
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
LİDERLERİN HER TAVRI VE SÖZÜ BİR EĞİTİMDİR
Son günlerde, siyasi parti genel başkanları ve belediye başkan adayları arasında, söz düellosu, kamuoyunu rahatsız edecek boyuta ulaştı. Meydanlarda ve TV programlarına katılan konuşmacılar, lehte ve aleyhte çok şey söylüyorlar. Rahmetli Uğur Mumcu' nun, " tartışma yerine kavga, dinleme yerine suçlama, yanıtlama yerine saldırı... Bizim yaptığımız bu işte! " görüşünü de doğruluyorlar.
Dikkat ediyoruz. Liderler, ülkeye ve kentlere, getirisi olmayan sözlerle gündemi meşgul ediyor, toplumu da geriyorlar. Karşılıklı olarak da, halkı tedirgin eden, hiçte hoş olmayan sözler söylüyor, suçlamalarda bulunuyorlar. En kötüsü ise, geleceğimiz olan çocuk ve gençlerimize, kötü örnek oluyorlar.
Seçmen ise Lider ve Belediye Başkan adaylarının, kısır çekişmelerini, alkışları ile teşvik ediyor. Yanlışlıklarına da ortak oluyor. Bu durum gösteriyor ki toplum olarak hala çağımızın liderini anlamaktan çok uzağız. Lider konumunda olan insanlardan, adeta mucize bekleniyoruz. Oysa çağımızda, lider dönemi bitti. Liderin tanımı da değişti. Karizmatik bir kadronun temsilcisi insanların, üzerinde odaklanan reklam kampanyaları, ulusal bazda hala pirim yapıyor ama Lider "EKİBİ" ve "PROĞRAMI" ile liderdir.
Yerel seçimler dolaysıyla ülke, kent ve parti bazında ciddi gerginlikler ve kırgınlıklar yaşanıyor. Proje ve hizmet üretmek yerine, geçmişin hesabı yapılıyor, kişisel hatalar kamuoyu ile paylaşılıyor. Listelerin belirlenmesinden sonra, pek çok partili istifa etti. Oysa Partilerdeki bu gelişmelerden, Lider ve parti teşkilatının da sorumluluğu var. Ancak Partilerde parti iç demokrasi olmadığı için lider ve adaylar, tek söz sahibidir. Durum bu olunca da elbette fatura lider ve adaylara kesilecekti.
Ayrıca Türkiye ve Eskişehir, yıllardır bilinen isimlere ve devşirme listelere mahkûm oldu. Hal böyle olunca da, İnsanlarımız, aynı senaryoları, nakarat gibi seyretme ve izlemek zorunda bırakıldı. Gerginlik yaratmada da, kimse liderlerin ellerine su dökemedi.
Son günlerde, AKP, MHP ve CHP Genel Başkanları, arasındaki gerginlik, kalıcı hale geldi. Maalesef üç liderde, "GERGİNLİK" stratejisinden, medet ummakta kararlı görülüyor. Oysa Siyasi parti liderlerinin, özellikle de iktidar partisinin görevi, ülkede gerginlik yaratmak değil, mevcut ve oluşması muteber gerginlikleri, ortadan kaldırmaktır.
Ülkemizde, bazı parti liderleri ve Belediye Başkan Adayları, hala geçmişteki yöntemlerini tesiri altındalar. Ucuz ve çağ dışı yöntemlerle de, gündemde kalmak istiyorlar. Hâlbuki XXI. yüzyılda, bir kadro hareketi öne çıktı. Ama liderlerimiz ve belediye Başkan Adayları, hala dünyadaki bu gelişmelerin, ya farkında değiller, ya da geçmişteki alışkanlıklarının sürdürmekte kararlılar.
Aslında, çok da görmemek lazımdır. Çünkü yıllarca partiler ve ülke,"Cumhuriyet Padişahları" ile yönetildi. Partilere, "TEK ADAM" felsefesi hakim oldu. " SE-BEN " kavgası ise gündemden düşmedi. Gerginlikler ise gündemi sürekli işgal etti. Bunun toplum ve insanımız için bir "EĞITIM" olduğu da, sürekli gözardı edildi.
Oysa geliş ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de eğitimi toplum yapar. Parti genel Başkan ve belediye başkan adaylarının, her tavrı ve söylemi, bir eğitimdir. Bu eğitim alan, insanlarımız aynı yoldan yürüyecekler, onların tutum ve davranışlarını benimseyerek de, siyasi ve günlük yaşamlarına, hakim kılacaklardır.
Türkiye' de, siyasi parti liderleri, yönetirken yenilik yapmıyor, geçmişteki liderlerin misyon vizyonlarını adeta tekrar ediyor. Uzun vadeli düşünmüyorlar, günü kurtarmayı da büyük bir başarı olarak görüyor veya gösterme çaba ve gayreti içinde oluyorlar.
Yıllardır, siyasi partilerde, belediye başkan adayları, İl genel ve Belediye meclis, üyeliklerine, eş dost, yandaş ve parası olanlar, tercih edildi. Hatta pek çoğu da liste başı yapıldı. Üyelerin kriterleri, genellikle göz önünde tutulmadı. Siyasi çıkar ne gerektiriyorsa o yapıldı. Hal böyle olunca da şehircilik içinden, çıkılmaz bir hal aldığı gibi, "RANT" kentleri tek merkezli bir kent haline getirdi. .
Tüm dünyada, parti liderleri ve belediye başkanları, yönetirken yenilik yapar. Kısır çekişmelerden uzak durur ve gerginlik yaratmaktan da kaçınır. Kısa vadeli değil, uzun vadeli düşünür. Kendine özgü bir kişiliği vardır. Stratejik ortaklıklar ve güç birlikleri oluştururlar. Zamanı iyi kullanır, baskı altında bile kontrolü kaybetmezler. Kendi kedilerini de disipline ederler. Hatalarını tekrar etmezler. Tutarlı bir kişilik yapısı vardır. Örnektir. Herkese aynı oranda saygılıdır. Ufku geniştir.
Peki, biz de öyle mi?