4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KRİZLERDE, SEÇMENİN DE PAYI VAR

DİSK ve KESK, birlikte düzenlediği Cumartesi günkü, "İşsizliğe, Yoksulluğa ve Zamlara Karşı Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi"nde, DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, "Artık söz bitti. Eylem vaktidir. Kriz henüz geçmedi. Tam da kalbimize saplandı" derken KESK Başkanı Sami Evren, "Son bir yılda 250 bin kişi işten atıldı. 2008'in ilk 10 ayında 41 bin dükkân kapandı. 500 bin kişi kredi kartının borcunu ödeyemedi. 160 bin çek karşılıksız çıktı. Bu tablo size neyi hatırlatıyor sayın hükümet?" diye sordu ama demokrasi ile idare edilen ülkemizde, bugün şikâyet ettikleri ekonomik tabloda, seçmen olarak kedilerinin de payının olduğunu unuttu. Çünkü beğenmedikleri ve sorumlu tutukları, AKP iktidarı, genel seçimlerde, %47 oy aldı. Yani meydandaki iki kişiden biri, AKP' yi tercih etti.
Ayrıca eleştirilen ekonomik tablodan, her kesim az veya çok payı ve sorumluluğu vardır. Bu sorumsuzluk, Türkiye' yi yıllardır, IMF' ye, muhtaç etti. Bugünde hükümet, çözümü, IMF' de arıyor.
Hülasa Türkiye çok partili dönemde, çalışmadan, üretmeden, yorulmadan, rahat yaşamanın yollarını arandı. Çözüm olarak da dış borçlanma çare olarak düşünüldü. Ülke bağımsızlığı da tehlikeye atıldı. Ülkemiz insanı, IMF' nin, haksız ve yersiz politikaları sonuncu daha da yoksullaştı. Türkiye, her ekonomik krizde kendisini, IMF'nin kapısında buldu. Bu kuruluşun, ülkemize, ne getirip, götürdüğü de hiçbir zaman hesabı edilmedi. Sonuçta da Türkiye, her yıl, IMF'ye toplam 1 milyar dolar civarında faiz ödeyerek, IMF'nin cari harcamalarını, finanse eden tek ülke konumuna da geldi.
Bugüne kadar uygulanan tüm IMF programlarının, faturasını tüm sektörler ve halkımız ödedi. Türkiye'nin, sadece bankacılık sektöründe ödediği fatura bile, orta büyüklükteki bir ülkenin, milli gelirine eşit bir büyüklük oluşturdu
Türkiye, 1999 yılından, Mayıs ayı sonuna kadar, Türkiye IMF'den toplam 43 milyar dolar borç kullandı. Bu borcun 34,7 milyar dolarlık kısmı geri ödendi. Bu dönemde Türkiye, IMF'ye faiz olarak 5,6 milyar dolar verdi. 2007 Mayıs sonu itibariyle Türkiye'nin, IMF'ye toplam 8,7 milyar dolar borcu bulunuyor. Ancak IMF' nin, her 100 dolarlık alacağının, 51 dolarını Türkiye'nin borcu oluşturuyor. Türkiye'yi 1,4 milyar dolarla Pakistan, 812 milyon dolarla Ukrayna izliyor.
IMF, kurulduğu 1946 yılından bu yana, program uyguladığı ülkelerin, büyük bölümünü borç tuzağına sürüklerken, milyonlarca insanın, işsiz, aç kalmasına, kanlı sokak ayaklanmalarına, darbelere neden oldu. Dünyadaki, tablo ortada iken, Türkiye hala çözümü IMF' nin programlarında aramaktadır.
Küresel kriz nedeniyle, AKP iktidarı, tekrar IMF' nin kapısında. Ancak IMF ile yapılacak anlaşmanın, boyutu ve yapısı, yanında, hükümetin yerel seçimler öncesi harcamaları ne kadar kesmeye istekli olduğuna ve IMF'nin, geleneksel sıkılığını gevşetmeyi isteyip istemediğine de bağlıdır. Ancak Türkiye' nin, yeni bir anlaşma kapsamında, 40 milyar dolara varan rakamlardan söz ediliyor. Şayet bu doğru ise Türkiye' yi çok zor günler bekliyor.
Şu bir gerçek ki, dünya ve ülkemizde, ne zaman hayati bir sorun çıksa, sosyal, ekonomik ve politik yapılarda, hemen tesirini gösterir. Bilhassa ekonomik bozulma birinci plana geçerek politik yapıyı sarsar. Sosyal yapıdaki sarsıntılar, ilk önce toplumda büyük tepki yaratmaz gibi görülür. Ancak bütün bozuklukların, ekonomik yapının düzelmesi ile ortadan kalkacağı kanısı topluma mal edilmeye çalışılarak, sosyal yapıdaki sarsıntıların üstü örtülmeye çalışılır. Oysa bu bir ülke için, huzursuzluğun, hatta felaketin de başlangıcıdır
Türkiye, IMF ile ne gibi bir anlaşma yapacak bilinmez ama Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, IMF ile teknik görüşmelerin devam ettiğini belirtti. Ve IMF'nin, muhtemel bir programda, "çok önemli mali ve yapısal ayarlamalar" istediğini de vurguladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise IMF ile görüşmelerin, henüz netleşmediğini söyledi.
İşçi kesimi ise IMF ile yapılacak anlaşmaya karşıdır. DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, hükümetin IMF ile yeni bir anlaşma yapmasına karşı çıktı. Kriz yükünün sermayenin üzerinden, alıp emekçilere yıkılacağını söyledi hükümet ve sermaye çevrelerinin İşsizlik Sigortası Fonu'nda biriken paraya göz diktiğini" de savunarak " İşsizlik Sigortası'nın amacı dışında, kullanılmasına izin asla vermeyeceğiz" .dedi
Elbette küresel kriz, Türkiye' yi de etkileyecektir. Bu doğaldır. İsterdik ki krizden etkilenen taraflar, sorunları aralarında tartışarak, bir ortak payda da buluşup, krizle, mücadelede birlikte hareket etsinler. Ancak Türkiye' de, krizlerde çözüm, perde gerisinde ve meydanlarda aranıyor. Hal böyle olunca da fatura da tüm kesimler çıkartılıyor. Çok yazık...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi