1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Lider kimdir biliyor musunuz?

İngiliz gazeteci, Sina Dağı'nda karşılaştığı bir Bedevi'ye sorar:
"Sence lider kimdir?"
Bedevi;
"Bir tanım yapmak yerine, bir öykü ile sorunuza cevap verebilir miyim?" der.
Gazeteci; "Elbette, anlat öykünü" diye yanıtlar.
Bedevi anlatır;
"Benim gibi bir Bedevi, devesinin üstünde ve kızgın güneşin altında, Sina Çölü'nde yol almaktadır.
Birden ufuk çizgisi kararır, gökyüzünde nadiren tek tük görülen kuşlar, bu kez toplu halde, karanlığın aksi istikametine doğru, telaşla kanat çırpmaktadır.
Çölün mutlak sessizliği, daha da yoğunlaşır sanki.
Deneyimli Bedevi; bu alametlerin, şiddetli bir kum fırtınasının habercisi olduğunu hemen anlar.
Devesini çökertir, üstünden iner. Heybeden aldığı sağlam bir kazığı, kızgın kumlara çakar ve devesini sıkıca bu kazığa bağlar.
Sonra yine heybelerden, katlanmış parçalar halinde çıkardığı küçük çadırın alelacele kurup, içine girer ve kapı örtüsünü her iliğinden düğümler.
Son düğümü henüz atmıştır ki; fırtına bulundukları bölgeye ulaşır.
Küçük çadır havalanacakmış gibi sallanmakta, rüzgarın oluşturduğu kum sağnağı, neredeyse delip geçecek bir hızda, çadır yüzeyine çarpmaktadır.
Her kum tanesinin, boyları küçük fakat verdikleri acı büyük oklar gibi bedenine saplandığı deve, dile gelir:
'Efendi, canım çok acıyor. Hiç olmazsa başımı çadıra sokmama izin verirmisin?' der.
Dışarıda olmanın ne kadar zor olduğunu iyi bilen Bedevi, zavallı devenin bu dileğini kabul eder ve 'Peki, başını çadıra sokabilirsin.' diyerek, kapıyı bağlayan düğümleri boşaltır.
Durmak bir yana, fırtına giderek daha da g emi azıya almaktadır. Deve, sahibine tekrar yalvarır; 'Efendi, derimin en ince olduğu yer boynumdur ve şu an çok acıyor. İzin ver, boynumu da çadıra sokayım.'
Biraz ikirciklenmeyle, bu isteğe de 'Peki' der Bedevi.
Fırtına, sanki sonsuza dek sürecek gibidir. Deve bu kez, ilk ikisinden daha acıklı bir sesle yalvarır;
'Efendi, ne olur, hörgücümü de çadıra sokmama izin ver..'
Bedevi bu son isteği de kerhen kabul eder. Ancak, hörgücün de içeri girmesiyle, küçücük çadırda, artık kımıldayacak yer kalmamıştır. Bu duruma, Bedevi'den önce, deve tepki gösterir; 'Efendi, bu çadır ikimize dar geliyor. Sen dışarı çıkıp, başının çaresine baksan.'
'Lider kimdir?'demiştiniz; bu hikayeyi mesnet alarak cevap vereyim;
Lider; devenin başını dahi, çadıra sokmasına izin vermeyen insandır."

Şimdi...

Bu yazıdan yola çıkın ve...

Bakın şehrimizdeki ve ülkemizdeki liderlere...

Çadırlarının içindeki develeri görmeniz çok da zor olmayacaktır...
......

Nasıl yani! Sen hala orda mı çalışıyorsun?
Yönetimin değiştiği Odunpazarı Belediyesi'nde beklenenin aksine işten çıkarmalar ve işten çıkartmaya zorlamalar olmadı.
Aksine.
Belediyede görev yapan çoğu çalışan hangi kadrodaysa o kadroya gönderildi.
Hatta...
Bir önceki dönemde görev yapan isimler arasından Müdür ve Başkan yardımcılığına getirilenler dahi oldu.
Son günlerde, Belediye'deki mevcut tablo ile ilgili komik bir olay anlatılmaya başlanmış.
Dışarıdan birileri, Belediye'de çalışan arkadaşlarını arayıp, "Ne var ne yok?" Diye soruyormuş.
-"Valla bir şey yok. Çalışıyoruz işte" cevabını alınca:
-"Nasıl yani? Senin işine son vermediler mi?"diye soruyormuş bu defa telefondaki ses hayretle.
Çalışanın:
-"Yoo. İşten falan çıkartmadılar. Daha önce nasıl çalışıyorsam öyle devam ediyorum"cevabı verince sinirlenen telefondaki ses:
-"Sen yoksa bize ihanet mi ettin? Seçim öncesi onlarla mı anlaştın da seni hala Belediyede tutuyorlar?"diyerek kapatıyormuş telefonu.
......

Bu kez de lojman ve Kur'an kursu için para toplanmış.
Geçtiğimiz aylarda, Cuma namazı sonrası toplanılan bağış ile ilgili bir yazı yazmıştık bu köşede.
Daha doğrusu, Cuma namazından çıkanlar aramış, cami önünde toplanan bağışı tuhaf bulduklarını söylemiş, biz de bunu köşemize taşımıştık.
Söz konusu bağış, Mihalıççık Müftülük binası yapımı içindi.
Biz de, en büyük bütçelerden birine sahip olan Diyanet İşleri Başkanlığının bu binayı niçin yapmadığını?,niçin cemaatten para toplanma yoluna gidildiğini sorarak,cemaatin bu yöndeki yakınmalarını dile getirmiştik.
Önceki gün, yine aynı camilerde,yine tuhaf olan ve yine cemaatten insanların tepki gösterdiği bir bağış toplama olayı gerçekleşmiş.
Üstelik.
Toplanan bağış yine Mihalıççık ilçesiyle ilgili, bu kez Müftülük lojmanları ve Kur'an kursu ile ilgiliymiş.
Ve bu bağış toplama işi, tıpkı diğeri gibi cuma çıkışı cemaatin yakınmasına neden olmuş.
......

Ulusalcıların kahramanı oldu ama...
CHP Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum.
Adı ilan edildiği günden bu yana Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu'na karşı çıkıyor.
Önceki gün bir TV kanalında "Benim Cumhurbaşkanı adayım Emine Ülker Tarhan" diyerek ve bu konuda ilk imzayı vererek bir anlamda Ulusalcıların kahramanı oldu.
CHP nin göstermiş olduğu çatı adayı desteklemeyeceğini söyleyip, bir anda kendisinden en çok bahsedilen isim haline geldi.
Bu hareketi ile çokça konuşulan ve konuşulacak da olan Süheyl Batum, sosyal medyada, kendisiyle aynı görüşten olan insanların bol bol övgüsünü aldı.
Ancak...
Süheyl Batum'a gösterilen bu ilgiden çok, eleştiri de geldi.
Özellikle CHP'lilerin büyük bir bölümü Süheyl Batum'a tepki göstermekten geri durmadı.
Yapmış olduğu bu hareket sonrasında gösterilen en büyük tepki ise, "AK parti ülkeyi bölüyor, Süheyl Batum da CHP'yi bölmek için elinden geleni ardına koymuyor" sözleri oldu.
......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bir uçak yolculuğunda, uçak okyanusu geçerken korkunc bir sallantı olur. Uçak korkunç bir şekilde sallanır, kanadının biri kopar.
O sırada, bir kadın bütün konrolunu kaybeder. Ayağa kalkar, uçağın en ucuna gider ve bağırmaya başlar...
Ölmek için çok gencim !
Eğer ölmek zorundaysam, hayatımın son anlarında unutulmaz dakikalar yaşamak istiyorum !
Bir yığın avantürüm oldu, ama hiç bir adam bana gerçekten kadın olduğumu hissettiremedi. Kadınlığımı hissetmek istiyorum.
Bu uçakta bana kadın olduğumu gösterecek bir erkek var mı ?? !!
Bir an uçaktaki bütün gürültü kesilir. Herkes tehlikeyi unutur ve ümitsiz bir şekilde kadına bakmaya başlar.
Uçağın en arkasında bir adam kalkar.
Der ki : Sana kadın olduğunu göstereceğim. Adam rüyalardaki erkeklere benzer. İri, esrarengiz, simsiyah parlak saçlar mavi gözler.
Yavaş yavaş koridorda ilerler, gömleğinin düğmelerini birer birer sökmeye başlar.
Uçakta herkes hareketsiz bekler.
Adam yaklaştıkca kadının nefesi hızlanır. Adam gömleğini çıkarır. Kadına iyice yaklaşır, göğüs kasları kıpırdar.
Çok seksi bir hareketle gömleğini kadına uzatır ve der :
ÜTÜLE ÇABUK ŞUNU!!!

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi