMANDA HAYATININ DEĞERİ İLE ÖLÇÜLÜR " demiştir.
Elbette her kurum/kuruluşta olduğu gibi, TSK içinde de suç işleyen kişi/kişiler vardır. Varsa, bu insanlar elbette yargı önüne çıkartılmalı, hak ettikleri cezada verilmelidir. Ancak TSK' yı yıpratacak, görüntü içinde bu işi yürütmek, hem TSK' ya, hem de ülkeye zarar verir. Amaç yargılamaksa, bu askerler tutuklamadan da yargı süreci devam edebilir. Yargılama sonucu, suçlu olanlar varsa, tutuklanabilirdi. Maksat, TSK' yı etkisiz hale getirmek ve yıpratmak ise bunun ne mazereti, ne de kabul edilir bir tarafı vardır.
Öte yandan Türk Silahlı Kuvvetleri, İç Hizmet Kanunu' nun 35. maddesi, CHP tarafından darbelere gerekçe gösterilerek kaldırılması istendi. CHP, buna niçin gerek duydu bilinmez ama bu, TSK' nın, varlığını inkârdan başka bir şey değildir. Ayrıca KORKUNUN ECELE FAYDASI YOKTUR. Acaba CHP' de, Asker üzerinde nemalanmak mı istiyor? Çünkü İç Hizmet Kanunu' nun 35. maddesinde, " TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİN VAZİFESİ, TÜRK YURDUNU VE ANAYASA İLE TAYİN EDİLMİŞ OLAN TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KOLLAMAK VE KORUMAKTIR." Hükmü yer alır. Bu görevi, TSK tarafından, yerine getirilmeyecekse, o zaman "TSK" ya ihtiyaç yok. Teklif, art niyetli olup, siyasidir. Kanunun, hükmü açık nettir. Bu görev, siyasetçilere bırakılırsa, ne ülke bütünlüğü kalır, ne de hukuk kalır. Siyasetin girdiği kurum/kuruluşların, durumu ortada. Ayrıca Türkiye' nin, onca çözüm bekleyen hayati sorunları varken, TSK ile uğraşılması maksatlı değilse nedir?
Asker üzerinden, 35. maddeyi kaldırmak isteyen siyasetçiler, Türk tarihini, ya bilmiyorlar, ya da bilmezlikten geliyorlar. Çünkü Türk toplumunu, bugüne kadar iki unsur taşımıştır. Biri "KÖYLÜ " diğer ise ASKER" dir. Nitekim Büyük Önder Atatürk " MEMLEKTİMİZİ ŞU İKİ ŞEYİN MEMLEKETİDİR. BİRİ ÇİFTÇİ, DİĞERİ ASKERDİR. BİZ ÇOK İYİ ÇİFTÇİ VE ÇOK İYİ ASKER YETİŞTİREN BİR MİLLETİZ. İYİ ÇİFTÇİ YETİŞTİRDİK. ÇÜNKÜ TOPRAKLARIMIZ ÇOKTUR. İYİ ASKER YETİŞTİRDİK, ÇÜNKÜ O TOPRAKLARA GÖZ DİKEN DÜŞMANLARIMIZ FAZLADIR." Demiştir.
Yine Büyük Önder Atatürk " TÜRKİYE' NİN GERÇEK SAHİBİ VE EFENDİSİ HAKİKİ ÜRETİCİ OLAN KÖYLÜDÜR. O HERKESTEN DAHA ÇOK REFAH, MUTLULUK VE SERVETE HAK KAZANMIŞ VE LAYIK OLAN KÖYLÜDÜR" diyerek bir gerçeği bugünkü nesillere hatırlatmıştı.
Geçmişte dünyada, kendi kedine yeterli tarım ürünleri üreten Türkiye, IMF reçeteleri sonrası, tarım ürünleri ithal eden ülke haline getirildi. Böylece köylü üreten değil tüketen kesim oldu. Oysa Atatürk, "köylü Millet'in efendisidir" demedi, "bu ülkenin asıl sahibi / efendisi, "üretici olan köylü" dür! dedi.
Son yıllarda, köylü gibi, TSK' da, dış ve iç şer odakları tarafından, etkisiz hale getirilmek istenmektedir. Oysa "KÖYLÜ" ve TSK, Türk toplumunun, en büyük güvencesidir. Hatta varlığının, teminatıdır. O nedenle de Türk halkı, "KÖYLÜ" ve " ASKERE" sahip çıkarak tarihte olduğu gibi, ya varlığını sürdürecek, ya da dış ve iç şer odakların, köylü ve TSK' nın, etkisiz hale getirmesini seyrederek, ülke bütünlüğünü ve bağımsızlığını tehlikeye düşürecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi