4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

MADENLER SANAYİNİN İTİCİ GÜCÜ

Eskişehir'de, TMMOB bağlı, Maden Mühendisleri Odası tarafından, "5. Uluslararası Maden Makineleri Sempozyumu" gerçekleştirildi. Neler konuşuldu bilinmez ama Sempozyumda, madenlerle ilgili, ruhsat, Ar-Ge, maden teknolojisi ve kazaları gibi, konuların da görüşülmesini beklerdik. Çünkü ülkemizin, bu alanlarda çok ciddi sorunları var.
Ayrıca Türkiye, maden çeşidi bakımından oldukça zengin bir ülke olmasına rağmen, kendi madenlerini işleyemiyor. Bazı madenleri ise çıkaramıyor bile. Maden yataklarımız tamamen yabancı şirketlerin kontrolü altında. Türkiye'de 26 tane yabancı şirket, maden çıkarıyor.
Ülkemizde, madenlerle ilgili arzu edilmeyen ciddi gelişmeler yanında, madenlerle ilgili, halkın da kaygıları var. Nitekim Borla ilgili yazımızdan sonra, pek çok elektronik posta aldık. Bir okuyucumuzun," Vatan toprağı ve madenlerimiz, bize atalarımızın mirası ve torunlarımızın da emanetidir. Bu emaneti, peşkeş çekmeyerek, gelecek nesillere aktarmak zorundayız" sözleri, dikkat çekmişti..
Kaymaz Altın Maden Yatağı ile ilgili, mücadelemizde de genç bir maden mühendisi, " ...Mücadelenizi, takdirle karşılıyorum. Bugünkü şartlarda, yabancılar madenlerimizi bedavaya kapatır. Zararı yok, bizler istifade etmeyelim. Gelecek nesiller, belki akıllı olur, bu madenlerimizi, kendi insanımızın yararına işletir" demişti.
Şu bir gerçek ki Türkiye, 1944'ten, itibaren, milliyetçi politikaları terk etmiş, Türkiye, uydu ülke konumuna doğru, hızlı bir şekilde sürüklenmiştir. Çok partili döneminde ise bu süreç, daha hız kazandı. IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlardan, alınan dış borç ise kötü gidişin tuzu biberi oldu.
Oysa Türkiye, LOZAN' da, sonra dış borç almamaya çok özen gösterdi. Çünkü Lord Curzon, " EĞER İLERDE, BİZE BORÇ ALMAK İÇİN GELİRSENİZ CEBİNİZDEKİ BUGÜN KABUL ETMEDİĞİNİZ BÜTÜN SİYASİ TAVİZLERİ ÇIKARACAĞIZ" demişti.
Yine ABD Başkanı, " BİZ MALİ GÜCÜMÜZLE, DEVLETLERİ İSTEDİĞİMİZ GİBİ YÖNLENDİREBİLİRİZ." diyerek, bir gerçeği ortaya koymuştu.
Lozan Antlaşması ile her türlü kapitülasyonlar kaldırılmış, böylece ekonomik bağımsızlığın kazanılması yönünde, önemli bir adım atılmıştı.
Maalesef çok partili dönemde, Lozan'da, LORD Corzun ve ABD başkanının sözleri hayata geçerken, genç mühendisin korkuları da doğru çıktı. Siyasi otoritenin, çıkardığı yasalarla yabancılar, vatan toprakları altıdaki zenginliklerin ele geçiriyorlar.
Konuyla ilgili olarak Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası yetkilileri, AKP Hükümeti tarafından, 5 Haziran 2004 tarihinde, TBMM'den geçirilen 5177 sayılı değişiklik ve 5213 sayılı Maden Kanunu'na dikkat çekerek, bu yasalarla yabancı sermaye maden işletme ruhsatı alma konusunda büyük kolaylıklar sağlandığını ifade ettiler.
Yasayla birlikte, Türkiye'nin, birçok maden sahasında yabancı şirketlerin, maden arama ve işletme konusunda önünün açıldığını vurgulayan yetkililer, özellikle Karadeniz bölgesinde altın, gümüş, bakır, çinko madenlerinin, yabancı tekeller tarafından işletildiğine dikkat çektiler.
Diğer yandan, Türkiye Jeoloji Mühendisleri Odası yetkilileri, 5 Haziran 2004'te TBMM'den geçirilen bir yasayla, yabancı şirketlerin, Doğu Anadolu bölgesine denk gelecek kadar alanın, maden arama ve işletme ruhsatını, eline geçirdiğini açıklamıştı.
Türkiye Maden Mühendisleri Odası'na göre de uluslararası firmaların, Türkiye'ye ilgisi artarak devam ediyor. Son yıllarda, Rio-Tinto isimli ABD- İngiliz sermayeli uluslararası bir şirketin, tüm dünyada olduğu gibi, Türkiye'de de faaliyetlerini arttırdığına dikkat çektiler.
Türk Halkı, artık gerçekleri görmek zorundadır.. Yabancılar tarafından, vatan toprağının ele geçirilmesi, siyasi ve kültürel bağımsızlığımızın, elde çıkarılmasıdır. Her Türk vatandaşı, bu gelişmeleri umursamalı ve üzerinde düşeni de eksiksiz yapmalıdır.
Bu alanda, Tarhan Aykut isimli bir vatandaşın, elektronik mesajındaki şu haykırışı, hepimize ders olmalıdır." Unutmayınız ki, Filistin halkı, babalarının sattığı toprakları geri alabilmek için, taşla mücadele ederken, dirsekleri ve dizleri İsrail askerleri tarafından taşla kırılan insanların dramını yaşıyordu. Kıbrıs ta narinciye topraklarını, yüksek fiyatla veriyor, gerekçesiyle satanların çocukları, torunları, babalarını sattığı toprakları nasıl geri alacaklarını acı acı düşünmekte ve doğa sonuç olarak da çaresiz kalmaktadır. Dünün toprak sahipleri, yarının o topraklarda çalışan işçileri olacaklardır." Demişti.
Sanayinin gelişmesinde, lokomotif bir sektör olan madencilik, ülkelerin kalkınmasında, sürükleyici bir rol oynar. Madencilik, sanayinin itici gücü, katma değeri en yüksek olan ve kaynak yaratan, önemli bir sektördür O nedenle de halkımız, madenlerle ilgili gelişmeleri umursamalı ve üzerine düşeni de her türlü fedakârlığı yaparak, gereğini de yapmalıdır. Çünkü madenlerimiz, torunlarımızın, bize emanetidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi