KÜLLERİNDEN DOĞAN ESER

Thomas Cariyle, muhteşem eseri Fransız Devrimi isimli kitabını yazmayı bitirdiğinde derin bir "oh" çekti. Bu büyük el yazması eser, onun bütün hayatında yaptığı en zor işlerden birisi olmuş ve tam iki yılını almıştı. Kelimenin tam anlamıyla, kitaba her şeyini vermiş; parlak zihninde oynaşan düşünceleri sabırla bu kitaba yansıtmıştı. Ama en sonunda bitmişti ve şimdi eseri karşısında duruyordu. Parşömenleri bir iple bağlayıp, fikrini almak için yakın dostu John Stuart Mill'e götürdü.
Günler geçti ve bir akşam vakti Carlyle'ın kapısında atlı bir araba durdu. Cariyle sevinç İçinde kapıya doğru gitti; bu Mill'İn arabasıydı. Yeni eseri hakkındaki düşüncelerini öğrenmek için sabırsızlanıyordu.
Kapıyı açtığında, John Stuart Mill'in bembeyaz kesilmiş hasta yüzüyle karşılaştı.
- Ne oldu? diye sordu Cariyle, bir taraftan arkadaşını içeri çekerken. Kelimeler Mill'in ağzından zorlukla dökülüyordu. Sonunda korkunç gerçeği söyleyebildi: Mill'in hizmetçisi, Cariyle'ın parşömenlerini bilmeden şömineyi yakmak için kullanmıştı!
O sırada, Thomas Cariyle hiçbir şey söylemedi, ama çok üzüldüğü her halinden belliydi. Daha sonraları, günlerce odasını bir ileri, bir geri adımladı ve başına gelen bu felâkete lanetler yağdırdı. Hayatının iki yılı kelimenin tam anlamıyla kül olmuştu! Bundan sonra ne yapacaktı? İçindeki her şeyi o yanmış kitaba akıtmıştı ve şimdi kuruduğunu hissediyordu. Pınarında hiçbir şey kalmamış gibiydi. İçindeki ateşi yeniden tutuşturması ve ilk yazdığı esere döktüğü bilgi ve duygularını yeniden kazanması mümkün değildi. Ümitsizliğe teslim olarak her defasında başını iki yana sallayıp duruyordu.
Thomas Cariyle, her gün, yukarı kattaki odasından saatler boyu pencereden dışarı bakmaya başladı. Sanki dışarıya değil de, içindeki hiçliğe bakıyordu gözleri. Bir sabah, pencereden dı-şarıya, evlerin çatılarına hüzünlü gözlerle bakarken, dikkatini uzaklardaki bir adamın kesik kesik hareketleri çekti. Gözünü ona doğru odakladığında gördüğü şeyin ne olduğunu anladı.
Bir duvar ustasıydı bu. Tuğlaları üst üste koyarak duvar örüyordu. Cariyle onu izlemeye başladı. Adam her tuğlayı koy-duktan sonra usulca harcı sürüyor, sonra başka bir tuğlayı ko-yuyordu. İşiniı sevdiği hareketlerinden kolayca anlaşılabiliyordu. Cariyle gün boyu onu seyrederken, duvar ustasının tuğlaları sabırla üst üste koymasından harika görünümlü, ama aynı za-manda işe yarar bir duvarın şekillenmekte olduğunu fark etti.
Birden ünlü yazarın zihninde bir şimşek çaktı! Nasıl sabır, sebat ve gayeye bağlılık tuğladan bir duvar ortaya çıkarıyorsa, kendisi de Fransız Devrimi kitabını pekâlâ yeniden ayağa kaldı-rabilirdi.
Ruhuna nihayet huzur ve sükûn gelmiş, fikirler yine ak-maya başlamıştı! Thomas Cariyle yenilgi düşüncesini bir tarafa attı ve hayatının en büyük eserini yazmaya yeniden başladı. Zihni müthiş bir süratle işliyor, çalışması umulmadık şekilde hız-lı ilerliyordu.
Aynı yılın, 1837, Eylül ayı bitmeden Cariyle yanıp kül olmuş kitabından daha geniş, daha mükemmel bir eseri yazmayı ta-mamlamıştı bile!

Önceki ve Sonraki Yazılar
AKTÜEL Arşivi