
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
KUTLU DOĞUM HAFTASI
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından, 1989 yılından itibaren Peygamberimizin, doğum yıldönümleri, her yıl "Kutlu Doğum Haftası" adıyla bu amaç doğrultusunda ilmî, sosyal ve kültürel etkinliklerle kutlanmaktadır. 24.sü bu yıl, 14-20 Nisan tarihleri arasında icra edilecek, Kutlu Doğum Haftası`nın temas, "Hz. Peygamber, Kardeşlik Ahlakı ve Kardeşlik Hukuku" olarak belirlendi.
Oysa Kutlu Doğum Haftasında, her Müslüman'ın hedefi, Hz. Peygamberi anmak ve anlamak, Hz. Peygamberin örnek şahsiyeti ve ahlakını, bugünkü ve gelecek nesillere benimsemek, sevdirmek, onun insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrıyı, hayatımıza yansıtmak, onun ahlakını ve çizgisini davranışlarımızın mihveri ve rehberi yapabilmek olmalıdır. Çünkü Peygamberimize, dünden daha çok bugün ihtiyacımız var.
Ayrıca Kutlu Doğum Haftası'nda, Peygamberimiz anmaktan asıl gaye, onun cihanşümul olan nübüvvet ve risaletini, yüksek ahlakını, anmak ve sünnetine uyma azmini tazelemektir. Nesillere, onun hayatı ile ilgili bilgi vererek, onu sevdirmeye çalışmaktır. Çünkü onu sevmek imandandır, hatta imanın ta kendisidir.
Kutlu Doğum Haftası'nda, Peygamberimizin, dünyayı teşriflerini anarken, onun üstün şahsiyetini ve güzel ahlakını tanımaya, getirdiği evrensel mesajı anlamaya ve bütün bunları özünde barındırdığı dinamizmi içinde, çağımıza taşımaya olan ihtiyacımızı, bir kez daha fark edilecektir. Ayrıca Peygamberimizin hayatı, Müslümanlar için referans olacaktır.
Kur'an-ı Kerim'de, "büyük bir ahlak üzere" (Kalem, 68/4) olduğu bildirilen Sevgili Peygamberimiz, insanı insan yapan, erdemlerin ve değerlerin, odaklandığı yüce bir şahsiyettir. İslâm'ın, öngördüğü kâmil insan modeli onun, hayatında tecessüm etmiştir. Kur'an-ı Kerim'de, "Andolsun ki Resûlullah'da sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı zikredenler için, mükemmel bir örnek vardır." (Ahzâb, 33/21) buyrularak, onun hayatı bizlere 'yaşanabilir en güzel örnek' olarak takdim edilmektedir.
Peygamberimiz, kişi/kişiler için, Kuran'ın adeta yaşayan bir örneğidir. Kuran, bizleri onu örnek almaya çağırır. Ayrıca Kutlu Doğum Haftası'nda, Peygamberimiz anmaktan asıl gaye, onun cihanşümul olan nübüvvet ve risaletini, yüksek ahlakını, anmak ve sünnetine uyma azmini tazelemektir. Nesillere, onun hayatı ile ilgili bilgi vererek, onu sevdirmeye çalışmaktır. Çünkü onu sevmek imandandır, hatta imanın ta kendisidir.
Kutlu Doğum Haftası'nda, Peygamberimizin yaşayarak sunduğu ahlak modelini, örnek aile hayatını, onun kin, nefret ve intikamı sevgi ve müsamahaya dönüştüren rahmet ve barış yüklü mesajını, çağın söyleyişi ve sunuş teknikleri ile insanlığa tanıtmayı öncelikli sorumluluklarımızdan arasında görüyor, evrensel barış kültürünün, gerçek anlamıyla yaşatılmasını da vesile oluyoruz.
Nitekim ATATÜRK, "...Büyük bir İnkılâp yaratan Muhammed' e, karşı beslenen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları, korumakla tecelli etmek gerekti. Peygamber ölür ölmez düşünülecek şey, O'nu, bir an önce toprağa tevdi etmek değildi. Yaratmış olduğu inkılâbı, emniyet altına almaktı." "demişti.
Kutlu Doğum Haftası'nda, Peygamberimizin dünyayı teşriflerini anarken, onun üstün şahsiyetini ve güzel ahlakını tanımaya, getirdiği evrensel mesajı anlamaya ve bütün bunları özünde barındırdığı dinamizmi içinde, çağımıza taşımaya olan ihtiyacımızı, bir kez daha fark edilecektir. Ancak Muhammed'in, büyüklüğünü, hala anlamayan veya anlamak istemeyen insanlar var.
Nitekim ATATÜRK, "Muhammed' i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretlerine kapılan bu gibi cahil adamlar, O' nun, yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır." demiştir.
Kutlu Doğum Haftası Programın hazırlanmasında, "TOPLUM KATILIMI" nın, ön planda tutulması, toplumdaki kaynakları harekete geçirdi; hafta ile ilgili ihtiyaçlar uygun bir şekilde karşılandı; etkinlerin maliyeti düştü. Kutlu Doğum Haftası hakkında insanlar, daha çok bilinçlenmiştir. Bu yöntem, Kutlu Doğum Haftası, etkinliklerini verimli ve başarılı kılarken, diğer kurum kuruluşlara da örnek teşkil etmiştir. Çünkü çağımızda halka rağmen, hiçbir icraat ve etkinlik, başarılı olmaz.
Kutlu Doğum Haftası' nda, toplumun genelini kucaklamak amacıyla, siyaset üstü bir strateji izlenmelidir, Kurum/kuruluşlar ve kişi/kişiler veya belli bir kesim, kesinlikle ön plana çıkartılmadığı gibi, reklâm ve ticari amaçlı, herhangi bir etkinliğe de müsaade edilmemelidir. İsteyen herkes de etkinliklere, maddi ve manevi katkıda bulunmalı, Peygamberimizin tanıtılması için de üzerine düşeni eksiksiz yapmalıdır. Bu, her Müslüman için, bir görev ve ödev olduğu kadar, bir haktır da.