14-20 Nisan tarihleri arasında, ülkemiz ve Eskişehir'de, kutlanacak olan Kutlu Doğum Haftası bugün, Yunus emre Kültür Merkezi'n de düzenlenen bir törenle başlayacaktır. Bu yıl Kutlu Doğum Haftası' nda, Konferanslar, kermes, kitap fuarı, Konser, Okullar arası kompozisyon yarışması, Kan bağışı, sergi, peygamberimizle ilgili kitap dağıtımı, gibi etkinlikler yer alacaktır.
Eskişehir'in, ilçelerinde de hafta ile ilgili etkinler gerçekleştirilecektir.
Ülkemizde, 1989 yılına kadar, Hz. Peygamber'in doğumu, Kameri Takvime göre Rebi'ül Evvel ayının 12. gecesinde, camilerde mevlit, Cuma günü de hutbe okunarak ve vaazlarda, konu halkımıza anlatılarak, Mevlit Kandili adı altında kutlanmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Hz. Peygamber'i, bütün yönleriyle daha iyi tanımayı, tanıtmayı, anlayıp anlatmayı, insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrıyı güncelleştirmek amacıyla, 1994 yılından itibaren de, Peygamberimizin, Miladi doğum günü olan 20 Nisan tarihi esas alınarak Kutlu Doğum Haftası etkinliklerin yapılmasına karar verdi.
Ülke genelinde ve Eskişehir' de, 14- 20 Nisan tarihleri arasında Kutlu doğum haftası, çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Hafta boyunca, Hz Peygamberimiz, her yönü ile tanıtılacaktır. O' nun güzel ahlakı ve davranışları mihver ve rehber yapılacak, toplumda, birlik, beraberlik, kardeşlik, sevgi, saygı ve yardımlaşma duygusunu güçlendirilecektir. Bu vesile ile de toplum din konusunda aydınlatılacaktır
Diğer yandan Kutlu Doğum Haftasın' da, Peygamberimiz' in doğum yıldönümünü ve O'nun elçiliğini, yüksek ahlakını anmak ve sünnetine uyma kararlılığımızı tazelemektir. Allah (c.c.)'ın "Ve şüphesiz sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin." (Kalem Suresi, 4) ayetiyle övdüğü Resûlullah (sav)'ın, üstün ahlakını benimsemek ve benimsetmektir.
Peygamberimiz, kişi/kişiler için, Kuran'ın adeta yaşayan bir örneğidir. Ayrıca Kuran, bizleri onu örnek almaya çağırır.
Ayrıca Kutlu Doğum Haftası'nda, Peygamberimiz anmaktan asıl gaye, onun cihanşümul olan nübüvvet ve risaletini, yüksek ahlakını, anmak ve sünnetine uyma azmini tazelemektir. Nesillere, onun hayatı ile ilgili bilgi vererek, onu sevdirmeye çalışmaktır. Çünkü onu sevmek imandandır, hatta imanın ta kendisidir.
Kutlu Doğum Haftası'nda, Peygamberimizin dünyayı teşriflerini anarken, onun üstün şahsiyetini ve güzel ahlakını tanımaya, getirdiği evrensel mesajı anlamaya ve bütün bunları özünde barındırdığı dinamizmi içinde, çağımıza taşımaya olan ihtiyacımızı, bir kez daha fark edilecektir.
Peygamberimizi sevmek demek, onun sünnetine uymak ve hayata geçirmektir. Bu hususta da Allah'ın Resulü,"Sünnetimi ihya eden, beni sevmiş demektir. Beni seven ise cennette benimle beraberdir" buyurmuştur.
Elbette Kutlu Doğum haftasında, kişi/kişilere de görev düşmektedir.
Peygamberimizi tanımak için, Allah Resulü' nü tanıtan kitaplar okunmalıdır. Okunanların kalıcı olması için de, öğrenilen bilgiler, başta aile fertleri olmak üzere diğer insanlara da aktarılmalıdır. Etkinliklere katkıda bulunulmalı ve iştirak edilerek, istifade edilmelidir.
Peygamberimiz anlatan videokasetleri veya film CD'leri, ev halkı ile beraber izlenebilir. Yine Peygamberimizin hayatından kesitler sunan, ses kasetleri de dinlenebilir
Kutlu Doğum Haftası'nda, Peygamberimizin, dünyayı teşriflerini anarken, onun üstün şahsiyetini ve güzel ahlakını tanımaya, getirdiği evrensel mesajı anlamaya ve bütün bunları özünde barındırdığı dinamizmi içinde, çağımıza taşımaya olan ihtiyacımızı, bir kez daha fark edilecektir.
Şu bir gerçek ki, tebliğ edilen Müslümanlık ve Hz. Muhammed, İslam dünyasında, iyi tanınmadığı ve mesajları iyi algılanmadığı için, Müslüman dünyası, dünyadaki gelişim ve değişimlerden uzak kaldı. Nitekim ATATÜRK, " Muhammed'i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretine kapılan bu gibi cahil adamlar, O' nun yüksek şahsiyetini ve başarılarını, asla kavrayamamışlardır. Anlamaktan da çok uzak görülüyorlar. Cezbeye tutulmuş bir derviş, Uhud Muhaberesinde, en büyük bir komutanın yapabileceği plânı, nasıl düşünür ve tatbik edebilir?"demiştir.
Kutlu Doğum Haftası, peygamberimizi, tanımak ve tanıtmak yanında, onun, bizlere tebliğ ettiği, Allah ın buyruklarını, gelecek nesillere doğru ve etkin bir şekilde aktarmak, iyi ile doğruyu, güzel ile çirkini, onun penceresinden bakarak, daha iyi değerlendirmek açısında da önemli bir fırsattır.
