
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Kurulduğunda bu parti 400 oyla 4 ncü Milletvekilliğini kaybetti
AK partinin Eskişehir'deki kurucu il Başkanı Osman Yüksel ile konuşuyoruz.
Her seçim yenilgisi sonrasında yapılan "Bu duruma gelinmesinde partinin kuruluşundan bu yana yapılan yanlışlar var" şeklindeki eleştiriyi kabul etmediğini söylüyor önce.
Ardından da, tarihlerini vererek başlıyor anlatmaya:
-"Kuruluşta görev alan yöneticiler bu parti için elinden geleni yapmıştır. Benim de içinde bulunduğum yönetimler o yıllarda olağanüstü gayret gösterdiler. Belki unutuldu ama biz 2002 seçimlerinde Eskişehir'de dördüncü Milletvekilliğini 300-400 oyla kaybettik. 2004 Mahalli seçimleri de belki unutulmuştur ama, buz o seçimlerde Odunphazarı ve Tepebaşı Belediyelerini kazanıp, büyükşehir belediyesini de 9 Bin gibi az bir oy farkı ile kaybettik. Anlayacağınız, bu partinin Eskişehir'de kuruluşu ve sonrasında ki birkaç yılda hiçbir sorun yok. Problem daha sonraki yıllarda başlıyor" diyen Osman Yüksel, şöyle tamamlıyor sözlerini;
-"Bakın ne olduysa 2006 yılından sonra oluyor. 2007 yılında önce elimizdeki Tepebaşı Belediyesi gidiyor, 2014'de de Odunpazarı Belediyesi. Demek ki sıkıntı ne kuruluş yılları, ne de kuruluş yıllarının ardından gelen birkaç yılda. Bütün sorun, 2006 yılını takip eden yıllardadır. Bunun da nedenini , o yıllarda parti dengelerinin ne şekilde değiştiği zaten herkes tarafından çok iyi biliniyor"
----------------------------------------------
CHP'ye bir hal'ler oldu...
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkez binasının üzerinde bulunan isim tabelasında K harfi nasıl olduysa düşmüş.
"Halk" yazısı yerine "Hal" yazısı çıkmış ortaya.
Hürriyet gazetesi fotoğraflamış durumu.
Gazeteye de "Cumhuriyet Halk Partisine bir Hal'ler oluyor" başlığı atmış.
Dün CHP'li bir dostumuz aradı.
İsim vermeyelim, zire verdiğimizde olay dönüp dolaşıp verdiğimiz ismi Disiplin kurulu ile karşı karşıya getirebiliyor.
Her neyse...
Arayan CHP'li dostumuz, Başbakan'ın Ermenilerle ilgili söylemiş olduğu son sözlerini hatırlattı önce.
Ardından da...
-"Erdoğan, muhafazakar olan tabanını bile Ermenilerle empati yapabilecek bir noktaya getiriyor. Aynı muhafazakâr tabanını, Kürtlerle olan meselede barışçıl bir konuma taşıyor. Bunu asıl bizim partimiz yapması gerekmiyor mu? Bence bunu CHP yapmalıydı. Peki CHP ne yapıyor? Her geçen gün daha da çok MHP'ye yaklaşıyor. Geride bıraktığımız seçim süreci, hem MHP kökenli adayların belirlenmesi, hem de yapılan ülkücü işaretleri bunun ispatıdır. Sonuç olarak, AK Parti yönetimi tabanını evrensel girişim ve söylemlerle ileri taşıyor gözükürken, CHP yönetimi tabanını geri götürüyor gibi bir durum var ortada" dedi.
CHP'li dostumuza, tüm bunların gündem değiştirme adına yapılıp yapılmadığını soruyoruz...
-"Niyet ne olursa olsun" diyor önce...
Son söz olarak da....
-"Sen, Sol'un yapması gereken girişim ve söylemleri bu gün için Muhafazakâr bir parti yapıyor mu? Yapmıyor mu? O'na bak!" diyerek tamamlıyor sözlerini.
-----------------------------------------------
Topaloğlu ailesine 23 Nisan'da Can geldi...
İrfan Topaloğlu Eskişehir'de tanınmış işadamlarından.
Bundan bir süre önce oğlu Kaya ile İrem yaşamlarını birleştirmiş, o günden bu yana İrfan topaloğlu Dede olacağı günü iple çekmeye başlamıştı.
İrfan Topaloğlu'nun bu bekleyişi önceki gün mutlulukla sona erdi.
Hem de 23 Nisan gibi önemli bir tarihte geldi güzel haber.
Kaya-İrem çiftinin bir erkek çocukları dünyaya geldi önceki gün.
Böylece, irfan Topaloğlu'nun da Dede olma hasreti sona ermiş oldu.
Dünyaya gözlerini açan Topaloğlu ailesinin son ferdine Can ismi verildi.
Bu arada...
İrfan Topaloğlu 1 Ocak doğumlu.
Oğlu Kaya ise, Eskişehir'in kurtuluş günü olan 2 Eylül tarihi'nde doğmuş.
Eşi İrem'in doğum günü ise 19 Mayıs.
Anlaşılan o ki, minik Can da 23 Nisan günü doğarak, bu geleneğin içinde yer almış.
Minik Can'a uzun ömürler, Topaloğlu ailesinin de gözleri aydın olsun...
----------------------------------------
Hadi bir omuz da buraya lütfen!
İstasyon Köprüsünün yıkıldığı alan güzel bir meydan oldu.
Düzenleme fena olmazken, trafik de belli ölçüde rahatladı.
Ancak...
Demiryolunun yer altına alınmasıyla üzerinde oluşan bulvar niteliğindeki alanda hala düzenleme adına herhangi bir çalışma yok.
Bu olmadığı için, üzeri kapatılan alan araç park yeri olmaktan öte bir işe yaramıyor.
Hani diyoruz ki: Kim yapacaksa burası da bir düzenlense de ortalıkta böylesine kötü bir görüntü kalmasa.
-"kim yapacaksa" dedik, çünkü, her zaman olduğu gibi kurumlar bu bölgeyi düzenleme görevini birbirinin üzerine atacak gibi re onun için...
----------------------------------------------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Polis yolda bir trafik kazasıyla karşı karşıya.. arabadaki kadın ve adamı ağır yaralı olarak hastaneye götürüyorlar.. polis etrafı incelerken birden araba enkazının içinden dışarı çıkmaya çalışan bir maymun görüyor.. Hayvanı kurtarıyor ve ona keşke bu nasıl oldu anlatabilsen diyor..
Aaa maymun birden
-ben konuşabiliyorum!! Demesin mi?
Polis şaşırıyor ve soruyor
-Sen bu kazayı gördün mü?
-Evet ben de arabadaydım, ben onların maymunuydum
-Nasıl oldu anlat öyleyse
-Son sürat gidiyorduk.. Bu arada ikisi de içiyorlardı
-Eeee?
-Sonra birlikte marihuana çektiler
-Aman Allah'ım... sonra...?
-Öpüşmeye başladılar...
-Bir dakika bir dakika... Yani simdi senin sahiplerin arabada son sürat
Giderken hem içiyor hem esrar çekiyor hem de öpüşüyorlardı öyle mi?
-Aynen
-Peki bütün bunlar olurken sen ne yapıyordun??
-Arabayı kullanıyordum.