
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
"Mağlubiyetin sahibi yoktur..." diye boşuna dememiş Demirel...
7 Haziran'da bir seçim yapıldı.
CHP 69 yıl sonra Eskişehir'de birinci parti oldu.
Büyük bir başarıydı bu CHP için.
Baktık: başarıyı sahiplenen sahiplenene.
İl Başkanı "bu örgütün zaferidir" dedi.
Belediye Başkanları, açık açık söylemeseler de "Başarıda büyük katkımız var" davranışı içine girdi.
Üyeler "Hepimiz çok çalıştık. Sonunda başardık" dediler açıktan açığa.
Milletvekili adayları "Bizim payımız bir hayli fazla. Çok koşturduk" psikolojisi içindeydi.
Anlayacağınız...
CHP içindeki herkes seçimin kazanılmasında en büyük aslan payını kendisine çıkartma derdine düştü.
-"O çalışmadı, ben çalıştım"
-"O yattı, biz koştuk"
-"Onlar kayıptı, biz sokaklardaydık" gibi, hem başarıyı sahiplenme, hem de hiç kimsenin bu başarıya ortak olmaması adına harcanan yoğun çabalar vardı.
Her neyse...
Hükümet kurulamadı, yeniden seçim kararı alındı ve 1 Kasım'da yeni bir seçim yapıldı.
5 ay önce Eskişehir'de seçimi kazanan CHP bu defa Eskişehir'de birinci olamadı.
18 Bin oy avantajı ile girdiği seçimi, 40 bine yakın oy farkı yiyerek AK partinin gerisine düştü.
Bakıyoruz da, 7 Haziran seçim başarısını üstlenmek için CHP içinde birbiriyle adeta mücadele edenlerin, konu başarısızlık olduğunda hiç sesleri çıkmadı.
Hiçbir ağızdan "Türkiye genelinde olduğu gibi Eskişehir'de de aynı nedenler etkili oldu" şeklinde bile bir söz çıkmadı.
Boşuna söylememiş Süleyman Demirel "Galibiyetin sahibi çoktur, mağlubiyetin sahibi yoktur. Mağlubiyet bildiğiniz yetimdir" diye...
......
Behiç Erkin'den öğrenilecek çok şey var...
-Kurtuluş savaşının kahramanlarından birisi...
-Önemli bir Komutan.
-Devlet Demiryollarının Kurucusu ve ilk Genel Müdürü.
-Milletvekilliği ve Bakanlık yapmış başarılı bir siyasetçi.
-Milli İstihbarat Teşkilatının fikir babası.
-Emekli Sandığının kurucusu
-Avrupa Başkentlerinde Türk büyükelçiliği yapmış önemli bir diplomat.
-Atatürk'ün en yakın arkadaşı ve sırdaşı.
Behiç Erkin'den bahsediyoruz.
Hani Enveriye İstasyonunun yanında mezarı olan, vasiyeti üzerine oraya defnedilen ve dün kendisini andığımız Behiç Erkin.
Bugün bu ülkeyi yönetenlerin Behiç Erkin'den öğrenecekleri çok şey var...
Ne mi var mesela?
Hemen anlatalım:
Kariyerinin son günlerinde Paris'e Büyükelçi olarak atanır Behiç Erkin.
O sırada Almanlar Fransa'yı işgal etmiş ve ne kadar Yahudi varsa paralarına ve mallarına el koyup, gaz odalarına göndermek üzeredir.
Behiç Erkin, Almanya'dan kendisine verilen demir Haç madalyasın forsunu da kullanarak 20 Bin yahu di vatandaşa Türk pasaportu verir ve bu Yahudileri Almanlara teslim etmez.
Yahudi oldukları için esir almak isteyen Almanlara da aynen şu sözlerle karşılık vererek direnir:
-"Bu kanunları Türk Yahudilerine tatbik edemezsiniz. Çünkü benim ülkemde din, dil ırk ayrımı yoktur. Benim vatandaşlarımın belirli bir kısmına belirli zorunluluklar dayatmak bizim kanunlarımıza aykırıdır"
Başta da söyledik...
Bugün ülkeyi yönetenlerin Behiç Erkin'den öğrenmesi gereken çok şey var...
.......
Siyaset yapanlarda teslimiyet olmaz...
Hayatta mücadeleden kopmamayı işaret eden güzel bir söz var.
-"Kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin"
Bu söz siyasette hedefi olanlar için de geçerli bir söz.
Ve bu sözün ne kadar doğru olduğunu ispatlayan isimler yaşıyor Eskişehir'de.
-Bunların başında gelen isim Ahmet Ataç.
1999'da Tepebaşı belediye Başkanlığına geliyor.
2004'de yeniden aday oluyor ama seçimi kaybediyor.
Vazgeçmiyor,2009 ve 2014 seçimlerini arka arkaya kazanıyor.
-Bir diğer isim Nedim Öztürk.
2004 yılında Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adayı oluyor.
Aday yapmıyorlar kendisini.
Vazgeçmiyor,2007'de milletvekili aday adayı oluyor.
3 ncü sıraya yerleşiyor ve buradan da Eskişehir milletvekili oluyor.
-Başka bir isim Burhan Sakallı.
2003 genel seçimlerinde Milletvekili olmak istiyor.
Aday adayı oluyor ama, aday sıralamasına giremiyor.
Vazgeçmiyor tabii.
Bir sene sonra, yani 2004 yılında yapılan seçimlerde Odunpazarı Belediye başkan adayı oluyor.
Seçimi kazanıp, iki dönem üst üste Belediye Başkanlığı görevini yapıyor.
-Başka bir isim Kazım Kurt.
30 yılı aşkın Eskişehir'de siyaset yapıyor.
Bu 30 yıl içinde hem belediye Başkanlığı hem de Milletvekilliğine aday oluyor.
Hiç birini kazanamıyor.
Vazgeçmiyor o da...
2012 yılında yolları Yılmaz Büyükerşen ile kesişiyor.
2-3 yıl içersinde hem kent konseyi başkanı, hem Milletvekili hem de Belediye Başkanı oluyor.
-Ve son isim Harun Karacan.
2014 mahalli seçimlerinde Büyükşehir belediye başkan adayı gösteriliyor.
Seçimi kaybediyor.
Vazgeçmiyor...
2015, 1 Kasım seçimlerinde ikinci sıradan aday gösterilip, seçimlerde Milletvekili oluyor.
Sonuç olarak...
Elbette yıllardır siyaset yapan, kendine bazı hedefler koyan ve bu hedefler doğrultusunda aday olup da, seçilemeyen insanlar mutlaka vardır.
Bu insanlar arasında, mücadelesini devam ettirenler olduğu kadar, "olmadı" diyerek siyaset defterini kapatıp, köşesine çekilenler de vardır.
Defteri kapatıp, kenara çekilenler, yani teslim olanlar için yapılacak bir şey yok.
Zira...
Siyaset teslimiyetçiliği sevmez.
Dolayısıyla...
Aday olup seçilemeyen fakat hedefi doğrultusunda mücadeleyi devam ettirme gayreti olanlar için ileride hala bir umut onları bekliyor.
Tıpkı, yukarıda saydığımız insanların vazgeçmeyip, teslim olmayarak umutlarına ulaştıkları gibi...