4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KÜRESEL ISINMA KAPIDA

TEMA ile ilgili yazımızdan sonra, TEMA Vakfı hakkında, çok olumlu görüşler geldi. Özellikle de Tema Hizmet binasının, gönüllüler tarafında gerçekleştirilmesi, Tepebaşı Belediyesi dışındaki kurum/kuruluşların katkıda bulunması, açılışa Tepebaşı belediye başkanı Sayın ATAÇ, dışında Milletvekillerinin ve Belediye başkanlarının katılmaması eleştiri aldı.
Bir okuyucumuzun, " ... Küresel ısınmanın ve erozyonun gündemde olduğu şu günlerde, TEMA' nın çalışmalarına, katkıda bulunmamak, Hem ülke, hem de Eskişehir açısında kabul edilecek bir gelişme değildir. Gönül isterdik ki binanın yapımını gönüllüler değil de Eskişehir'deki kurum/kuruluşlar ve sivil toplum örgütleri üslensin. Çünkü TEMA Vakfı ve gönüllüleri, ülkemiz topraklarının korunmasının teminatıdır." sözü dikkat çekti.
Aslında ülkemizde, iklim değişikliği ve doğal afetler, Küresel ısınmanın eseridir. Özellikle de son yıllarda, mevsimler birbirine karıştı, baharı görmeden yaz geldi. Dünya ve ülkemizin, her yerinde görülmeye başlayan kavurucu sıcaklar, kuraklık, seller, ülkemizin ve dünyanın, yeni kâbusu küresel ısınmanın, kapıda olduğunun da işaretidir.
Bilim adamları dünyada, Karbondioksit oranı artığını, deniz seviyesi yükseleceğini, okyanusların ısındığını, buzulların erdiğini, bunlara neden olan kürsel ısınmanın önüne geçilmezse, felaketin kapıda olduğunu sürekli tekrar ediyorlar.
Diğer yandan son yıllarda, dünyada, orman yangınları artıyor, göller küçülüyor, ırmaklar kuruyor, ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, bitkiler erken çiçek açıyor, göç dönemleri değişiyor, yüksek enlemlerde sıcaklık artıyor ama hala insanlar bu gelişmeleri, yeteri kadar dikkate almıyor.
Bütün bu gelişmelerin sebebi olarak da," Küresel ısınma" gösteriliyor
Atmosferdeki karbondioksit gazı tabakası tıpkı bir "sera" gibi güneş ışınlarının içeri girmesine izin veriyor ancak ısının dışarı çıkmasına engel oluyor. Eğer sera etkisi olmasaydı, dünyada yaşam olmazdı, deniyor ama yeteri kadar tedbir de alınmıyor.
Son yıllarda ise küresel ısınma dengeleri altüst etti. Bu alanda incelemede bulunan bilim adamları, Çin ve Hindistan'ın, bu artışa, büyük katkısı olduğunu öne sürüyorlar. Ancak, "dünya karbondioksit üretimi"ni sıraya koyduğunda, ABD başı çekiyor. Atmosfere, yılda 220 milyon ton karbondioksit bırakan, Türkiye ise 20.sıradadır..
Dünyada, Atmosfere, yılda ortalama 21 milyar ton karbondioksit salınıyor ve bu miktar giderek artıyor. Dünya Yaban Hayatı Koruma Fonu (WWF) nın raporuna göre de Akdeniz havzasında bulunan Türkiye'de, 40 dereceye yakın sıcaklıklar, mevsim normali olacak ve tarım alanlarının, yüzde 40'ı kuruyacaktır.
Bilim adamlarına göre, küresel ısınma önlenemediği taktirde Türkiye, 100 yıl içinde Kuzey Afrika'ya dönecek. Yağışlar azalacak, başta GAP bölgesi olmak üzere, tüm nehirlerin taşıdığı su miktarı düşecek. Baraj göllerinde, su seviyesi azalacak, hidroelektrik enerji üretimi ciddi oranda aksayacaktır. Yüksek basınç kuşağının kuzeye kaymasıyla, ülkemizde hakim olabilecek tropikale benzer bir iklim; düzensiz, ani ve şiddetli yağışlar, seller, hortum, kasırga, heyelan ve erozyona yol açacak. Kasırga ve fırtınaların tetikleyeceği seller, can ve mal kaybına neden olacaktır.
Isınmayla birlikte denizlerimizdeki sıcaklık rejimleri değişecek. Balıkların göç yolları bozulacak. Karadeniz' de Hamsi kalmayacak, sıcaklıklarla birlikte orman yangınları ile tarımsal hastalık ve tarım zararlılarında, büyük artışlar görülecektir.
Ankara Ticaret Odası'nın hazırladığı "Küresel Isınma kıskacında Türkiye" raporuna göre, Türkiye iklim değişikliğinin olumsuz etkileri açısından, "risk grubundaki ülkeler" arasında yer alıyor. Türkiye'de kuraklaşma, seller hızla artıyor, içme suları ise azalıyor. Son 70 yılda 70 istasyonda kaydedilen sıcaklık verilerine göre, Türkiye'nin yıllık ortalama sıcaklıkları artma eğiliminde.
Küresel ısınma, Akdeniz yerine, Karadeniz'i öne çıkaracak. Kar yağışı, giderek azalacak. Hatta kış mevsimi ortadan kalkacak. İklim değişiklikleri, göçlere neden olacaktır. Türkiye'de yaşayanlar, kuzeye yerleşmeye çalışacak. Araştırmalara göre, 2030'da Türkiye'nin büyük bir kısmı oldukça kuru ve sıcak bir iklimin etkisine girecek, sıcaklıklar artacaktır.
Küresel ısınma, Eskişehir' de etkilenecek. Bu etkinin yaratacağı zarar, il bazında yapılacak, ağaçlandırma ve erozyon çalışmaları yanında, İlimizdeki ormanların ve su havzalarının, özellikle de yeraltı sularının korunması ile de orantılı olacaktır. Bu alanlarda kentin stratejileri belirlenmeli, sürekli ve kalıcı bir şekilde gündemde tutulmalıdır.
Eskişehir'deki, kurum/kuruluşlar ve kişi/kişiler küresel ısınma ve erozyonla mücadelede elini taşın altına koymalı, üzerine düşenleri de eksiksiz yerine getirmelidir. Özellikle de TEMA gibi kuruluşların, çalışmalarına katkıda bulunulmalıdır. Çünkü gidebileceğimiz, bir başka TÜRKİYE ve Eskişehir yoktur...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi