
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Mağlubiyetin sahibi olmaz...
Taraftar: ”Ben daha ne yapayım? çıkıp penaltıyı da ben mi atsaydım” diyor.
Kulüp başkanı: “Ben ne yapayım kardeşim? Penaltıyı da atacak ben değilim ya!” diyor.
Teknik direktör: “Futbolcu penaltıyı atamıyorsa ben daha ne yapabilirim ki?” diyor.
Penaltıyı kaçıran futbolcu “Şanssızlık oldu hadi ben kaçırdım. Diğerleri atsaydı” diyor.
Herkes kendince haklı olduğunu söylüyor…
Taraftar, golden sonra yakılan meşalelerle maçın uzamasının, yenilgi ile alakası olmadığını söyleyip “Ne var yani! Aynısının daha fazlasını Göztepe taraftarı yapmadı mı?” diyor.
Kulüp başkanı, bu sonucun ortaya çıkmasında en az sorumluluğun kendisinde olduğunu ifade ediyor.
Teknik direktör, oyun sırasında hatalı olmadığını, oyuncu değişikliklerinde herhangi bir yanlışın olmadığını belirtiyor.
Futbolcular, “Elimizden gelenin fazlasını yaptık. Daha ne yapacaktık ki?” diyor.
Herkes doğru olanı yaptığını, yanlışın başka yerde aranması gerektiğini adres gösteriyor.
Anlayacağınız…
Eskişehirspor tam anlamıyla “kim vurdu” ya gitmiş.
Sorumluluğu timse üstlenmiyor, üstlenmek istemiyor.
üstelik…
Asıl sorumluların adresini gösteriyor.
Boşuna dememişler “Galibiyetin sahibi çoktur, mağlubiyetin ise sahibi yoktur. Mağlubiyet yetimdir” diye.
Yaşadık gördük işte…
.....
Cahillik ve haddini bilmeme…
iki psikiyatri uzmanı bir teori ortaya atıyor....
"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."
Ve bunun üzerine bir araştırma başlatılıyor. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşılıyor:
· Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
· Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
· Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
· Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.
Dunning-Kruger Sendromu diye adlandırılan bulgunun çıkış noktası elde ediliyor.
-"İşinde çok iyi olduğuna" yürekten inanan ‘yetersiz’ kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür!
-Ancak bu ‘cahillik ve haddini bilmeme’ karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur.
‘Eksiler’ kariyer açısından ‘artıya’ dönüşür.
-Sonuçta, ‘kifayetsiz muhterisler’, yani hırsından dolayı, altından kalkamayacağı yükün altına girenler, her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler…
-Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında ‘fazla alçakgönüllü’ davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler... Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler... Muhtemelen üstleri tarafından da ‘ihtiras eksikliği’ ile suçlanırlar..."
Not: Yazıyı okuduysanız eğer, çevrenizde ne kadar çok bu tanıma uyan insan olduğunu düşündünüz ve kısa da olsa bir şaşkınlık yaşadınız değil mi?
.....
Memurun iflası yakın…
-17 saat oruç tutabilmek için vücudun günlük 3 bin kaloriye ihtiyacı var.
-3 bin kaloriye denk gelecek geleneksel ramazan yiyecekleri yan yana getirildiğinde, bir kişinin iftar açması için gereken günlük para miktarı 16.43 TL tutuyor.
-29 gün sürecek ramazan ayı boyunca bir kişinin iftar maliyeti 476.33 TL olarak belirleniyor.
-Aile olarak hesaplandığında ise, dört kişilik bir ailenin günlük iftar maliyeti 65.7 TL, aylık iftar maliyeti ise 1.905 TL oluyor.
-Bu rakamlara göre oruç açmanın maliyeti geçtiğimiz yıl ramazan ayı rakamlarına oranla yüzde 11.3 artmış görünüyor.
-Yine ortaya çıkan bu rakamlara göre bir memurun sadece oruç açmak için aldığı maaşın yüzde 68.4’ünü, yani üçte ikisinden fazlasını ayırmak durumunda.
-Ancak, sözünü ettiğimiz memur geçtiğimiz yıldan bu yana sadece yüzde 3 zam alıyor…
-Aldığı yüzde 3’lük zam 81 lira gibi komik bir rakama denk geliyor.
Söz konusu rakamlar ve araştırma Kamu sen’e ait…
Karşılaştırmalı, detaylı ve güzel yapılmış bir araştırma…
Dahası…
Desteklenmemesi halinde memurun iflasa doğru gittiğini ortaya koyan bir araştırma bu.
Memur Sen’in talep ettiği gibi memura Enflasyon üzerinde büyüme artı refah payı ve bayram ikramiyesi verilir mi verilmez mi bilemiyoruz…
Verilirse, memur ramazan ayından bir nebze olsun rahat çıkar.
Verilmez ise…
İşte o zaman yukarıda söylediğimiz iflas tam anlamıyla gerçekleşecek gibi…