6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

MALAZGİRT'İN 947. FETİH YILDÖNÜMÜ

Büyük Selçuklu Sultanı Mehmet Alp Arslan, 20 Ocak 1029 yılında Merv’de doğdu. 27 Nisan 1064 yılında İkinci Selçuklu Hükümdarı olarak tahta geçti. Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan, Artvin, Ahıska ve Diyarbakır şehir ve kalelerini feth etti. 54 bin kişilik Türk Ordusuyla, 200 bin kişilik Bizans Ordusunu 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt’te mağlup etti.
Alp Arslan, Bizans ordusuna oranla kendi ordusunun azlığı, küçüklüğü sebebiyle bir meydan savaşına girmeyi henüz karar vermeden görünüşte barış teklifinde bulunmak, gerçekte ise düşmanın durumunun tesbit etmek maksadıyla imparatora bir elçilik heyeti gönderdi. öncü savaşlarını kaybetmesine rağmen askerlerinin çokluğuna güvenen imparator Alparslan’ın bu elçilik heyetini köşeye sıkıştığı için gönderdiğini zannederek teklifini çok sert bir şekilde redetti. Bunun üzerine savaşın kaçınılmaz olduğunu gören Alparslan ordusunu savaş düzenine soktu. Ve bir kısım atlı kuvvetlerini küçük bir yarma vadi boyunca pusuya yatırarak bizzat kumanda edeceği 400 kişilik hassa askerini merkez hattına yerleştirdi.
Bir süre sonra, merkez hattında Romen Diyojen olmak üzere Nikephoros Bryennios, Aliattes ve Andronikos Dukas gibi kumandanların yer aldığı Bizans ordusunun da savaş düzenine girmesiyle iki ordu karşı karşıya geldi.
Bu arada Abbâsî Halifesi Kāim-Biemrillâh, İslâm dünyasının yakından ilgilendiği Malazgirt Muharebesi’nin Sultan Alparslan tarafından kazanılması hazırladığı dua metninin Cuma namazında bütün İslâm ülkelerindeki minberlerden okutulmasını emretti.
26 Ağustos 1071 Cuma günü öğleye kadar orduyu denetleyen ve kumandanlarına son direktiflerini veren Alparslan, İmamı ve fakıhı Buharalı Ebu Nasr Muhammedin bütün müslümanların İslamın zaferi için dua ettikleri Cuma günü öğle vaktinde düşmana saldırması tavsiyesine uyarak ordusuyla birlikte Cuma namazını kıldıktan sonra “ölürsem kefenim olsun” dediği beyaz bir elbiseyle askerin karşısına çıktı ve şöyle dedi:
“Ben, Müslümanların camilerde bizim için dua etmekte oldukları bu saatlerde düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek arzu ettiğimiz sonuç gerçekleşmiş olur, yenilirsek şehid olarak cennete gideriz. Bugün burada ne emreden bir sultan ne de emir alan bir asker var; ben de içinizden biri olarak sizinle birlikte savaşacağım; benimle gelmek isteyenler peşime düşsünler, istemeyenler serbestçe geri dönebilirler.”
Sultan Alparslan, bu ünlü konuşmasının ardından ilk hücumu başlattı.
Şiddetle saldırıya geçen hassa askerleri birkaç saat içerisinde Alparslan’ın bizzat yönettiği sahte rical harekatı ile başlarında Roman Diogen’in bulunduğu Bizan merkez kuvvetlerini peşlerine düşürerek pusudaki birliklerin önüne çekmeyi başardılar. Pusudaki Selçuklu atlıları taarruza geçtikleri sırada Alparslan da çekilmekte olan kendi kuvvetlerini geri çevirerek hücuma kaldırdı. İmparator hatasını anladığında artık çok geç kalmıştı. Romanos Diogenes sol kanattan yardım istediyse de pusudan çıkmış bulunan Selçuklu atlıları buna engel oldular. öte yandan sağ kanat kuvvetlerinin çoğunluğunu teşkil eden Türk kökenli askerler başlarında Tamış adlı beyleri olduğu halde Selçuklu tarafına geçtiler ve bu olay ordunun dağılmasına sebep oldu. Bu durum karşısında imparator askerlerini geriye çekip karargâhın arkasında toparlanmak istediyse de geri çekilişi kaçış şeklinde değerlendirildi ve önce ihtiyat kuvvetleri, arkasından Ermeni kıtaları savaş alanını terketti. Sonuçta öğle vaktinden geceye kadar devam eden bu meydan muharebesinde Bizanslılar ağır bir yenilgiye uğradı. Ordunun büyük bir kısmı kılıçtan geçirilmiş, imparator ve çok sayıda general esir alınmış, askerlerin ancak bir bölümü kaçarak canlarını kurtarabilmişti.
Tarihi kaynakların belirttiğine göre Alparslan, İmparator Roman Diogen’e bir savaş esiri değil bir konuk hükümdar muamelesi yapmış onu yanına oturtmuştur. İki hükümdar arasında geçen müzakereler sonunda bir barış antlaşması imzalanmıştır. Birgün sonra Alparslan maiyetine bir bölük asker vererek Roman Diogen’i İstanbul’a doğru uğurladı. Ancak Bizan senatosu mağlubiyet haberini alınca Roman Diogen’i tahttan indirip yerine VII. Mikhail Dukas’ı imparator ilan etmişti. Bizans kuvvetleri tarafından teslim alınan Roman Diogen getirildiği Kütahya’da gözlerine mil çekilerek hapse atıldı ertesi yılda Kınalıada zindarında öldü.
Savaştan sonra İsfahan’a giden Alparslan, başta Abbâsî halifesi olmak üzere bütün İslâm hükümdarlarına fetihnâmeler göndererek kazandığı zaferi müjdeledi.
Gazi Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan 25 Ekim 1072’de Merv’de ebediyete irtihal etti. Ruhu şad makamı cennet olsun.
Alparslan 1071 Malazgirt Zaferiyle bizlere Anadolu’nun kapılarını açmıştır. Fethin 947. yılında  Yüce Rabbim bütün şehitlere gani gani Rahmet eylesin.
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi