4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

KÜRT TÜRK KARDEŞTİR

Eskişehir Küçük Millet Meclisi, yerel gündeminde, "Eskişehir'de mülteci olmak" genel gündemine ise "Bitmeyen çatışmalar ve topluma etkisi" konularında, farklı görüşleri masaya yatırıldı. Toplantıda, bir konuşmacının, Kürt-Türk kardeşliğine ve dostluğuna zarar verecek, ifadelerde bulunması, dikkat çekti.
Oysa Türkler ve Kürtler arasında, akrabalık ilişkileri ve kan bağının olduğu, bilinen bir gerçektir. İki toplum arasında, evlilikler yoluyla, aile bağları kurulmuş, özellikle de göç ve kentleşmenin, yol açtığı demografik hareketlilik ve heterojenleşme ile Türkler ve Kürtler arasında, evlilik yoluyla, akrabalık ilişki oranını daha da artmıştır.
Türk-Kürt savaşı, çıkarmaya çalışanlara, en güzel cevap, kardeşliktir. Çünkü bugünkü sorun, Türk-Kürt sorunu değildir. Batılı ülkelerin, Ortadoğu ile birlikte, Kafkas ve Orta Asya' nın, zengin enerji kaynaklarını, kontrol altında tutulmak istemesidir. Bu nedenle de Batı ülkeleri, Ortadoğu' da, kendisine rakip olacak, bir gücün yükselmesinin önlemek istiyorlar. O nedenle de bu bölgelerde, kilit durumuna gelen, güçlü bir Türkiye istenmiyor.
O nedenle de Batı ülkeleri, yıllardır taşeron terör örgütleri, özellikle de PKK aracılığıyla, "Kürt-Türk" arasında etnik veya "Alevi-Sünni" mezhepleri arasında da "Dini" nefreti körükleyerek, ülkemizi ve Ortadoğu'yu, kaosa sürüklemek veya bölmek ve parçalayarak bu bölgelerdeki petrol, doğalgaz gibi, değerlere sahip olmak istiyorlar.
Geçmişte de bu senaryoyu görmüştük. Batı ülkeleri, Türkleri, Avrupa'dan atmak için, bugün olduğu gibi, Balkanlar'da, "IRKİ" ve DİNİ" taassupları körüklendiler. Önce Balkan toplumlarının, milliyetçilik hisleri kamçılandı. Daha sonra da ayaklanmalar, sonra da savaşlarla, istenen sonuca ulaşıldı.
Bugün de aynı senaryolar ve stratejiler, Türkiye' nin gündemindedir.
Türk halkı, dış ve iç şer odakların yaratmak istediği , "DİNSEL" ve " ETNİK" nefrete karşı çıkmak zorundadır. Çünkü etnik ve dinsel nefret olan, her toplumda, kaos vardır. Nitekim CİA Başkanlarından George. J. TENET, "NEREDE BİR ÖNYARGI VE NEFRETLE KARŞILARŞISAN KARŞILAŞ, MÜCADELE ET. NEREDE KAOS VARSA, BİLKİ ARKASINDA, DİNSEL VE ETNİK NEFRET VARDIR" demişti
Ayrıca ülkemizin kurucusu, Atatürk'ün ulus projesinde, " Türk, Gürcü, Boşnak Kürt, Laz, Çerkez, Arnavut, Arap gibi farklı etnik kökenleri, öne çıkaran bir model değildir. Aksine, bütün etnik kökenleri ve kültürleri, "Türk ulusu" üst kimliği altında birleştirir. Nitekim Büyük Önder Atatürk " Diyarbakır' lı, Van' lı, Trabzon' lu, İstanbul' lu, Trakya' lı ve Makedonya 'lı hep bu ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarıdır" demiştir.
Yıllardır, yaşanan sıkıntılara rağmen de Türklerin ve Kürtlerin, birbirlerine sırt çevirmediklerini, birbirleriyle ilgili hâlâ olumlu kanaatler taşıdıklarını, araştırmalarla tescil edilmiştir. Nitekim SETA ve Pollmark'ın araştırmasına katılan Türklerin, % 57,1'inin Kürtlere ilişkin olumlu, % 24,6'sının olumsuz kanaat taşıdıkları, % 18,3'lük gibi bir kitlenin bu konuda,fikir belirtmedikleri tespit edilmiştir.
Araştırmada, Kürtlerle evlenme, arkadaş, komşu ve iş ortağı olma gibi, günlük hayatta birlikteliği gerektiren sorulara, verilen olumlu cevapların, çok daha yüksek oranda olduğu da yer almıştır. O nedenle de Kürt-Türk dostluğu bakidir.
Türkler ve Kürtlerin, paylaştıkları ortak mekânların, kurdukları sosyal ve ailevi ilişkilerin, ne kadar kapsamlı olduğu da ortadadır. SETA ve Pollmark'ın Araştırmasına katılan Türklerin ,% 33,8'i, yakın akrabaları arasında, bir Kürt olduğunu belirtmekte, % 66,2'si ise yakın akrabaları arasında, bir Kürt olmadığını ifade etmektedir. Bu da Türklerin, üçte birinin, en azından bir Kürt'le akraba olduğunu, aile bağı ile bağı oluştuğunu göstermektedir.
SETA ve Pollmark'ın araştırmasına göre,. Kürtlerin % 67'si yakın akrabaları arasında, bir Türk olduğunu, % 33'ü ise yakın akrabaları arasında, bir Türk olmadığını ifade etmektedir. Yine araştırmasına katılan, Türklerin % 59,8'i, yakın arkadaşları arasında bir Kürt olduğunu, belirtmiştir.
Bin yılı aşkın bir süre, birlikte yaşama deneyimi, Türkler ve Kürtler arasında aile, arkadaşlık ve komşuluk ilişkilerinin, kurulmasına ve bu ilişkilerin, zaman içinde derinleşmesine, kız alıp, vererek, akraba olmalarına neden olmuştur. Bugün her iki Türk'ten birinin, Kürt komşusu olduğu, toplumsal ve kamusal mekânları paylaştıkları görülmektedir.
Yıllardır, batı ülkelerinin, etnik ve dinsel senaryoları sonucu, yaşanan şiddet, terör, kışkırtma ve iki kesimi, birbirinden soğutma çabaları, sosyolojik sonuçlar doğurmamış, yani Türk ve Kürt halkı, birbirinden koparılamamıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi