Adamın biri bir gün kafayı iyice çekip eve doğru yola koyulmuş ve önündeki çukuru görmeden güm diye içine düşmüş.
Başlamış bağırmaya:
"Kimse yok muuuu kimse yok muuuu."
Bu arada oradan geçen hacının biri gelip bakmış adam zurna gibi sarhoş
"Bak hemşerim seni bu çukurdan çıkarırım ama söz ver
bir daha içmeyeceksin.."
Adam düşünmüş ve başlamış bağırmaya
"Başka kimse yok muuuu.."
Cumartesi günü, yani yarın Eskişehirspor olağanüstü kongre yapıyor.
Mevcut Mesut Hoşcan yönetimi, yeniden aday olmaya kararlı gibi...
-"Halil Ünal aday olursa ben de adayım" düşüncesi taşıyor.
Eski Başkan Halil Ünal'ın hala aday olup olmayacağı netlik kazanmış değil.
-"Başka aday çıkmazsa ben talibim ama Mesut Hoşcan aday olursa alsın hayrını görsün" diyor.
Yani...
Ortada her ne kadar aday olup olmayacakları muallâkta olsa da iki isim var.
Biri Mesut Hoşcan, diğeri Halil Ünal.
Ancak...
Eskişehirspor kamuoyu her iki aday ismi ile ilgili çok da memnuniyet taşımıyor.
Büyük bir çoğunluk:
Mesut Hoşcan gitsin istiyor ama yerine de Halil Ünal gelmesin istiyor.
Kısacası...
Eskişehirspor, fıkrada çukura düşen adam misali "Başka kurtaracak yok mu?" diye bağıran pozisyonuna gelmiş durumda.
"Kurtaracak adam" yani, üçüncü isim bugün yarın çıktı çıktı...
Çıkmadı...
Hiç temenni etmeyiz ama, Kongre sonucu ne olursa olsun Eskişehirspor'un çukurdaki hali pek iç açıcı gözükmüyor...
****************
Kinaye yaptık doğru çıktı iyi mi?
Çok ilginç:
Bundan tamı tamına dört yıl önce bir yazı kaleme almışız.
Yazıda aynen şunları söylemişiz:
"Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan 1/25000 lik planlara itirazlar yapıldı.
Yapılan itirazlar, mecliste red edildi.
Bunun üzerine itiraz sahipleri mahkemeye gitti.
Mahkeme de, yapılan planların, bazı ilklere uymadığı gerekçesiyle iptal edilmesine karar verdi.
Mahkeme kararını uygulayan Büyükşehir Belediye Meclisi de, yaptığı imar planlarını iptal etmek durumunda kaldı.
İşte bu süreç içinde Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, planların iptal edilmesi için mahkemeye gidenlerden biri olan Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan'ı şehrin önünü tıkamakla suçladı.
Bir anlamda;
-"Niye mahkemeye gidiyorsun ki?" demeye getirdi.
Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan da, ETO Meclis toplantısında;
-"Sanki bize mahkemeye gitmekten başka yol mu bıraktın" dercesine, planlara müdahil olmak için çaba harcadıklarını, her defasında bu taleplerinin dikkate bile alınmadığını ifade etti.
Bu süreç bizi ister istemez 10 yıl öncesine götürdü.
Bilenler hatırlayacaktır.
Yılmaz Büyükerşen'in ilk belediye Başkanlığı döneminde bir projesi vardı.
Köprübaşında, şimdiki İş bankasının olduğu yerden başlayarak, Salhane kavşağına kadar olan yapıları yıkarak, Porsuk sahil şeridini açmak istiyordu.
Buna göre projeleri de yaptı.
Doğrusunu söylemek gerekirse, o dönemde bizim de doğru olduğuna, Eskişehir'e prestij kazandıracağına inandığımız bir projeydi bu.
Ancak...
Orada yapıları bulunan mülk sahipleri, dava açtılar.
Avukat olarak da Kazım Kurt'u tuttular.
O yıllarda Büyükerşen DSP nin Belediye Başkanı, Kazım Kurt ise CHP nin önemli bir ismiydi.
Birbirlerini de pek çok sevdikleri söylenilemezdi.
Her neyse...
Kazım Kurt'un açmış olduğu davalar tek tek kazanıldı.
Bunun üzerine projenin yapılma imkânı ortadan kalktı.
Mülk sahipleri mülklerini kurtardı ama proje tam anlamıyla yattı.
Porsuk'un sözünü ettiğimiz sahil şeridi de, bugüne kadar o kötü haliyle kaldı.
İşte bu gelişme sonrasında Büyükerşen, özellikle Kazım Kurt'a tepki gösterip, şehrin önünü tıkamakla suçlamış...
Kazım Kurt da;
-"Kararı ben değil Adalet veriyor. Hukukun verdiği karara herkes saygılı olmalıdır" demişti.
Aradan yıllar geçti, Büyükerşen ile Kazım Kurt'un yolları birleşti.
Aynı partide ve aynı Belediye çatısı altında buluştular.
Büyükerşen, önce meclis üyesi olarak yanına aldığı Kazım Kurt'u ardından Meclise taşıdı.
Yani...
10 yıl önce şehrin önünü tıkadığını söylediği Kazım Kurt'u, referans olarak Milletvekili yaptı.
Şimdi aynı Büyükerşen, Ticaret Odası Başkanı Harun Karacan'ı, planları iptal ettirdiği için Şehrin önünü tıkamakla suçluyor.
Ne dersiniz?
Harun Karacan'a da ileride, tıpkı Kazım Kurt gibi Milletvekilliği yolu mu açılıyor?"
***
Biz yazıyı kaleme alırken bir kinayede bulunmak istemiştik ama...
Gördüğünüz gibi 4 yıl sonra espri olsun diye yaptığımız tespit doğru çıktı.
Büyükşehir belediyesine karşı dava açan Kazım Kurt'tan sonra Harun Karacan da Milletvekili oldu.
Bu burumu sakın ola "Büyükşehir'e dava açan milletvekili olacak" diye algılamayın.
Olsa olsa tesadüftür.
Zaten biz de bu yazıyı, gerçeğe dönüşen tesadüf olması açısından hatırlattık.
Şehri yönetenler de bunu bilsinler...
-"Çevre yolları yetersiz. Şehrin ortasından geçen yolun üç şeride çıkartılması belki bugünü kurtardı ama, geleceği kurtarmayacak. O yüzden yeni Çevre yolları yapılmalı"
-"Hemzemin geçitlerinin yer altına alınması çok yavaş ilerliyor. Bu da şehre sıkıntı yaratıyor"
-"Çevreyolunun etrafında ki mahalleler çok ilkel görüntü sergiliyor. Biran önce kentsel dönüşüm çalışmaları yapılmalı"
-"Stadyumun Eskişehir'e hiç yakışmıyor.Ya olduğu yere ya da bir başka yere güzel bir Stadyum yapılmalı...
-"Koca şehirde bir tane kent meydanı yok"
"Mevcut 3 güzel parkın yanı sıra, şehrin 3-4 yerine daha benzeri parklar yapılmalı"
-"Kent merkezinde tek katlı köy evleri var"
"Ne olacak bu trafiğin hali?"
Yukarıda okuduğunuz olumsuzluklar Eskişehir ile ilgili olumsuzluklar.
Bu olumsuzlukları söyleyenler de bizzat bu şehirde yaşayanlar.
İnternete girip google den "Eskişehir'in sorunları" diye arama yaptırın, karşınıza bu ve benzeri sorunlar çıkıyor.
İşin ilginç yanı...
Eskişehir'de yaşayanların bildiği bu sorunları nedense bu şehri yönetenler bilmiyor olsa gerek.
Bilmiş olsalar çözerlerdi değil mi?
